Sarah Jio - Agapi |
Merhaba,
Ölümsüz aşk var mı sizce? Bence var. Gözlerin göremediği, sadece gönül gözü ile hissedebilirsiniz o aşkları...
Bir bakışta yakalayabilirsiniz bazen, bazen de bir kavgada çıkan kıvılcımlarda hissedebilirsiniz..
Kişiler ayrılsa bile, hatta ölüm onları ayırsa da, hiç ölmeyen aşklar var. Biliyorum...
Ölümsüzlüğe aşk ile ulaşanlar.... o şanslı kişiler...
Peki herkes bu şansa sahip mi dersiniz? Değil ne yazık ki. Egolarını aşklarının önüne koyan, kendinden vazgeçemediği için aşktan vazgeçen insanlar var bu dünyada... Onlar bu şansa asla sahip olamıyor, ölümsüz aşkla hiç tanışamıyorlar...
Ben bunları neden yazdım şimdi size acaba :) Dün gece yeni bir kitap bitirdim. O yüzden... Bana aşkı düşündüren ve aşkın hem kolay hem de zor bulabileceğini, onu elde tutmanın ise aslında çok zor olduğunu hissettiren, Sarah Jio 'ya ait Agapi isimli kitaptan bahsediyorum.
Kitap 1983 yılında Paris 'de Kont Luc Dumond'un eşine çiçek almak için çiçekçiye gelmesi ile başlıyor. Ve bu gidiş gelişler sırasında çiçekçi Elodie aralarında bir aşk başlıyor..
Aşk hep vardır....
Bu giriş bölümünden sonra, hikayemiz annesinin çok sevdiği kocası tarafından terk edilmesinden sonra aşka inanmamayı seçen, gözlerindeki bir rahatsızlıkla yıllardır uğraşan Jane ile başlıyor.
Jane 29. yaş gününde bir gerçekle karşılaşıyor. Gizemli bir kadından gelen bir mektup üzerine yanına en yakın arkadaşı ve çalışanı Lo'yu da alarak görüşmeye gidiyor. Gittiklerinde kadın ona bir hikaye anlatıyor. Kitabın ilk sayfalarında okuduğumuz Elodie 'nin hikayesini. Sonrasında birbirine delice aşık olan Kont ve Elodie'yi kıskanan Kontesin ona zarar vermek için bir büyücü ile anlaştığını, büyücünün ise ona zarar vermek yerine lanetlediğinden bahsetmiş.
Bu lanete göre, Elodie kendi aşkı yaşayabilmek için, aşkın farklı 6 tanımını yapacakmış ve sonrasında bu yeteneği kendisi gibi yeşil gözlü bir başka kıza verecekmiş. Yoksa kendi aşkına sonsuza kadar veda etmesi gerekliymiş....
Bu hikayeye göre Jane'in de diğerleri gibi, 30 yaşına gelmeden önce, aşkın 6 farklı tarifini yapması gerekiyor. Eğer bunu gerçekleştiremezse hayatı boyunca gerçek aşkı bulamayacak... Hoş o zaten aşka pek inanmıyor. En azından kendisinin aşık olabileceğine.....
Ayrıca o gün kadından, gözlerindeki rahatsızlığın aslında bir hastalık olmadığını, sadece aralarında gerçek aşk olan insanlarla bir araya geldiğinde hissettiği duygunun yoğunluğundan kaynaklandığını öğreniyor.
Kadına inanıp inanmamak arasında gidip gelirken, arkadaşlarının yaşadığı ilişkileri de gözlemliyor. Birbirine çok aşık zannettiği insanların aslında öyle olmadığını, aralarında bir şey olmasına ihtimal bile görmediği insanlar arasında ki büyük aşkı fark ediyor.
Bu arada çocukluktan beri doktoru olan kişi, eğer ameliyat olmazsa hayatı boyunca göremeyeceğini ya da felç geçireceğini söylüyor. Bu noktadan sonra kendi kehanetini gerçekleştirmek için herşeyi göze almaya karar veriyor. Ve kitabı yazarken arkadaşlarının yaşadıklarından yola çıkarak aşkı tanımlamaya başlıyor. Ve siz kitapta o aşk türlerinin hikayelerini okuyorsunuz.
Kitapta aşk 6 türde tanımlanmış.
Jane 29. yaş gününde bir gerçekle karşılaşıyor. Gizemli bir kadından gelen bir mektup üzerine yanına en yakın arkadaşı ve çalışanı Lo'yu da alarak görüşmeye gidiyor. Gittiklerinde kadın ona bir hikaye anlatıyor. Kitabın ilk sayfalarında okuduğumuz Elodie 'nin hikayesini. Sonrasında birbirine delice aşık olan Kont ve Elodie'yi kıskanan Kontesin ona zarar vermek için bir büyücü ile anlaştığını, büyücünün ise ona zarar vermek yerine lanetlediğinden bahsetmiş.
Bu lanete göre, Elodie kendi aşkı yaşayabilmek için, aşkın farklı 6 tanımını yapacakmış ve sonrasında bu yeteneği kendisi gibi yeşil gözlü bir başka kıza verecekmiş. Yoksa kendi aşkına sonsuza kadar veda etmesi gerekliymiş....
Bu hikayeye göre Jane'in de diğerleri gibi, 30 yaşına gelmeden önce, aşkın 6 farklı tarifini yapması gerekiyor. Eğer bunu gerçekleştiremezse hayatı boyunca gerçek aşkı bulamayacak... Hoş o zaten aşka pek inanmıyor. En azından kendisinin aşık olabileceğine.....
Ayrıca o gün kadından, gözlerindeki rahatsızlığın aslında bir hastalık olmadığını, sadece aralarında gerçek aşk olan insanlarla bir araya geldiğinde hissettiği duygunun yoğunluğundan kaynaklandığını öğreniyor.
Kadına inanıp inanmamak arasında gidip gelirken, arkadaşlarının yaşadığı ilişkileri de gözlemliyor. Birbirine çok aşık zannettiği insanların aslında öyle olmadığını, aralarında bir şey olmasına ihtimal bile görmediği insanlar arasında ki büyük aşkı fark ediyor.
Bu arada çocukluktan beri doktoru olan kişi, eğer ameliyat olmazsa hayatı boyunca göremeyeceğini ya da felç geçireceğini söylüyor. Bu noktadan sonra kendi kehanetini gerçekleştirmek için herşeyi göze almaya karar veriyor. Ve kitabı yazarken arkadaşlarının yaşadıklarından yola çıkarak aşkı tanımlamaya başlıyor. Ve siz kitapta o aşk türlerinin hikayelerini okuyorsunuz.
Kitapta aşk 6 türde tanımlanmış.
- EROS: Hem fiziksel hem duygusal aşk. Aşkın bu türü tutkuyla doludur.
- LUDUS: Bir oyun gibi oynanan aşk. Aşkın bu türünün en önemli parçası eğlencedir. Çiftler, bir araya gelmekten, karşısındakini etkileyip cezbetmekten hoşlanır. Ancak uzun süreli bağlılık sözü yoktur.
- STORGE: Arkadaşlıktan doğan ve desteğe dayanan aşk. Güven dolu ve bağlılık gerektiren bir aşktır.
- MANIA: Saplantılı aşktır. Duygusal iniş çıkışlar, kıskançlıklar hâkimdir.
- PRAGMA: Kalbin değil aklın kontrol ettiği aşktır. Çiftler seveceği kişiyi mantığıyla seçer, kendisiyle benzer ilgi alanları, ortak değerleri olan birini arar.
- AGAPI: Özverili, fedakâr, koşulsuz, bencil olmayan aşktır. Kişi kendini sevdiğine adar, karşılığında hiçbir şey beklemeden verir. Onu 'o' olduğu için sever.
Evet gerçekten aşkın çeşit çeşit türleri var. Aşık olmak insanlara bahşedilen oldukça büyülü bir duygu. Birden fazla defa aşık olabiliyor insan. Ve bu aşkı her seferinde farklı duygularla yaşıyor bence. Tamamen karşılaştığın insan, mekan, zaman....
Sarah Jio ünlü bir yazar olmasına karşın bu benim okuduğum ilk kitabıydı. Bu nedenle önce kitapla ilgili başka okuyucu yorumlarına baktım. Kimileri Agapi 'yi yere göğe sığdıramazken kimisi de hiç beğenmemişti.
Peki sen kitap hakkında ne düşündün derseniz? Ben kitabı akıcı buldum. Karmaşık değildi. Bazı anlar şaşırtmadı mı? Evet şaşırttı. Bazı anlarda da beklediğim şekilde gelişti olaylar. Ben kitap okurken bana hissettirdikleri ile ilgileniyorum. Yazardan beklentiler içine girmiyorum. Çünkü biliyorum ki o da kitabı yazarken nasıl hissediyorsa öyle yazıyor. Sevdim kitabı :)
Gelelim Kitap ve Detaylara
Yazar : Sarah Jio
Yayınevi : Pena Yayınları
Basım Yılı : 2015
Sayfa sayısı : 276
Bir de Sarah Jio sevenlere güzel bir haber vereyim. Sarah Jio'nun yeni kitabı "Kelebek Adası" ciltli ön baskısı satışı Tüm Dünya'da İlk defa Türkiye'de sloganıyla Pena Yayınlarında başlamış. Kitabın sınırlı sayıdaki baskısını aldığınızda, elinize geçmesi için 12 Kasım'a kadar kadar bekleyeceksiniz. Detaylar İçin Tık Tık
Bende merakla bekliyorum. Bakalım yeni kitabı nasıl?
Bir de şunu merak ediyorum. Sizin aşk tanımınız nasıl?
Bir başka yazıda görüşmek üzere, hiç aşksız kalmayın emi mi?
Sevgiler