18 Eyl 2013
BENİM DOKTORUM ADAM GİBİ ADAM
Bu yazıyı neden yazıyorum?
Çünkü öyle özel biri ki. Aynı kandan bile olmadığım halde, benim için hiç olmayan abim. Hani bazı insanlar vardır, aylarca göremezsin ama sonra bir an bir araya gelince sanki saatler önce berabermişsin gibi hissedersin, işte o öyle biri benim için. Hep iyilik dolu. Önce insan sonra doktor.
Daha onaltı yaşındayım O'nu tanıdığımda. Şimdi ki gibi değilim. Biraz ürkek ve çekingen oldukça saf biriyim. Hayatı hiç bilmiyorum. Başıma gelen en kötü şey, parasızlık olmuş o güne kadar. Sonra bir gün, genç kızlığımın ağrılı regl dönemlerim uzamışta uzamış. Nerdeyse bir ay sürmüş. Hem komşum, hem arkadaşım olan biri O'nun asistanı. Laf arasında ona anlatmış. Ben o güne kadar bir kaç kere arkadaşımın çıkışına gittiğimde ayak üstü konuşmuşum Onunla.
Ve çalıştığım yeri arıyor arkadaşım. "Doktor bey seni görmek istiyor akşama gel."
Param da yok. Yokluk günleri. "Gelemem" diyorum, "param yok".
Olsun sen gel. Hallederiz...
Ben çıkışta gidiyorum, ultrasonla bakıyor, çok büyük bir kist var. Nerdeyse 6 santim. İlaç tedavisi yaparız, olmazsa ameliyat diyor. "Aslında muayene etmek lazım" Bundan 23 sene önce. Eve gidiyorum. Anneme anlatıyorum. Annem o zaman bu kadar deneyim sahibi değil. O da daha 34 yaşında.
"Kızlarda kist mi olur" diyor. Kendi doktorlardan hep utanmış. "Bir kadın doktora gidelim" diyor.
Kalkıp gidiyoruz, özel hastane büyük külfet. Samatya Devlet hastanesine gidiyoruz. Bayan bir doktor buluyoruz. Oradaki doktora anlatıyorum, "Senin yaşındakilerde olur böyle, kan pıhtısıdır" diyerek başından savıyor. Elimdeki ultrason fotoğraflarını gösteriyorum. Kızıyor bu yaşta ona akıl verdiğim için, "iyi o zaman muayene edelim" diyor beni yan odaya gönderiyor. Bir sürü yan yana masa, sadece perdelerle ayrılmış ve bir sürü kadın. O dönemde onaltı yaşındaki biri için korku filmi gibi.
Muayeneyi reddediyorum. Doktor daha da sinirleniyor. Yanındaki hasta bakıcı adama bir şeyler söylüyor. Bir sürü kağıt doldurup elime tutuşturuyorlar. "Bunları yaptırmak için hemen gün al. " Bunlar ne diyorum? Gayet sakin "ameliyat için gerekli tahliller" diyor yanındaki hasta bakıcı.
"İlaç tedavisi olayım" diyorum, "Bunun ilaç tedavisi falan yok. Büyük bir kist, madem muayene olmadın, ameliyatta anlayacağız. Belki yumurtalıklarını alırız, kistin durumuna bağlı" diyor.
Başımdan aşağı kaynar su dökülüyor. Bu ne demek şimdi???
Yumurtalıklar olmazsa anne olamam. Hiç anne olmayı düşünmemiştim hatta istemiyordum bile. Ya bir gün istersem?
"Ama ilaç tedavisini deneriz demişti doktorum" diyorum. Az sonra kalkıp beni dövecekmiş gibi bakıyor. Kağıtları masaya bırakıyorum. Hasta bakıcı arkamdan sesleniyor. "Kızım kızım al bunları"
"Hayır" diyorum. "Umurunuzda bile değilim!"
Tren istasyonuna geliyoruz annemle. Tuvaletlerin yanına oturuyorum. Şok halindeyim. Hem ağlıyorum, hem kusuyorum. "Hadi" diyor annem. "Senin doktora gidelim"
Oraya gittiğimde, anlatıyorum olanları. Bana üzülüyor. Acımıyor, sadece üzülüyor. O an başlıyor ona karşı içimde var olan, yılların silemediği güven.
Sonra mı? Sonra ilaç tedavisi. İnanç. Ona güven. İyileşiyorum.
"Bir daha olabilirsin" diyor. "Tekrarlar bunlar bazen, büyüyüp çocuğun olunca bir daha olmaz merak etme"
Ege'ye kadar 2-3 kere daha başıma geliyor. Ama hepsinde o iyileştiriyor beni.
Bu Ona ilk manevi borcum oluyor.
O yaşadıkça, ben yaşadıkça borçlanmalarım devam ediyor.
Tam 12 yıl sonra ikinci defa beni kurtarıyor. Onu da başka bir gün anlatacağım.
Doktorumun adı mı ne?
Adam gibi adam, Serhat Sakız.
Sevgiler,
Şafak
ÇOCUKLARDA CİNSEL İSTİSMARA HAYIR
Birkaç hafta önce, Fikirdenk ev sahipliğinde ve Unnado’nun sponsorluğunda Çocuk İstismarına Karşı Ebeveyn Bilinçlendirme Semineri düzenlendi. Online olarak da birçok anneye ulaşan seminere maalesef kontenjan dolduğu için katılamadım. Ancak sitede konu ile ilgili makale paylaşılınca sizinle paylaşmak istedim. İşin hukuki kısmını ve daha fazlasını okumak isterseniz
Fikirdenk bloğu için buraya Tık Tık
İnternet anneleri web sayfası için buraya Tık Tık
İnternet anneleri web sitesinden aldığım notların bazıları şunlar. Öncelikle istismarım tam olarak ne olduğunu anlamamız lazım.
İstismar
Ebeveynlerin korkulu rüyalarından biri de çocuk istismarı. İstismar deyince insanların aklına önce cinsel suçlar geliyor ancak çocuklara uygulanan her türlü şiddet, bedenen ve ruhen müdahale ya da taciz istismara giriyor. Sadece yetişkinlerin çocukları istismar ettiği de düşünülmesin. Çocuklar da başka çocukları istismar edebiliyor maalesef. Bir çocuğun ailesinden, televizyondan ya da başka şekilde maruz kaldığı negatif davranışları, başka bir çocuğa uygulayarak istismar ettiği olaylar da yaşanıyor. Ebeveynlerin çocuklarının istismara maruz kalıp kalmadığını anlayabileceği bazı işaretler var: Kesinlik taşımamakla birlikte bu durumlarla karşılaşıldığında mutlaka altında yatan nedeni araştırmalıyız.
- Çocuğunuz yaşının üstünde cinsel bilgiye sahipse,
- Günlük yaşamında birden ortaya çıkan ani duygusal patlamalar (şiddetli ağlama ya da kahkahayla gülme gibi) varsa,
- Uyku ve yemek düzeninde gözle görülür değişimler olmuşsa,
- Tırnak yeme, alt ıslatma, öfke patlamaları, yalan söyleme, belli bir yetişkinle bir araya gelmek istememe gibi durumlar yaşıyorsa,
- Gece çığlık atarak uyanıyorsa, kabus görüyorsa,
- İçe kapanık veya aşırı dışadönükse,
- Özgüven eksikliği varsa,
- Takıntıları oluştuysa,
- Yoğun suçluluk hissi içindeyse,
- Anne babaya öfke, düşmanlık hissediyorsa,
- Okuldan kaçıyorsa
- Açıklanamayan morluk, kızarıklıklar
- Nedensiz karın ağrıları, vücut ağrıları
- Genital bölge ve çevresinde acı, kaşınma, yanma
- Yürüme ve oturmada zorluk
- İdrar yolu enfeksiyonu
- Sıcak günlerde üstünü çıkarmaktan kaçınma
- Yaşından beklenmeyecek cinsel bilgi
- Baştan çıkarmaya yönelik davranışlar
- Yetişkin cinsel ilişki davranışlarını taklit etme
- Bebekleri ve diğer oyuncaklarıyla yetişkin cinsel ilişki biçimlerini taklit edici oyunlar
- Çocuklarımızla açık ve dürüst bir iletişim kurmak,
- Okuldan döndüğünde gününün nasıl geçtiğini, hoşuna gitmeyen herhangi bir şey olup olmadığını sormak,
- Güvenmediğimiz kişilerle yalnız bırakmamak,
- Yaşıtlarıyla oyun oynamasını sağlamak,
- Oyun zamanlarında arada kontrol etmek,
- Çocuklar ne söylerse söylesin onlara inanmak,
- Teknoloji ve internetle olan ilişkilerinin sınırlarını belirlemek.
Mesela ben çocuğuma sürekli onun bedeninin önemli olduğunu anlatıyorum. Eğer biri vücudunun istemediğin, özel bir yerine dokunursa, seni sıkıştırmaya çalışırsa hemen bağırarak oradan uzaklaş ve bana söyle diyorum.
Bir de bazı yaşlardan sonra çocuklar bedenlerine dokunmaktan hoşlanıyor. Bunun sadece odada tek başınayken yapılabileceğini ve asla başkalarının yanında iç çamaşırımız çıkarmamamız gerektiğini öğrettim. Kendimce böyle koruyabileceğimi düşünüyorum.
Çocuklara cinsel eğitimi ne kadar iyi verirsek, tacize uğradıklarında başa çıkmaları da o kadar kolay olur düşüncesindeyim. O küçücük bedenlerde tamiri zor yaralar açılabiliyor. Yaşadıklarını anlatana kadar sürekli problemli davranışlar gösteriyorlar. Kız çocukları çoğunlukla depresif davranış sergiliyor.
Şimdi düşünüyorum da, annem beni yatmaya hiç bir arkadaşıma göndermezdi. Ne kadar haklıymış. Çocuklarımızı birilerine yatılı yollamadan önce çok ama çok iyi düşünmeliyiz. Çünkü insanların iç dünyası ile görüntüleri farklı olabiliyor. Yakınları, öğretmenleri, komşuları tarafından istismara uğrayan bir çok çocuk var.
Ülkemizde çocuk polisinin bu konuda hassas olduğunu düşünüyorum.
Eğer böyle bir durumla karşılaşırsak yapmamız gereken Kolluk kuvvetleri yada Cumhuriyet Savcılığına Ceza muhakemesinin 158. maddesine göre şikayette bulunmalıyız. Bunun üzerine savcılık mutlaka araştırma yapmakla yükümlü. Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra yeterli kanaat oluşursa mahkemeye sevk ediyor ve kamu davası açılıyor. Yani aile şikayetini geri alsa bile dava devam etmek zorunda.
Ailenin dava açmak için yeterli maddi gücü yoksa Baro onlara ücretsiz avukat hizmeti veriyor. İstanbul Barosunun irtibat numaraları için Tık Tık
Dava sırasında cinsel istismara uğrayanlara beden ve ruh sağlığı kontrolü için Sağlık raporu alınıyor. İstismara uğramış çocukların ifadesinin alınması sırasında mutlaka, bu konuda uzman birinin yardımı alınıyor.
Suçu işleyenler 3 ila 15 yıl arasında ceza alıyorlar. Kamu görevlisi ise kamudan men ediliyor. Cezanın ağırlaştırılmış verilmesi için yakın akraba tarafından yapılıp yapılmadığına bakılıyor.
Bir anne olarak, başıma gelmemesi için dua etmekle birlikte, başıma gelse hukuki her yolu denerim. Çünkü tacizcilerin korkulardan beslendiklerini düşünüyorum. "Aman insanlar arkamızdan konuşur" dememeli. Hiç kimse ve hiç bir yargı gözünün içine baka baka büyüttüğümüz çocuklarımızdan daha önemli değil.
Allah çocuklarımızı korusun. Ve biz mutlaka onları iyi analiz edip, hep yanlarında olduğumuz duygusunu onlara hissettirelim.
Sevgiler
Şafak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)