15 May 2013

MANGAL YAPMAYI SEVİYORUZ


Oturduğumuz sitenin öyle güzel bir bahçesi var ki, orada yaşayıp da yazın bahçenin keyfini çıkarmamak aptallık olur. Çok eski bir site olmasına karşın, büyük bir araziye sadece üç blok yapmışlar. Toplam 180 hanelik sitemizde daire başına yaklaşık 80 m2 bahçe payı düşünüyor.

Buraya taşındığımızdan beri ben ve eşim mangal yakma olayından pek anlamadığımız için bu zevki yaşayamıyorduk.

Bu sene Ege'den sekiz ay büyük olan arkadaşı İbrahim Polat'ın ailesiyle yakınlığımız arttı. Gerçekten çok tatlı insanlar ve sevgili komşum Aslı, çok güzel mangal yakabiliyor :)

Nerdeyse her hafta sonu bahçede beraberiz. Mangal yakıp bir şeyler yemekten daha çok o hazırlıklar beni mutlu ediyor. Çeşitli salatalar yapmak, alışverişe gitmek, sofrayı donatmak...






Zaten ne demişler "Hayat paylaşınca güzel"

Sevgiyle kalın,

Şafak

NAZAR GERÇEKTEN VAR!!


Dün evde günüm vardı.  Onlar gelene kadar Efe Deniz'in oldukça uslu durarak bana yardım etmesi sayesinde tüm hazırlıklarımı tamamladım. Listemde, patates salatası, dereotlu poğaça, kolay börek, kıtır kurabiye, etimek tatlısı vardı. Hepsini çok beğendiler. Tariflerini aldılar

Toplandık, yemek masasına oturduğumuzda Efe Deniz odada yatmaktan sıkılınca aba kucağına koyarak masanın yanına aldım. Orda da pek durmak istemedi. Bunun üzerine kucağıma alıp, hem misafirlerimle sohbete hem de arada oğlumu öpüp koklamaya başladım.  Birden ne olduğunu anlamadan Efe Deniz ağlamaya başladı. Susturmak için yerimden kalkıp mutfağa doğru gittim ama ağlaması azalmıyor tam tersine artarak devam ediyordu.  Ne yapsam da fayda etmedi, su verdim, mama verdim, emzirmeye çalıştım, istemiyor ama yalancı emzik vermeyi denedim yok yok. Acaba birşey mi soktu diye üstünü soydum. Bezini kontrol ettim olmadı olmadı. Herşey normal gözüküyordu ama ağlaması dinmiyordu. Şimdi düşününce kabus gibi bir şey. Benim o güleç oğlum hiç susmamacasına, avazı çıktığı kadar bağırarak ağlıyordu.

Misafirlerimizin hepsi başımıza toplandı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bir tanesi "nazarladık mı acaba çocuğu" dedi. O zaman annemin bana hep küçükken çok nazara geldiğimi, hep beni okuyup babaannemin bana kurşun döktüğünü söylediğini hatırladım. Her zamanki gibi yine nazar boncuğunu takmamıştım oğluma. İki misafirimiz Efe Deniz'e nazar duaları okudu. Sonra bir tanesi çarşafta sallamayı önerip, bunun çocuklara çok iyi geldiğini söyledi. Sallamaya başladık. Efe Deniz yavaş yavaş sakinleşti ve bir süre sonra uyumaya başladı.

Onu yatağına yatırınca ilk işim nazar boncuğu takmak oldu. Biraz geç kaldım ama bundan sonra hiç üzerinden çıkarmayacağım. Bugün internetten nazar konusunu biraz araştırınca aşağıdaki bilgileri buldum sizlerle de paylaşmak istiyorum.


www.dinimizislam.com

Sual: (Görülmeyen şeylere, mesela nazara inanmak yanlıştır. Sadece, sevgisiz bakan bir göz, insanı yorar) diyenler çıkıyor. Nazar hak değil mi?
CEVAPNazar haktır. Beğenerek, imrenerek veya kıskanarak bakılan şeylere nazar değer. İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer. Nazar hastalık yapar, hatta öldürür. Kadınlara ve çocuklara daha çok tesir eder.

http://www.nazarduasi.gen.tr

Nazar değen kimse şifa için:
Fatiha Suresi,
Ayetü'l-Kürsî,
Felâk Suresi,
Nâs Suresi, okumalıdır.

http://www.drsifaci.com/haberdetay.asp?ID=228

Bebeklerde     kolik     tarzında     sancılanmaya     benzer          sürekli,   sebepsiz ağlamalar olur.


Rabbim hepimizi ama özelliklede çocuklarımızı kazadan, beladan, kem gözden kötü sözden korusun.

Sevgiyle kalın

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...