28 Nis 2017

23 Nisan Blogger Anne Çocuk Şenliği



Merhabalar :)

Bugün sizlere hafta sonu düzenlemiş olduğum bir etkinlik ile merhaba demek istedim. 23 Nisan Blogger Anne Çocuk Şenliği :)

Bu etkinliğin benim için yeri ve önemi ayrı. Bunlardan birincisi böyle özel bir gün olması, ikincisi de benim düzenlediğim ilk etkinlik türü olması. Bundan 3 yıl önce sevgili Şans Böceği blogu Nihan ile #nihanvesafakla23nisan etkinliği düzenlemiştik. Bu sene de sevgili Sosyalannem Blog sahibi Fatma ile düzenlemeye karar verdik. Etkinliğe karar vermemiz benim Vazgeçilmez Markalarla Sevgililer Günü Etkinliğimde oldu. Çoluğumuzu, çocuğumuzu aldık Ataşehir Muzipo Kids'e vardık :)



Dediğim gibi bu etkinlik benim için özel. Öncelikle bu etkinliği adına yakışır şekilde, çocuklarla kutlamayı tercih ediyorum. Sonuçta bu en çok onların bayramı. Bu nedenle de çocuk mekanı olması ve sponsor hediyelerin çocuklar için olması gerekliliği vazgeçilmezim. Hoş Nihanla yaptığımız etkinlikte sponsor rekoru kırmıştık ve hem anneler hem çocuklar için hediyemiz vardı ama, bu etkinlikte Fatma ile çocuklara özel olmasına karar verdik.

Mekan olarak Ataşehir'de bulunan Muzipo Kids'i tercih ettik. Sahibi Suna hanım gerçekten işini profesyonelce yapan, orada edindiğim izlenimlere göre de çocuk dilinden çok iyi anlayan bir işletmeci. Aynı zamanda o da bir anne.  Mekanın alanı oldukça geniş. 2 tane oyun odası var. Aynı zamanda doğumgünü gibi organizasyonları rahatlıkla kutlayabilecek genişlikte bir bekleme salonu. Çocuklar oyun odalarında eğlenirken sizde eşiniz veya diğer ailelerle sohbet etme olanağı buluyorsunuz. Önünde bahçesi var. Aydınlık ferah bir mekan. Oyun grupları mevcut.

Bizi misafir ettikleri için tekrar çok teşekkür ediyorum. Hizmetleri ile ilgili bilgi almak isterseniz;

Atatürk mah. Fazılpaşa sk. no: 3/1 Ataşehir / İstanbul
Tel: 0533 553 77 10





Annem hep der ki, eğer bir yere gittiyseniz, önce çocuğunu doyurmalısın. Karnı tok olan çocuk ağlamaz, huysuzluk yapmaz :) Bizde ilk önce yemeklerini yedirdik sonra eğitmenlere verdik çocukları gitti, geri gelmediler :) 

Sevgili Dimes,  orada tüketmemiz için meyve suları göndermişti. Bizlerde anne eli ile olsun diyerek bir şeyler yaptık afiyetle kardeş kardeş yediler. O kadar çok çocuk olmasına karşın hiç kavga çıkmadı :)



Çocuklar o kadar çok eğlendi ki anlatamam. Hala benim ufaklık oraya gidelim anne diyor. Baksanıza şu şekerlere :)










Onlar böyle güzel eğlenirken, bizde blogger annelerle bol bol sohbet etme imkanı bulduk :)









Etkinliğe katılan Blogger dostlarımızı takip etmeyi unutmayın :)

FATMA DOĞAN  www.sosyalanneyim.com
FİLİZ ŞAHİN www.makyajkelebegi.com
EVRİM ÇAKICI www.evrimcakici.com.tr
İLKNUR KOYUNCU BALCI www.ilknurundunyasi.com
ÇİĞDEM ÖZDEMİR  www.sorananne.com
MELİS HASIRCI TEZCAN www.oncekadinsonraanne.blogspot.com
NİHAN KEÇECİ TALİ www.sansbocegi.com
ELMAS KOÇAN  www.elmaspiriltilari.com
EMİNE COŞKUN www.kakuleninbebekleri.com
Yeşimle Her Telden http://yesimlehertelden.blogspot.com.tr/

Etkinlik sonuna doğru balonlar , şarkılar ile çocuklar iyice coştular. Tabi bizde :)






Günün sonunda bir de Panda Dondurma anımız vardı ki görülmeye değer. Zaten bir tek ne zaman dondurma yiyeceğiz diye yanımıza gelmişti çocuklar. Allahtan sevgili Panda hem evde tüketim için Dolce Vita ve Maraş Kesme dondurma ile  hem de orada yesinler diye stick dondurma yollamıştı.








Günün sonunda çocukları eve mutlu göndermenin dayanılmaz mutluluğunu hissettiğimi itiraf etmeliyim. Bu özel günde bizi misafir eden Muzipo Kids Ataşehir'e, Fotoğraflarımızı çeken Doğum Fotoğrafçısı Ayşe Yılmaz'a , katılan blogger arkadaşlarıma ve sponsor firmalara çok teşekkür ediyorum. Bana hep destek olan sevgili eşime de tabi ki :) Ayrıca, uyumlu çalışması nedeniyle etkinlik ortağım sevgili Fatma'ya da çok teşekkür ediyorum. Çünkü ortak iş yapmak çok zor. Egolar işin içine girebiliyor. O nedenle Fatmacım iyi ki bmyle bir etkinliğe kalkışmışız.

Diğer sponsor firmaları bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım. Şimdi yola çıkacağız. Yaşama Açılan Pencere için Pazar günü Ankara'da düzenleyeceğimiz bir başka etkinlik için yollara düşme vakti.

Kendnize iyi bakın. Sevgiler,
Şafak

25 Nis 2017

Yeni Kıdem Tazminatı Kanunu Fona Dönüşürse


Herkese merhaba,

Bildiğiniz üzere bir süredir kıdem tazminatı ile ilgili değişikliğe gidilmesi konuşuluyor ülkemizde. Mevcut düzende, kıdem tazminatına hak kazanabilmek için, çalıştığınız yerde en az 1 yıl çalışmış olmanız ve işverenin sizi işten çıkarması yeterli. Bunun dışında, askerlik, kadınlarda evlilik, yaş dışında emeklilik şartlarını yerine getirmiş olmanız da kıdem tazminatınızı alarak işten ayrılmanız için yeterli oluyor.


Bakan Müezzinoğlu değişiklik ile ilgili detayları açıklandığı haberi dün tüm medya kaynaklarında yer aldı. Tabi eski bir muhasebeci, bankacı ve çalışan kadın olarak bende bu haberle ilgili tüm yazıları okudum sosyal medyadan. İsterseniz önce haber sitelerinde yer alan basın bültenleri üzerinden detaylara bakalım. Biraz da kendi yorumlarımı katayım :)



Kıdem tazminatı fonu ile ilgili detaylar henüz netleşmedi. Ancak Bakan Müezzinoğlu’nun röportajına ve edinilen bilgilere göre kıdem tazminatı



  • Gün kaybı olacağı ile ilgili haberler vardı. Dün bakan beyin, bununla ilgili bir açıklaması yer aldı. 30 gün olarak yatırlacak Dolayısıyla kıdem tazminatı fona dönüşürse işçilerin kıdem tazminatının miktarı açısından bir kaybı olmayacak. Bu noktada 30 günden geri adım atılmayacak olması işçi kesimini de rahatlatacakmış.
  • Kıdem tazminatı fonu şu an çalışanlar için zorunlu değil ancak yeni işe girenlerde zorunlu olacakmış. Eskiden işten çıkarıldığınızda tazminatınızı alabiliyordunuz ya, artık fondan paranızı alabilmek için işten çıkışınız yeterli değil. Kıdem tazminatı fonundan emeklilik ve yasal bekleme süresi dışında, evlilik, ölüm, konut satın alma gibi hallerde çıkılabiliyor. Ancak bu durumlarda tamamı değil yarısı alınabililiyor.
  • İşverenler için de, topluca tazminat ödeme yükü ortadan kalmış oluyor. Ama bu durumu işverenler açısından değerlendirmek de gerekir diye düşünüyorum. Çünkü her ay her işçi için fona para yatırmak İşverenler için mali bir yük, çünkü asgari ücretle çalışan her işçi için her ay yaklaşık 150 TL gibi bir rakamı yatırması gerekiyor. Maaşınız artıkça bu tutar da artacak. İşçiler kıdem tazminatları için ne kadar yatırıldığını takip edebilecekler.
  • İşçiler için bir dezavantaj daha var. Eskiden kıdem tazminatı vermemek için işten atmak istemiyordu ya patronlar, artık böyle bir sorunları kalmayacak. Zaten her ay fona bir tutar ödüyecekler.
  • Çalışan için kıdem tazminatını kısa vadede alamamak bana göre bir diğer dezavantaj.. İşçi kıdem tazminatında kendisi adına biriken parayı üzerine eklenen getirilerle birlikte emekli olduğunda alabilecek diyorlar ancak bu getirilerin nasıl hesaplanacağının bilinmemesi hiç hoş değil.  Bu yıl 10bin tl alacaksam 20 yıl sonra bu ne kadar olacak?
  • Daha önceden annesine BES yaptırmış, yıllar önce Tasarruf Teşvik Fonu isimli bir fona maaşından ücret kesilmiş biri olarak bu tarz belirsizliklerin olması bana göre hiç iç açıcı değil.
  • Bunun dışında emeklilik için yaş dışındaki diğer şartların sağlanması halinde fonda biriken paranın yarısının alınabilmesi de mümkün olacak. Kıdem tazminatı fonunun bu şekilde yasalaşması halinde işçiler iki durumda kıdem tazminatını alabilecekler.

Güzel tarafı yok mu? Var tabi, Artık tazminatınızı alabilmeniz için işten atılmanız gerekmiyor. Atılsanız da, istifa  etseniz de, yine de adınıza açılmış fon hesabında paranız birikecek ve siz şartlar yerine geldiğinde tamamını alacaksınız. 

Tabi işverenler bu fona zamanında para yatıramazlarsa, o zaman da bu mali yük devlete kalacak. Başta da söylediğim gibi, henüz netleşmedi hiç bir şey. Netleşince yine sizlerle değerlendirelim istiyorum. 

Bu arada merak da ediyorum. Sizce böyle bir fon olmalı mı yoksa bugünkü hali ile yasa devam mı etmeli?

Sevgiler

Şafak

14 Nis 2017

Bahar nezlesi işitme kayıplarına neden olabilir mi?

Bahar Nezlesi


Merhaba,

Bahar geldi ve bahar nezlesi bir çoğumuzun hayatına girmeye başladı bile. Hastalıkların her türlüsünden nefret eden biri olarak, 15 gündür ailece yaşadığımız ağır gribe bir de nezle eklenmeye başladı gibi. Bu vesile ile sizlerle bir bilgiyi paylaşamak istedim. 

Buyurun haberin detaylarına;


Havaların giderek ısınmasıyla, artık yavaş yavaş varlığını hissettiren bahar aylarına girmemizle birlikte, çocuklar başta olmak üzere, halk arasında ‘bahar nezlesi’ olarak adlandırılan mevsimsel allerjik hastalıklar ile sıkça karşılaşıyoruz. Saman nezlesi olarak da adlandırılan bu durumdan, çayır polenleri ve çimen gibi ilkbaharda ortaya çıkan çeşitli bitkisel ürünler sorumludur.

Basit nezle 7-10 günde iyileşirken, bahar nezlesinin alerjenle temas süresi boyunca devam ettiğini kaydeden Kolan International Hospital KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, “Bahar nezlesinin sık şikayetleri arasında, burun tıkanıklığı, sık hapşırık ve burun kaşıntısı ile birlikte, göz yaşarması ve şeffaf burun akıntısını sıralayabiliriz. Ayrıca bu hastalarda, tat ve koku bozukluğuna, astım ve nefes darlığı da eşlik edebilir” dedi.

Geniz eti ve bademciğe, ‘bahar nezlesi’ eklenince tablo ağırlaşabiliyor  


Geniz eti sebebiyle geceleri rahat nefes alamayan ve horlayan çocuklara, ilaveten bahar nezlesinin de üstüne eklenmesiyle tablonun ağırlaşabileceğini belirten KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: “Geniz eti çocuklarda, horlama ile birlikte uyku apnesine de neden olabiliyor. Çocuklarda uyku apnesi, hiperaktivite, dikkat eksikliği, sosyal uyumsuzluk ve geceleri altına kaçırma gibi çeşitli şekillerde kendini gösterebiliyor. Beraberinde, sık bademcik iltihaplanması veya iri bademcik bulunması ile bahar nezlesi durumlarında tablo daha da ilerliyor. Erişkin uyku apnelerinde ise, gün içinde yorgunluk ve uykusuzluk şikayetleri gerçekleşiyor” diye konuştu.

Bahar Nezlesi


Bahar nezlesinde, işitme kayıpları artabiliyor


KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, konuşmasına şöyle devam etti: “Polen allerjisi olan çocuklarda, burun ve geniz tıkanıklığına bağlı östaki tüpü de tıkanarak, kulakta sıvı birikimlerine ve nihayetinde işitme kayıplarına neden olabilir. Bu biriken sıvı, yapışkan kıvamında olup, orta kulakta çökme sonucunda ileri de kulak zarında delinme ve kalıcı işitme kayıpları yapabiliyor. Bu durumda, genellikle allerjinin tedavisi, sakız çiğneme ve basit egzersizler gerçekleşiyor. İlkbaharda eğer işitme kaybı çok hızlı ilerlemiyorsa, mümkünse kulak zarına tüp takmak tercih edilmez. Bunun nedeni, ılıman ve sıcak havalarda üst solunum yolları direncinin düşmesine bağlı orta kulak sıvı birikimleri genellikle iyileşme eğiliminde olduklarının yanında, yazın denize girip kulağına su kaçırma riskinden dolayıdır. Fakat bazen kulakta, ısrarlı bir şekilde sıvı birikimi oluyor ve egzersizle birlikte ilaç tedavisiyle işitme kaybı düzelmiyorsa, kulak zarına tüp takmak gerekli olabilmektedir” şeklinde konuştu.   

Bahar allerjisinde ilaç ve aşı tedavisi bulunuyor


Bahar allerjisi tanısının hastanın şikayetleri ve muayene bulgularıyla ortaya konulduğunu anlatan KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti:  “Bahar allerjisinde, cilt veya kanda bakılan allerji testleri de tabloyu destekliyor. Tedavi olarak, bu çocuklara öncelikle allerjiye dönük burun spreyleri ve allerji şurup veya hapları yeterli olabilmektedir. Bunun bir alternatifi de, artık ülkemizde de ticari olarak satılabilen polen aşısı haplarıdır. Bunları henüz SGK kurumları ödemiyor ve 3-5 yıl süreyle kullanmak gerekiyor, ama uzun dönemde polene karşı bağışık kalmak için elimizdeki tek seçenektir” diye konuştu.

 Bahar nezlesinden korunmanın 6 altın kuralı


Bahar aylarında sıkça karşılaşılan allerji problemlerine karşı alınması gereken önlem hakkında Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları açıkladı:

  • Polen zamanında dış ortamda, özellikle çim, çayır ve kavak ağacı gibi doğal ortamlardan uzak durmaya çalışın.
  • Mecburen bu ortamlara gidecekseniz, gözlük ve maske kullanın.
  • Her akşam duş alın.
  • Tüm kıyafetlerinizi günlük değiştirin. Kıyafetlerinizi, yatak odanızda çıkarmayın.
  • Bu dönemde, evinizin ve arabanızın camlarını kapalı tutun.
  • 6-Hem arabada, hem de ev ve iş ortamlarınızda, polen filtreli klimalar kullanın.  

11 Nis 2017

Çocuklarınızın Sağlıklı Gelişimine Tam Destek Çocuk Devam Sütü’nde!



Neden Çocuk Devam Sütü?

Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.



Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?

Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.

1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütünü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.

Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.




Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Nis 2017

Çocukları İnternet ile Baş Başa Bırakmak Ne Kadar Doğru?


Merhaba,

Çocukları İnternet ile Baş Başa Bırakmak Ne Kadar Doğru? sorusu bir çok ebeveynin aklını kurcalayan bir soru. Bu konu da ne yazık ki bir çok ebeveyn çok akıllıca davranamıyor. Çünkü tablet ve cep telefonlarının hayatımıza girmesi ile bir çok anne baba tarafından kurtarıcı güç olarak görülebiliyor. Şimdi sen kullanmalarına izin vermiyor musun? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ne yazık bazen bende bu hataya düşüyorum. Çünkü özellikle çalışmayan anneyseniz, gün için de o kadar çok yapılacak iş var ki. Ege 'de çalışani Efe Deniz'de çalışmayan anne olduğum için bu karşılaştırmayı çok rahat yapabiliyorum. Ve siz evdeki yada blogla ilgili işinizi yaparken onlara tablet, bilgisayar ve cep telefonunda oyun oynamasına müsaade edilebiliyor. Çocuk sakince oynarken siz de işinizi yapıyorsunuz. Yani yapıyoruz. Peki doğru mu tabi ki değil.

Günümüzde online tehditlerin sayısı her geçen gün artarken, anne ve babaların çocuklarını korumaya daha fazla önem vermesi gerekse de bir çoğu çocuklarının karşı karşıya olduğu tehlikeleri göremiyor. Kaspersky Lab’ın yaptığı yeni bir araştırma, Türkiye’deki anne-babaların sadece %19’unun çocuklarının internet aktivitelerini sınırlamaya yardımcı yazılımlar kullandığını ortaya çıkardı. Diğer yandan, bu tür bir yazılım kullanmayan anne-babaların %15’i, çocukların interneti güvenli bir şekilde kullanmayı kendi kendilerine öğrenmelerinin daha iyi olduğunu düşünüyor.

2016 Tüketici Güvenliği Riskleri Anketi, anne-babaların online dünya hakkındaki fikirleri ve ailelerini tehditlerden korurken karşılaştıkları zorluklar hakkında bir anket yapmış. Araştırmaya göre Türkiye’deki anne-babaların sadece %46’sı çocuklarının internette yaşlarına uygun olmayacak türden içeriklerle karşılaşacağından endişeleniyor. Çocuklarının tehlikeli yabancılarla iletişime geçmesinden endişelenenlerin oranı %43’ken, siber zorbalık kurbanı olacaklarından endişelenenlerin oranı ise %32. Geçen gün bir baktım ki, özellikle youtube da çizgi film kahramanlarını bile kötü amaçlarla kullanmışlar. Elsa 'yı öpen spiderman mi istersiniz yoksa oyuncakları oynatırken kavga ettiren ve saçma sapan argo kelimeler kullanan baba-çocuk videoları mı? Herşey var....

Araştırmaya göre çocuklarını korumak için gerekli adımları atan anne-babaların sayısı da çok azmış. Türkiye’de interneti bir aile sohbetine konu eden ve çocuklarıyla düzenli olarak online tehlikeler konusunda konuşan anne-babaların oranı sadece %30’ken, çocuklarının internet geçmişini tarayıcı üzerinden düzenli olarak kontrol edenlerin oranı ise %26. Diğer yandan, anne-babaların sadece %14’ü sosyal ağlarda çocuklarıyla bağlantıda olmayı tercih ediyormuş. Sosyal ağda bağlantı da bile olsan ne olur ki, ayarlar bölümünden sizin ne kadarını görebileceğinizi ayarlayabiliyorlar ve çocuklar bizden daha kolay öğreniyor elektronik şeyleri. 


Ebeveynlerin internette bekleyen tehlikeler konusunda daha dikkatli olması gerekiyor. Ankete göre, yapılan araştırma öncesindeki 12 ay içerisinde online tehditlerle karşılaşan çocukların oranı %38. Söz konusu tehditler kapsamında uygunsuz içeriğe maruz kalmak, siber zorbalık, tehlikeli yabancılar ve daha birçok tehdit bulunuyormuş.

Özel yazılımlarla korunma yöntemleri var tabi ama belli bir yaştan sonra kontrol etmeniz güçleşebilir. Belki o interneti kullanırken de yanında durmak daha akıllıca olabilir. Özellikle yaşı küçükse. 


Bugün sizlere hem elime geçen bir bilgilendirmeyi  hem de bu konuda ki düşüncelerimi paylaşmak için yazdım.. Bu aslında uzun süredir düşündüğüm bir konu, sizin de düşüncelerinizi ve neler yaptığınızı çok merak ediyorum. Akıl akıldan üstün demiş atalarımız lütfen benimle fikirlerinizi paylaşın. 

Bir başka yazıda görüşmek üzere
Sevgiler,



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...