Hiç düşündünüz mü? Bazı insanlar hep öne çıkmak ister bazı insanlar ise geride kalmak. Bazıları başarıları hep kendine bağlar, bazıları paylaşmayı tercih eder. Bazı insanlar en iyisi benim'i ispat çabasındadır, bazıları da "aman ne yapayım olursa olur, olmazsa kader "der. Bazı insanlar siz onlara taş atsanız da size çiçek verir, bazıları tüm iyi niyetinizi suistimal eder! Kimisi hiç beklemediğiniz bir anda, yapayalnızken size omuz verir. Kimisi de bana omuz olur dediğiniz anda bir tekme de o atar...
Peki neden? İnsanları böyle olmaya iten gerçek neden ne olabilir acaba? Çekingenlik mi? Çok bilmişlik mi? Başarılı olma çabası mı? Yoksa içlerinde bir yerlerde başarısız olduğuna inanmak mı? Gerçek bir dost olması mı? Vefasızlık mı?
Bir süredir, belki de yaşın yarısını geçeli çok olduğundan, daha fazla takılı kalıyorum hayata, insanlara, haksızlıklara, yanlış anlaşılmalara, ukalalara, çok bilmişlere, iyiliğe kendini adayanlara, bencillere, saygısızlara. Neden diyorum, neden insanlar bu denli farklı? Yaşananlarsa insanı değişik yapan, herkes kendince bir şeyler yaşamıyor mu? Yok genetikse sorun, e kardeşler farklı, kimse anne babasının aynısı değil. O zaman bu sorunun nedeni bu da olmamamalı.
Ben çoook eskiden çok saftım biliyor musunuz? Herkesi iyi zannederdim. Birinin yaptığı kötü bir şeyse bile, mutlaka haklı bir sebebi var sanırdım, öyle yapmak istememiştir derdim. Sonra çok taşlar düştü kafama :) aklım başıma geldi. Mesela kimseye, "ay çok iyi biridir" demeyi bıraktım uzun süredir. Yapılan davranışlar altında bir şeyler aramaya başladım. Çoğunlukla da buldum :) Çünkü biriyle karşı karşıya gelmediğiniz sürece, size göre İyi Biri midir, değil midir anlayamıyorsunuz!!
Bir şarkıda dediği gibi "dalgalandım da duruldum" :) Ne alaka bu şarkı demeyin içimden geldi bir anda :)
Neyse konumuza dönecek olursak;
Bakıyorum bende dahil, herkes bir agresif. Ben değilim demeyin, aynaya bir bakın göreceksiniz? Ya da nelere sinirlendiğinizi düşünün. Normal şartlarda incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler bir çoğu. Yaşadığımız stresden mi, yorucu hayat gayesinden mi, yoksa yediğimiz içtiğimizden midir nedir bilinmez, böyle bu durum.
Ne gibi mesela derseniz, şöyle ki;
- Hiç vermezken "hep bana hep bana diyenler" var. "Allah gözünüzü doyursun" diyesin geliyor susuyorsun.
- Kendi hatalarını başkalarına yükleyenler var. "Böyle yaptım ama o da bana bunu yaptı" diye kendini haklı çıkarmaya çalışanlar. Yapma kardeşim yapma! Yaptığın her davranışı seçen sensin. İnsanın bahanesi bir tek kendisidir bu hayatta.
- Sonra bir de iyi niyet gösterdiğin karşılığında aynı niyeti göremediklerin var. Tamam alıp baş tacı etme beni. Etme de, üstüne bir de sana yapılan yardımı sanki sen o kişiye yapmışsın gibi sağda solda anlatma! Zaten anlatıyorsan o senin iyiliğin değildir. Şovundur. Karşındaki seni bozmuyorsa, yalanını ortaya çıkarmıyorsa, rezil etmiyorsa seni bunun nedeni kendisidir. Yoksa kimsenin kimseden korkusu, çekincesi olamaz hayatta. Kısacası ne yaparsan yap şov yapma.
- Mesela bazı insanlar var. Vermesi gereken sevgiyi vermeyen, birilerinin ağzı ile hareket eden. Sonra bu insanlar tek bir hareketle her şeyin normale döneceğini zannediyorlar. Dönmüyor mirim dönmüyor! Kırılan şeyler asla tamir olmuyor. Üstüne bir de normale dönmeyince, karşısındakini suçluyor o kişiler. Apaçık günahını alıyor yani. E korkun biraz ya! Birilerinin günahını alırken, bir de öbür taraf olduğunu düşünün. Olmama ihtimali bile olsa, ya varsa!!!
- Karşısındakini saf zannedip, aptal yerine koyanlar var. Hatta bazen o kadar belirgin yapıyorlar ki bunu, kendileri bu konuma düşüyorlar farkında değiller. Sana canım cicim deyip, arkanı dönünce hakkında atıp tutuyorlar, anlattıklarının bir şekilde sana geleceğini düşünemeyecek kadar akılsızlar. Ben neyse ki akıllıyım, karşımdakinin yüzüne söyleyemeyeceğim hiç bir şeyi, başkaları ile paylaşmıyorum içimde tutuyorum :))) Bir de tabi böyle benim gibiler var. Ayyy, çoğalmayalım!!
- Herkes çatacak birini arıyor. Herkes birbirine laf sokuyor. Herkes her şeye hakkı olduğunu düşünüyor. Konuyla alakan olmasa dahi "Yahu kardeşim kimsin sen" diyesi geliyor insanın :)
- Çok güzel insan kullananlar var. Kullanım süren dolduğunda fırlatıp atıyorlar seni. O güne kadar onun için ne yaptığının hiç bir önemi kalmıyor. Oysa vefa en önemli meziyetlerden biridir bana göre. Sonrasında herhangi bir sebepten yolun ayrılsa dahi, eski günlerin hatrına susmak gerekir. Kol kırılır yen içinde kalır misali, kimsenin ağzına laf vermemek gerekir.
Bu liste uzar gider aslında. O kadar çok şey oluyor ki insan ilişkilerinde. Bu yazdıklarımdan birini yada bir kaçını hepimiz yapıyoruz zaman zaman. Bunları yapmasak nirvanaya ulaşacağız aslında. Sizinde bu listeye eklemelerinizi bekliyorum bu arada. Yorum kısmına yazmayı ihmal etmeyin :)
- Böyleleri de var, çaktırmadan size isteklerini yaptıranlar, sonra bunun sizin tercihiniz olduğuna sizi inandıranlar ;)
- Böyleleri de var tabi, doğruyu söyleyeceğim diye kendi bindiği dalı kesenler. Onların bir tek kendine zararı var. :)
Biri anlatmıştı bir süre önce. "Hepimiz defoluyuz" aslında diyordu. Yaşadıklarımız, çocukluğumuz, okul günlerimiz, ailemiz, arkadaşlarımız hepsi hayatımızda çeşit çeşit yaralar açıyorlar. Biz bu defoların farkında değiliz, ama karşıdan apaçık belli oluyor. Doğru mu sizce? Peki nasıl tamir edeceğiz bu defolarımızı? Zaman kötü, yeni nesil gün geçtikçe bencilleşiyor, kimsenin kimseye saygısı yok diyorlar. Bu halimizle nasıl iyi birer örnek olacağız ki? Bu defolar mı yukarı da yazdıklarımın nedeni?
En sevdiğim şarkılardan biri ile veda edeyim bu gece size. Mutlu geceler efendim :)
Bir de günlük "dostluklara" sarılanlar var.Bi bakıyorum iki kişi can ciğer kuzu sarması. Beraber gezmeler, tatile gitmeler, sırları paylaşmalar..vs.Sonra bakıyorum aradan 7-8 ay geçmiş ikisi hiç görüşmüyor yeni "dostluklar" edinmişler.Ben çok çabuk bağ kuramama rağmen bağ kurduğum insanları da kolay kolay bırakamam.Bu durum beni çok şaşırtıyor.
YanıtlaSilarkadaş edinmek kolay, dost edinmek zor olan. Ne yazık ki arkadaşlıklara dostluk adını verince böyle oluyor bu durum. Herkes yalnız mı ne acaba?
SilBende seviyorum dostlarımı, iyi ki varlar.
sevgiler
Yüreğine sağlık, ne güzel dökmüşsün içini Şafak. Her kelimene katılıyorum. Galiba yaş bizi daha farklı şekilde görmeye itiyor en azından kendi adıma öyle düşünüyorum. Evim benim kalem mesela. Evimde huzurlu olayım gerisi boş. Sinirleniriz, üzülürüz, kırılırız böyle hallerde ama yüreğini incitme, ferah tut. Herşey geçiyor işte. İnsanlarda gelip geçiyor hayatımızdan.
YanıtlaSilöncelikle çok teşekkürler içinden geleni paylaştığın için. Her şey geçiyor, geçiyor da geçerken acıtıyor işte. Ne zaman güvenmek istesem yeni birilerine, yada ne zaman birini kendimden çok düşünsem böyle oluyor işte. Belki de hata burada diye sorgulamaktan alamıyorum kendimi
Silevinde de , dışarda da hep mutlu ol inşallah
sevgiler
Bu bir patlama olmuş. Ne de güzel olmuş. Kendimizi görmeden ne güzel de eleştiri yapıyor ve arkadan konuşuyoruz. Aynaya bakınca kendini nerede görüyorsun. Gece yatağa yattın mı neler yaptığını bir düşünüp hesabını kendine sormalı insan. Yapan var mı? Bence ve sence çok az. Bir nevi benimde iç sesim olmuşsun. Teşekkürler canım
YanıtlaSilaynen yapan çok az. Neden böyle bilmiyorum, oysa ölünce bir tek yaptıklarımızla, insanlara hissettirdiklerimizle anılacağız. Andığımda hala anlayamadığım ölüler var mesela.
Silyorumun için teşekkürler
sevgiler
içindekileri dökmüşsün rahatlamışsındır canım her sözüne katılıyorum, insanlık çok ilerledi artık görünmüyor diye bir söz var aynen öyle işte..
YanıtlaSilsöz güzelmiş hahahaaa :))) yorumun için teşekkürler sevgiler
SilYaşamanın tadını çıkarmak varken, niye çatılmış kaşlarla bakarız kendimize ve herkese bilmem.Çözen de olmadı ya, o da ayrı.Mandıra Filozofu'na hayranım.Doğa ihtiyacımız olan herşeyi bolca vermiş zaten.Neyi paylaşamıyoruz ki.
YanıtlaSilYazınız da,müzik de ayrı keyifti.Teşekkürler.
Bende ona hayranım :) Ama öyle yaşamak pek mümkün değil çağımızda sanırım.
SilHayat bizi çattırıyor diye düşünüyorum zaman zaman. Ya da çok ince eleyip sık dokuyor, gereksiz şeylere yada gereksiz insanlara çok takılıyoruz sanırım.
Yorumunuz için teşekkürler, sevgiler