30 Kas 2013

KARADENİZ HER MEVSİM YEMYEŞİL

Merhaba,
Cuma günü ani bir kararla Pazar gününe bilet bulup memlekete yani Giresun'a uçtuk. Geldiğimiz gün ve sonrasında hava yaz kadar güzeldi ama iki gündür Karadeniz bölgesinin olmazsa olmazı yani yağmuru bir durup bir yağıyor ve biz dışarı çıkamıyoruz.

İşte yağmurlu günden bazı kareler.






Sevgiler
Şafak

23 Kas 2013

Bunu Blogumda Paylaşabilirim. Hürriyet Benim.


Hürriyet; gündeme dair cesur bir projeyle karşımızda. TBWA\ISTANBUL'un hazırladığı proje kısa zamanda oldukça ses getirdi. Din, dil, ırk, cinsiyet ayırt etmeden bireysel özgürlükleri konu alan projenin amacı Türkiye'nin dört bir yanından insanların hürriyetlerini dile getirmeleri ve seslerini duyurmaları...



Bu proje katılımcıların kendi hürriyetlerini anlatmaları için tasarlandı, katılımcılar videolarını oluştururken ilham versin diye de bir film hazırlandı.

Hürriyet, herkesi kendi hürriyet cümlelerini yazmaya ve hürriyet şarkılarını yaratmaya davet etti. Kullanıcılar içinde kendi fotoğraflarının da olduğu hürriyet filmleri yaratabiliyor ve bu filmleri sosyal medyada dilediğince paylaşabiliyor. Ayrıca seçtikleri mesaj ve fotoğraflarından oluşan bannerı hurriyet.com.tr sayfalarında yayınlanıyor. Kısaca proje tamamıyle interaktif bir proje olarak kurgulandı. www.hurriyetbenim.com üzerinden ilham verici videoyu seyredebilir, kendi video ve bannerınızı yaratabilirsiniz.

"Hürriyet Benim" filmi, daha TV’ye çıkmadan viral olarak sosyal medyada gösterildi ve çok kısa sürede yayılarak; sosyal medyada konuşulmaya ve paylaşılmaya başlandı. Kullanıcıların katkılarıyla yapılan klipleri Twitter'dan #hürriyetbenim hashtag'iyle takip edebilirsiniz.

Ben de kendi videomu oluşturdum ve benim için hürriyetin ne demek olduğunu anlattım. İzlemek için;

http://hurriyetbenim.hurriyet.com.tr/video.aspx?k=QYIVJELDKYK




Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ


Ulu Önder, Baş Öğretmen Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, aklı hür, vicdanı hür nesiller yetiştiren, vatan ve görev aşkıyla dolu tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler günü kutlu olsun.


"Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır." 
Mustafa Kemal Atatürk


22 Kas 2013

DOWN SENDROMU BİR HASTALIK DEĞİLDİR


Merhaba,

Sizlere bugün biraz Down Sendromundan bahsetmek istiyorum. Down sendromu bir çoğumuzun duyduğu ama tam anlamıyla bilmediğimiz bir genetik bir farklılık.

Yeni nesil anneler bu sözcükle hamilelikleri sırasında mutlaka karşılaşıyorlar. Gebelik sırasında doktor çocuğun ense kalınlığını ölçerek ve yaptırmanızı istediği kan testiyle hastalığın olup olmadığı hakkında yorum yapabiliyor. Her yaşın ve belli alışkanlıkların test sonuçları harmanlaması sonucunda oluşan yüzdeler size bir fikir veriyor. Kan testi yapılması şart. Anne yaşının büyüklüğü riski arttıran nedenlerin başında geliyor.


En genel tanımı ile Down Sendromu çocuğunuzun hücrelerinin 46 kromozon yerine 47 kromozona sahip olması. Bu bir hastalık değil genetik farklılık. Görünümleri biraz farklı olabilir, bazı hastalıkları olabilir. Bu hastalıkların en sık karşılaşılanları, reflü, sık tekrarlayan kulak enfeksiyonları, trioid bozukluğu ve kalp yetmezliğidir.

Down Sendromu, anne yada baba ile ilgili, hamilelik sırasında ya da öncesinde oluşan herhangi bir durumla ilgili değildir. Ayrıca Down Sendromlu çocuklarında kendilerine has duygu ve düşünceleri vardır. Öğrenme zorlukları yaşayabilirler. Ancak erken teşhis, aile ve tıp desteği ile normal hayata daha kolay uyum sağlayabilirler.

Down Sendromlu bebekler doğduklarında, farklı bir yüz görünümüne sahiptir. Ense kalın ve kısadır. El ayasını ortadan ikiye bölen tek bir çizgi vardır. Anormal yapı ve düşük yerleşimli kulak kepçelerine sahiptirler. Bazen dil normal konuşmayı engelleyecek kadar geniş olabilir. Boy ve kiloları akranlarına göre daha düşük olabilir, daha zor öğrenebilirler, problem çözme ve karar vermede zorlanabilirler.

Down Sendromlu çocukları, diğer çocuklardan uzak tutmamak gerekir. Aksine sosyal ortamlara girmesi sağlanmalı, eğitici oyuncaklarla oynaması desteklenmelidir. Bu şekilde gelişimlerine de katkı sağlamış olursunuz. Meslek sahibi olabilirler.

Down Sendromu ile ilgili bir çok araştırma yapılıyor ama şu an için kesin tedavisi ya da önlenebilmesi mümkün değil. Down Sendromlu insanlar ortalama 47 yaşına kadar yaşarlar ve bu yaşa kadar yaşayanların çoğunda Alzheimer hastalığı olur.

Down Sendromlu çocukların, diğer çocuklarla aynı okula gitmesi yasal olarak mümkün ancak bir çok çocuk, çevre baskısı nedeniyle devam edemiyor. Onlara karşı daha anlayışlı olmalıyız. Eğer çocuğumuzun okulunda böyle bir arkadaşı varsa, ona bunun genetik bir bozukluk olduğunu anlayacağı bir dilde anlatmalıyız.


Sizlere verebileceğim bilgiler bunlar. Unutmayın her şey inanç ve hoşgörüyle başlar.

Down sendromlu çocukların gelişim tablosu ve daha detaylı bilgilenmek isterseniz Buraya Tık Tık

Sevgilerimle

Şafak

SAÇLARINIZ MI DÖKÜLÜYOR? SORUN DEĞİL


Merhaba,

Eski notlarım içinde saç dökülmelerine faydalı olacağını düşündüğüm birkaç tarif buldum. Sizlerle de paylaşmak istedim. Umarım kullanmak zorunda kalmazsınız hiçbir zaman:)

  • Saç dökülmelerini engellemek için, sıcak zeytinyağı, bal ve 1 çay kaşığı toz tarçını karıştırıp macun haline getirdikten sonra, banyodan önce 15 dakika boyunca saçlarınıza uygulayıp daha sonra durulayın. 
  • 1 yemek kaşığı biberiye yağı ve 1 yemek kaşığı zeytinyağı karışımını 2 haftada 1 kez saçlarınıza uyguladığınızda saçlarınızın güçlendiğini göreceksiniz. Biberiyenin uygulandığı bölgede kan akışını hızlandırmasından dolayı saçlarınızın yoğunlaştığını ve daha dolgun hale geldiğini göreceksiniz.
  • Dökülen saçlarınız için 20 gr. öğütülmüş çörek otu, 20 gr. susam yağı ve 10 gr. defne yağını karıştırıp saçlarınızın dibine sürün, bir havluyla sararak iki saat bekletip, ılık su ile durulayın. Saçlarınızdaki yoğunluk birkaç uygulamadan sonra kendini fark ettirecektir.
Saçınız gür olsun :)
Şafak

SHEMELLON DER Kİ ; SOKAK KEDİLERİ AÇ KALMASIN, HERKESİN HEADERI OLSUN

Yeni blog temamı nasıl buldunuz arkadaşlar?

Daha yapmam gereken düzenlemeler var ama ben çok beğendim. Bunun için sevgili SheMellon'a çok teşekkür ediyorum.

Yeri gelmişken size biraz ondan bahsetmek istiyorum. O kendinden bahsederken şöyle tanımlamış.

Gece okumadan uyuyamayan,Türk kahvesi içmeden kendine gelemeyen.Evli ve 38 yaşı deviren.
Sigarayı 5 yıl bırakmışken aynı hızla geri dönen. 
Hortlak gördüğünde kaçmayan ama fotoğraf makinesi görünce saklanan.. 
Fantastik oyun ve film hastası,grafik manyağı, terazi kadını.."

Bence ise şöyle biri

Tez canlı, sanki 19 yaşında bir genç kız havasında, kendini kedilere adamış, içinde ki hayvan sevgisi öyle ağır basıyor ki, ücret karşılığında header yapabilecekken kedileri daha çok beslemek adına, kedi maması karşılığı yapıyor. Başladığı işi karşı taraf ağırdan alsa bile bitirmek için uykusuz kalabiliyor. Sokak kedileri için Sosyal sorumluluk projesi düzenlemiş.


Ben onu çok sevdim. Sizde tanımak isterseniz Buraya Tık Tık

Hem belki bir headera ihtiyacınız vardır ve karşılığında bir kaç kedinin bir günlük yemek ihtiyacını karşılarsınız. Bir taşla iki kuş :)

Sevgilerimle
Şafak



21 Kas 2013

ŞU REJİM DENİLEN ŞEY NASIL OLUYOR??

Merhaba,

Pazartesi ani bir kararla rejime başladım. Ne yazık ki bu iş bana göre değil sanırım.
Ondört yaş ile otuz dört yaş arasında 45 ile 47 arasında gidip gelen bana şimdi ki kilom hiç yakışmıyor. "Bebeğin daha küçük verirsin" deseler de ben böyle giderse başarabileceğime inanmıyorum

Rejimdeki bir insan normalde yapmadığı şeyi yapıp, kendine 1 tabak patates kızartması hazırlayarak, üstüne birde sos döküp yer mi?



İçinizde bu göbekten nasıl kurtulacağımı bilen varsa yazsın lütfen :)

Sevgiler
Şafak

20 Kas 2013

GÜNLERDİR AKLIMDA DEPREM VAR


Merhaba,

Son günlerde ki içimdeki deprem olursa korkusu, bugün internette okuduğum deprem haberleri ile biraz daha pekişti. Gelecek on yıllık planlarım içinde İstanbul'u terk edip tek katlı ev olan bir sahil kasabasına yerleşme hayalim, biraz daha elimi çabuk tutmamı söylüyor bana. Ne yazık ki İstanbu'daki pahalı evlerin bile gerçekten büyük bir depreme karşı koyamayacağını düşünüyorum. Umarım yanılıyorumdur ve 1999 depreminde hissettiklerimi bir daha asla yaşamam.

O zaman düşünmem gereken sadece kendi ailemdi. Oysa şimdi iki küçük çocuğum var. Kendi ölümüm beni hiç bir zaman korkutmadı ama onların başına gelebilecek bir şey beni kahreder. Eminim bütün anne babalar böyle hissediyordur.

Durmadan seneryolar üretiyorum. Gündüz olursa Ege okulda olacağı için içim bir nebze de olsa rahat çünkü kreşi iki katlı bir binada ve deprem başladığı anda okulu boşaltabilirler. Biz şöyle olursa böyle yaparız, böyle olursa şöyle yaparız vs. vs...

İlk iş kendimize bir deprem çantası hazırladım. Eğer sizlerde deprem bölgesinde yaşıyorsanız mutlaka böyle bir çanta hazırlamalısınız. Neler koyduğuma gelince,

Çocuklar için birer kat kalın kıyafet, çorap
Su -ki en önemli şeylerin başında su geliyor. Mutlaka almalısınız.
Bisküvi
Ege'ye süt, Efe Deniz'e hazır kavanoz maması
Bir küçük battaniye
Piller ve fener
Çakmak
Ağrı kesici, yara bantı, gazlı bez, yara ve yanıklar için krem
Efe Deniz için yedek emzik
Bebek bezi
Düdük
Bir miktar para
Mendil


Yaptığım araştırmalara göre deprem eğer yıkım yapacak kadar şiddetliyse ilk 18 saniyede yıkım gerçekleşiyormuş. İlk 2-3 saniye içinde depremin şiddetlenip şiddetlenmediğine göre aksiyon almalısınız diyorlar. Eğer şoklar hafifse deprem uzakta demekmiş ve hemen bulunduğumuz yerden ayrılmalıyız. Mümkünse en kısa sürede, elektrik, su, doğalgaz vanalarını kapatmalıyız. Ancak şoklar şiddetliyse ev içinde sığınılacak bir yere geçmeliyiz. Duvar, kiriş yada devrilebilecek eşyaların bulunduğu yerlerden uzak durmalıyız. Buzdolabı da devrilebilecek eşyalardan olduğundan güvenli gözükmesi sizi yanıltmasın. Dolap içlerindeki tabaklar, çatal ve bıçaklar açısından, yangın çıkma olasılığının yüksekliği açısından mutfak en riskli yerlerin başında geliyor.


Masa altları uygun bir yer değil. Çünkü masanın yıkılması ile ezilebilirsiniz. Onun yerine masanın yan tarafında cenin pozisyonu almak daha doğru.

Çamaşır makinası ve bulaşık makinasının yanı güvenli alanlardan. Çünkü bu yerlerde hayat üçgeni denilen boşluklar oluşuyor. Cenin pozisyonu alarak yanına uzanmalıyız. Ancak banyonuz kalebodur ile kaplıysa bu durum sizin için risk oluşturabilir.



Bir güvenli alanda kitaplardan oluşturacağınız bir yer. Kağıt ezilmediği için sizi koruyor.

Tabi ki bütün bunlar %100 kesin bilgiler değil. Depremin oluş şekline göre değişiklik gösterebilir.

2011'de Japonya'da olan depremde tsunaminin etkilediği arabalar



Bir söz var ve aslında çok doğru. "Deprem öldürmez yapılar öldürür" Örneğin Japonya neredeyse her gün beşik gibi sallanıyor ama onlar hayatlarını depreme göre ayarladıkları için pek can kaybı yaşamıyorlar. Tsunami gibi bir etken almazsa tabi.

Depremle ilgili son günlerde çıkan haberleri merak ediyorsanız;

Büyük haber sitesi haberi için Tık Tık

Yine aynı sitedeki bir başka haber için   Tık Tık

Opsiyon haberin Ekim ayında yayınladığı haber detayı için Tık Tık

Sizinde canınızı sıktım di mi? Kusura bakmayın. Yine de deprem çantası hazırlamayı lütfen ihmal etmeyin.

Felaketlerin hepimizden uzak olması dileği ile
Sevgiler,
Şafak

Not: Resimler webden alıntıdır.

19 Kas 2013

BREATHE RIGT BURUN BANTLARI ile rahat bir uyku

Merhaba,

Fikri Mühim'i biliyorsunuz. Breathe Right Burun Bantları ile düzenledikleri tanıtıma sağ olsunlar beni de dahil etmişler. Dün kargo ile kampanya kiti elime ulaştı. İçinde tanıtım broşürü, bir adet ürün paketi, yakınlarımızı da tanıştırmamız için 5 adet ikili numune paketi ve çok hoş bir magnet çerçeve çıktı. 5-12 yaş arası çocuğu olanları da düşünmüşler ve onlara 1 adet çocuk paketi göndermişler.



Öncelikle sizlere, biraz üründen bahsetmek istiyorum. Breathe Right Burun Bantları soğuk algınlığı ve alerjiye bağlı burun tıkanıklarını rahatlatmak için kullanılıyor. Ülkemizde özellikle kış aylarında soğuk algınlığı, bahar aylarında da alerjiye bağlı burun tıkanıklığı sık sık rastlanılan şikayetler arasında. Özellikle gece yaşanan burun tıkanıklıkları uyku problemlerine neden oluyor ve bu da ruh sağlığımıza yansıyor. Horlamaya karşı da etkili olduğu biliniyor.

Breathe Right Burun Bantları, ilaç içermiyor bu nedenle de kullanımı fiziksel anlamda bir soruna neden olmuyor. Bir çok burun spreyi ve burun damlasının uzun süre kullanılması tavsiye edilmediğinden bu size her daim kullanım kolaylığı sağlıyor. Nefes alımını %31'e kadar arttırdığı klinik olarak kanıtlanmış. Ayrıca Otururken %80, yatarken %50 oranında nefes almayı kolaylaştırdığı da klinik olarak kanıtlanmış durumda. Burundan nefes almak kolaylaştığı için, ağızdan nefes alarak sık tekrar eden faranjit ve boğaz enfeksiyonlarından da korunmuş oluyorsunuz.

Breathe Right Burun Bantlarının üç çeşidi var. Gece/gündüz kullanımı için "klasik", 5-12 yaş arası çocuklarınız için onlara özel, "çocuklar için" ve transparan/renksiz tercih edenler ve hassas ciltler için "Şeffaf".

Peki bu rahatlığı nasıl sağlıyor?

Özel yapışkan tabaka, bandın burnunuzdan kaymasını engelliyor ve esnek, yaya benzeyen iki parça, burun kanatlarını dışa doğru çekerek hava yolunun açılmasını sağlıyor.

Bir önemli konuda, mutlaka burnunuza uygun olanı seçmelisiniz. Çoğu yetişkin için normal boyun uygun olduğunu düşünüyorum. Eğer burnunuz genişse büyük boyunu kullanmanız tavsiye ediliyor.


Daha detaylı bilgi için firmanın web sitesini inceleyebilirsiniz. Buraya Tık Tık

Sizde Fikri Mühim'e üye olmak ve ürünler denemek isterseniz Buraya Tık Tık

Sevgilerimle
Şafak

TÜRKİYE SPASTİK ÇOCUKLAR VAKFI OYUNCAK KAMPANYASI..


Merhaba,

Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV) yeni bir kampanya başlatmış. Bu kampanya ile

çocuklarınızın artık oynamadığı ya da yakın çevrenizdeki çocukların kullanmadığı, 
kullanılabilir sağlam durumdaki oyuncakları vakıf bünyesindeki çocuklarla paylaşmak hedefleniyor. 

Biliyorsunuz, hayat paylaştıkça güzel ve herkes mutlu olmayı hak ediyor. Kampanyaya desteklerimizi bekliyorlar 


Oyuncakları Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Prof. Dr. Hıfzı Özcan Cad. No:8 Küçükbakkalköy, Ataşehir / İstanbul adresine teslim edebilir ya da kargo ile gönderebilirsiniz.

Detaylı bilgi için; 0850 220 07 17 ile iletişime geçebilirsiniz.

Sevgilerimle

Şafak

YILBAŞI ÖNCE ÇORAPLARA GELDİ

Merhaba,

Yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte, firmaların reklamları da artmaya başladı. Öyle ki pazarlar bile yılbaşı temalı ürünler getirmeye başladı. Tezgahlarda yerini alan ilk ürün çoraplar. Birbirinden güzel, üzeri kar desenli, geyik desenli çoraplar al beni diye adeta bağırıyor. Ben de dün kendimi engelleyemedim ve neredeyse 10 çift çorap aldım :) Hemde başka başka tezgahlardan. Eve gelince aklım başıma geldi. Bu kadar yeni yıl temalı çorabı ne zaman kullanacağım diye?


Haksız mıyım ama? Hepsi birbirinden güzel değil mi?




İki tanede birbirinin aynısı çocuk çorabı :)


En iyisi onları yılbaşında sevdiklerime hediye etmek :) Yarım elma gönül alma :)

Sevgiyle kalın
Şafak


15 Kas 2013

MUHARREM AYI GELDİ AŞURE YAPMAYAN KALMASIN


Merhaba,

Dün muharrem ayının 10. günüydü. Çarçamba kahvaltılarımızı malum tüm facebook arkadaşlarımız biliyor. Bu hafta kahvaltı bendendi. Önce hep beraber kahvaltı yaptık.



Ardından sağolsun Birgül mevlit okudu. Bu vesile ile bizim ufaklığın sünnet mevlidi de yapıldı. Efe Deniz'i bayramdan önce tıbbi gereklilik nedeniyle sünnet ettirmek zorunda kalmıştık. Ege'nin bu sünnet işinden haberi yok. Duysa ağlama krizlerine girer. Kesinlikle sünnet olmak istemiyor. Kardeşinin de yapılmasına karşı. Evde ne zaman sünnet konuşulsa yazdan beri ağlamaya başlıyor. Neyse bu başka bir yazı konusu.

Mevlidimiz okunurken aşuremizi de yaptık. Ben akşamdan malzemeleri hazırladım. Songül pişirdi, evdeki herkes karıştırdı. Çok güzel oldu. Hep beraber afiyetle yedik, evdeki çocuklarına gönderdim ve bir kaç komşuma dağıttım.



Aşure arapça bir kelime ve 10 (on) anlamına geliyor. Orjinali aşuradır. Muharrem ayının onuncu gününe denk gelir.

Aşure gününde, insanlığı etkileyen bir çok olay yaşanmıştır. Örneğin, Adem peygamberin tövbesi bugün kabul edilmiştir. Yunus peygamber balığın karnından bugün kurtulmuştur. Halil peygamber Nemrut'un ateşinden kurtulmuş, Hz. Yakup oğlu Hz. Yunus'a bugün kavuşmuş ve gözleri açılmıştır. Hz. Musa kavmini Firavunun zulmünden yine Muharrem ayının 10. günü kurtarmıştır.

Bir diğer olay ise, Hz. Nuh'un gemisinin bu gün karaya oturmasıdır. Hatta aşurenin çıkışının bu olay olduğu söylentiler arasındadır. Rivayete göre gemide yiyecek hiç bir şey kalmamış, Hz. Nuh tüm kalan erzakların birleştirerek pişirilmesini buyurmuştur.



Müslümanlar açısından ise muharrem ayının 10. günü gönüllerimizde acılı bir olayı barındırıyor. Kerbela olayı, üzerinden yıllar geçse de unutulmayacak ve nefretle anılacak bir olay. 680 yılında Hz. Ali'nin oğlu ve peygamber efendimizin en sevdiği torunu olan Hz. Hüseyin ve kırkı aşkın akrabası, Emevi iktidarı tarafından Kerbela'da şehit edilmiştir. İktidarda olan Yezid nefretle anılmakta ve Arap alfabesinden, kimliklerden bu isim silinmiş. İslam beldelerinin hiç birinde bu isim asla kullanılmamaktadır.

Kurban kesenlerin aşure yapmaları gerektiği bilgiler arasındadır. Hatta ninelerimiz, eğer çok yapamayacaksan bile, bir cezvede en az yedi şeyi kaynat kuşlara dök yesinler, aynı sevabı alırsın derler.

Gelelim bizim aşurenin tarifine:

Malzemeler

  • 1/2 kg buğday, sabahtan suda ıslatılmış, akşam düdüklüde yaklaşık 20 dk. pişirilmiş ve ağzı kapalı ertesi sabaha kadar bekletilmiş, 
  • büyük kase nohut, aynı şekilde sabahtan suda ıslatılmış, akşam düdüklüde yaklaşık 30 dk. pişirilmiş ve süzülmüş.
  • 1 büyük kase kurufasülye (aynı işlemlerden geçirilmiş),
  • 1 bardak pirinç, 
  • küp şeklinde doğranmış 1 elma, 
  • 1 paket kuş üzümü, 
  • Yaklaşık 1 kg şeker (isteğe göre azaltılıp çoğaltılabilir.)
  • 1 paket kayısı (suda kısa bir süre bekletin ve küp küp doğrayın), 
  • 1 paket kuru incir, (suda kısa bir süre bekletin ve küp küp doğrayın)
  • 1 portakal kabuğu küp şeklinde küçük küçük doğranmış. 
  • 1/2 lt. süt, 
  • 10 tane karanfil (küçük bir cezvede pişirilmiş, sadece suyu katılıyor)


süslemek için

  • 1 nar, 
  • 1 paket fındık, 
  • 1 paket ceviz.
Yapılışı:

Islatılmış buğday geniş bir tencereye alınır. İyice pişene kadar kaynatılır. Azaldıkça sıcak su ilave edilir. Sık sık karıştırmak gerekiyor ki dibi tutmasın. Ardından pirinç katılır pişirilir, nohut, kurufasülye eklenir. İyice özdeşleşene kadar hepsi beraber pişirilir. Azaldıkça su eklemeye devam etmelisiniz. Bakliyatlar tamamen piştikten sonra, incir hariç kuru meyveler katılır. İnciri erken katarsanız aşurenin rengi koyu olur. Meyvelerde pişince sütü ardından şekeri ardından da inciri ekleyin. Bir süre daha beraber kaynatın incirde yumuşadıktan sonra altını kapatıp kaplara doldurabilirsiniz.


Üzerinin süslemesi tamamen size kalmış


Bir rivayete göre de aşure pişirilirken evde bulunan kişiler dua okuyup aşureyi karıştırırlarsa o sene kendi evlerinden de bereket eksik olmaz.


Sevgiyle, dostlukla, barışla kalın. Kin ve nefretler yeryüzünden silinsin gitsin


Afiyet olsun


Şafak




BEBEK TÜRLÜSÜ



Merhaba,

Sizlere bebek türlüsü tarifi vermek istiyorum. Bebeğinizin ayına göre içindeki sebzelere ekleme çıkartma yapabilirsiniz.

Malzemeler:

100 gr iki kere çekilmiş kıyma
1 küçük soğan
1 adet patates
1 adet havuç
1 adet kabak
1/2 domates

Yapılışı:

Az tereyağ ya da zeytinyağı ile soğanları kavurun ve kıymayı ekleyin. Kavrulan kıymalara rendelenmiş yarım domatesi katın. Birkaç kere çevirdikten sonra sırayla havuç, patates ve kabağı ekleyin. 2-3 dakika pişirdikten sonra sıcak içme suyu ekleyerek altını kısın.

Havuçlar yumuşadığında yemeğiniz olmuş demektir. İsterseniz blendırdan geçirip yedirebilirsiniz. Ben çatalla eziyorum ki pütürlü yemeğe alışsın.


Minnoşlara afiyet olsun



Şafak

11 Kas 2013

EBRULİ KEK



Merhaba,

Bugünkü tarifimizde kuzenimin eşi Ümmühan'dan. Görüntüsüne bayıldım. Biraz zahmetli olduğunu söylüyor. İlk fırsatta deneyeceğim.

Malzemeler

4 adet yumurta
1,5 su bardağı şeker 
1 su bardağı su 
1 su bardağı ayçiçek yağı 
3 su bardağı un 
1 paket kabartma tozu 
1 yemek kaşığı kakao 
1 paket vanilya


Yapılışı 

Şeker ve yumurtayı köpük olana kadar mikser ile çırpın. Kakao hariç diğer malzemeleri sırayla ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Hamuru ikiye bölün, birine kakaoyu ilave edin. tepsiyi yağlayın ve tam ortasına bir kepçe sade hamurdan sonra bir kepçe kakaolu hamurdan ekleyin. Hamur bitene kadar devam edin. Siz ilave ettikçe hamur yayılacaktır. Sonra bir kürdan yardımıyla dıştan içe doğru orta kısma kadar çizin.Her işlemden sonra kürdanı peçete ile temizleyin.180 derece ısınmış fırında 40-45 dk pişirin.Ancak her fırın aynı olmadığı için arada kontrol edin.Fırından çıktıktan sonra 10 dk kadar bekleyin sonra şekil verdiğiniz hizadan dilimleyip servis yapabilirsiniz..

Afiyet olsun..

ELMA TATLISI



Merhaba,

Geçen gün manavda minik minik amasya elmaları buldum. Daha önce hiç denemediğim elma tatlısını o an denemeye karar verdim. Genelde tariflerde misket elması kullanmayın diyorlardı. Bu elmalar misket elması mı bilmiyorum bile :) Çok küçük olması da beni ayrıca korkuttu. Ama sonuç gerçekten güzel oldu. Size de tavsiye ederim. İsterseniz siz daha büyük elmalarla deneyebilirsiniz. Burada püf noktası elmaların biraz sert olması yoksa dağılır.

Malzemeler

5 adet küçük elma
10 yemek kaşığı şeker
1/2 ayva
1/2 su bardağı iri kıyılmış ceviz içi
1 çay kaşığı tarçın ya da bir kabuk tarçın
1 litre su
1 çay kaşığı ucu kırmızı gıda boyası
Üstü için isterseniz kaymak ya da krem şanti

Yapılışı

Elmaları soyup içini kabak oyar gibi altını da çıkararak oyun. Bir tencereye ayvayı rendeleyin ve üzerine elmaları dik olarak koyun. Her elma üzerine iki kaşık toz şeker ilave edin. Ateşi yakıp, Tarçını ve gıda boyasını da ekleyin. Ara sıra elmaları ters çevirin ki boyalı su her yerine eşit olarak dağılsın.


 Elmalar piştiğinde çıkarıp servis tabağına alın. Eğer tencerede ki su fazla kalmışsa, birazını ayırın ve ceviz içini ayva rendeli tencereye ekleyin. Pişirmeye başlayın. Piştikçe cevizlerle ayvalar özdeşecektir.

Pişen içinizi biraz ılıtıp, elmaların içine doldurun, Kalan suyu biraz kaynatıp, koyulaşınca bir kaşık yardımı ile üzerine gezdirin.



Soğuduğunda buzdolabına kaldırın. Süsleme işini yiyeceğiniz zaman yapmanızı tavsiye ederim. Yazın dondurma ile de servis yapabilirsiniz. Krem şanti ve ya kaymak üzerine ceviz, fıstık da dökebilirsiniz. Çok ağır bir tatlı değil. Şekerini isteğinize göre arttırabilirsiniz ama bize bu kadar yeterli geldi



Afiyet olsun
Şafak

10 Kas 2013

HER YAŞAM BİR MASALDIR

Her yaşam bir masaldır dostum :) Ancak herkes kendisininkini en ilginci sanır. Oysa çevremizde daha nice masallar yaşanıyor acısı ve tatlısıyla.





        Biliyordum . .
Bir kıştı yaklaşan artık.
Biten,
Bekleyişlerle dolu
Bir sonbahardı.
Ve
Biliyordum, biliyorduk . .
İnsanlardan titizlikle gizlediğim,
O küflü, günahkar yaşamımda
Sevda dolu düşlerim vardı . . .

_._

Bu güzel duygular için DOSTUM SAKKARA'ya sevgiler.


Şafak

9 Kas 2013

PARANIZ CEBİNİZDE KALSIN


Merhaba,

Paranız cebinizde kalsın. Bu akşam size cilt bakımı ile ilgili bir kaç tiyo vereceğim.

Cildinize yeniden nem kazandırmak için, rendelenmiş yarım havuç, 1 yumurta akı ve 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağını karıştırın ve göz çevreniz hariç tüm yüzünüze masaj yaparak uygulayın. 15 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkayarak yumuşak bir havlu ile bastırmadan kurulayın. Göreceksiniz işe yarayacak.

Cildinizde ölü deriler var ve bu nedenle mat görünüyor. Bunun içinde evde yapabileceğiniz bir şey var. Elmayı rendeleyip yüz ve boynunuza uygulayın. Yaklaşık 30 dakika bekleyip önce ılık su ile sonra da soğuk su ile durulayın. Bu işlemi haftada iki kez uygulayabilirsiniz. Daha parlak ve canlı bir cilde kavuşacaksınız.

Yorgun ve uykusuzsunuz diyelim, böyle zamanlarda gözler şişer ve insanlar gözlerinizden anlar yorgunluğunuzu. Bunun için de eşit miktarda gül suyu ve sodayı karıştırıp makyaj pamuğuna dökün ve gözlerinizin üzerinde 15 dakika bekletin. Hemen sonuç verecektir. Bu karışımı buzdolabında saklayabilirsiniz.

Bir de ceviz maskesi var. Cildiniz ölü hücrelerle kaplı ise, bir avuç cevizi dövün yada blendır ile toz haline getirin. İçine 2-3 kaşık ceviz yağı ekleyin ve bu karışımı cildinize uygulayın. Böylelikle hem cildiniz beslenecek hem de ceviz taneleri peeling etkisi yaparak cildinizi ölü hücrelerden arındıracaktır.

Harika cildiniz olması dileği ile

Sevgiler
Şafak

ATAM SEN RAHAT UYU

Biliyorum olan biteni yukarıdan izliyorsun. Zaman zaman ruhun acı çekiyor sana atılan iftiralarla. Sen gerçek dünyadasın artık ve biliyorsun bugün seni karalayanlar mahşer gününde senden hakkını helal etmeni isteyecek.

Helal etme ATAM...


Israrla seni anlamak istemeyenler var. Bu ülkeye yaptığın hizmetleri göremeyecek kadar gözleri kör olanlar var. Bugünleri yıllar önce sen görmüştün aslında. Gençliğe Hitabe de anlatmıştın bizlere.

Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Mustafa Kemal Atatürk

Yıllar saçlarıma ak düşürse de, hala senin gençlerindenim ATAM...

Senin ateist olduğundan bahsediyorlar, bazıları mason olduğunu söylüyor. Bu kimi ilgilendirir ki?
İnanç Allah ile kul arasında değil midir? Hangi gerçek inanan kendini Allah'ın yerine koyup seni yargılar? Bu yaptıkları günah değil midir? Bu nedenle ben onlardan diğer dünyada şikayetçiyim ATAM..

Ben ve benim gibi düşünenler için önemli olan nasıl bir kul olduğun değil nasıl bir insan olduğun.

Çok içtiğin için öldüğünü söylüyorlar. Ölüm anlımıza yazılı değil mi zaten? Kimse kaderi değiştiremez diyorlar, öyleyse neden ölümün senin suçun olsun ki?

Kaldı ki senin yaşadığın hayatı kaç kişi yaşayabilir? Koskoca bir ülkeyi kurtarmaya çalışmak, aileden uzak kalmak, ülke için kendini feda etmek, hayatını dilediğince özgür yaşayamamak, dilediğince aşık olamamak, yokluk, savaş ve vatan hainleri ile uğraşmak. Kolay mı bunlar? Erken ölümünün en önemli nedeni senin vatan aşkın ATAM... Hakkını helal et bize.

Sen olmasaydın, Osmanlı devleti yıkıldığında, yurdun her köşesi paylaşılmaya başlandığında bu vatan toprağı geri alınabilir miydi? Küllerden yepyeni bir ülke doğabilir miydi?

Sen olmasaydın, dedelerimizin kanlarıyla sulanmış bu topraklarda şanlı bayrağımız hala dalgalanabilir miydi?

Sen olmasaydın, minarelerimiz gökyüzüne uzanır ve günde beş vakit ezan sesi yankılanabilir miydi bu topraklarda?

Sen olmasaydın, isimlerimiz Ayşe, Fatma, Hasan Hüseyin olabilir miydi? Bulgaristan'daki Türklerin yaşadığı olaylar burada da yaşanırdı. Sana kin duyanlar bunları bilmiyor mu ATAM?

Sen olmasaydın, kadınlar kendini bu denli rahat bir şekilde ifade edebilir miydi? Mesela Meclise girip milletvekilliği ünvanını alabilir miydi?

Sen olmasaydın yapamayacakları çok şey var bazı insanların. Ne yazık ki seni en çok anlamayanlar da onlar.

Sana yazacak çok şeyim var. Öyle kızgın ve üzgünüm ki olup bitenlere. Gerçekleri görmeyenlere, seni karalayanlara..

Sen rahat uyu ATAM.

Bizler emanetini koruyacağız. Bıkmadan, usanmadan seni anlatacağız.

Allah senden razı olsun. Mekanın cennet olsun...



Şafak





8 Kas 2013

TÜKETİCİ HAKLARINDA YENİ DÖNEM


Merhaba,

Dün akşam mecliste oy birliği ile kabul edilen Tüketici Hakları Kanunu, bizler için gerçekten önemli bazı değişiklikler sundu.

Eski yasa 1995'de yürürlüğe girmişti. 2003'de bazı değişiklikler yapılmıştı. İşte 2013 de tekrar yenilenen yasanın getirdiği bazı değişiklikler;

Buna göre bankalar artık, müşterilerine yıllık aidat talep edilmeyen kredi kartı sunmak zorunda. Burada bizlerin dikkat etmesi gereken şey bankadan kredi kartı alırken bu kartları talep etmemiz ya da kredi kartımızı bu yeni kartla değiştirmek istememiz. Yoksa bankalar, müşteri talebi aidatlı olan kartta diyebilir. Çünkü bizler sözleşmeleri pek okumuyoruz. Eski bir bankacı olarak bu konuda müşterilere hak vermiyor değilim. Bir çok sayfadan oluşan hizmet sözleşmeleri müşterileri bağlayıcı banka lehine bir çok madde ile dolu. Müşterilerine bu hizmeti sunmayan bankalar 5 milyon TL para cezası ile cezalandırılacak.

Bir diğer konu da kredi kullanıldığında, krediyi tahsil etmek için bankaların müşteri talebi olmasa bile vadesiz bir hesap açması. Bir çok bankada halen bu hesaplardan hesap işletim ücreti adında yıllık yada altı aylık ücretler alınmakta. Pek de itiraz edemiyoruz çünkü prosedür bu yanıtı ile karşılaşıyoruz. Kredi kullanmak zorunda kalan müşteri de itiraz edemiyor. Yeni yasal düzenleme ile buna da "Dur" denildi. Artık bankalar sadece kredi için kullanılan hesaplardan, hesap işletim ücreti adı altında ücret tahsil edemeyecek.

Bundan sonra tüm bankacılık ve alışveriş işlemlerimde sözleşmeler 12 puntodan küçük olamayacak. Anlaşılır bir dil kullanılacak ve satıcı tek taraflı olarak kendi lehine sözleşme şartlarını değiştiremeyecek.

Bir başka konu ise indirimli satış. Bilindiği üzere firmalar indirimde olduklarını beyan ettikleri ürünlerin üzerine zaman zaman önceki fiyat olarak oldukça yüksek fiyatlar yazarak sanki gerçekten indirim yapmışlar izlenimi vermekteydi. Yapılan yasal düzenlemeye göre bundan sonra etiketlere hem gerçek fiyatlarını hemde indirimli fiyatlarını yazmak zorundalar ve bunun doğruluğunun ispat yükümlülüğü kendilerinde.

Ayıplı malı geri iade etme süresi 6 ay. Altı aylık süre içinde malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya verildi. Eğer ayıplı malı, hile ya da kusur ile gizlenmişse zaman aşımı olmayacak.

Önceden yapı ruhsatı alınmadan, devremülk satışı serbestti. Yeni yasa ile bu ortadan kaldırıldı. Artık, devremülk satışı yapmak için yapı ruhsatı zorunluluğu var ve yapılan sözleşmede tarih müşteri el yazısı ile atılacak ve bir örneği müşteriye teslim edilecek. Devre tatillerde cayma hakkı 10 günden 14 güne çıkarıldı.

Ön ödemeli konut projelerinde teslim süresi 36 ayı geçemeyecek.

Tüketici hakları ders kitaplarına eklenecek ve öğrencilikten bilinçlenme sağlanmaya çalışılacak.

Şu an GSM şirketleri için karşılaştırmalı reklam yasak. Ancak yeni düzenlemeyle bunun önü açıldı. Şirketler karşılaştırmalı reklam yapabilecekler. Yapılabilecek ihlallere karşı para cezası uygulanacak. Bu da şu an 200.000 TL.

Hakem heyetlerinin yetersizliği konusunda da bir adım atıldı. Gerekli görüldüğü taktirde bazı ilçelerden birden fazla hakem heyeti yetkilendirilebilecek. Tüketiciler 3.000 TL'ye kadar haklarını hakem heyetinde arayabilecekler. Bunun da bir skalası var.

2.000 TL ye kadar ilçe hakem heyetleri
3.000 TL ye kadar il hakem heyetleri


Şimdilik edindiğim bilgiler bunlar. Haklarımızı mutlaka arayalım.

Sevgiler
Şafak



MUTFAKTA BELGESEL İZLER GİBİYDİM

Merhaba,

Geçen hafta sonu annemlerdeydik. Onların mutfak penceresinden yan binanın çatısında çığlık çığlığa bağıran martıları gördüğümde "ne oluyor böyle" diye baktım. Keşke bakmaz olaydım. 

Ne şekilde öldüğünü bilmediğim bir kuşu, sırayla tüm kuşlar yedi. Öyle ilginçti ki. Sırası gelen yiyiyor, bağırarak uçuyor ve bekleyen bir başka kuş devam ediyor. Arada sırası gelmeden yaklaşan bir kuş olursa diğerleri onu kovalıyor. 


En acımasızları martılar gibi geldi. Uzun bir süre martılara simit atmayacağım sanırım..



Sanki belgesel izler gibiydim. 

Ve hayatı düşündüm, bugün varsın yarın yoksun. Gözlerini kapatınca kırk yıllık ölülerden farkın olmuyor. 

Ve hayat çok acımasız. Yeter ki düşmeye gör, ırkdaşların bile gözünün yaşına bakmıyor.

Şafak





FIRIN SÜTLAÇ


Merhaba,

Eşimin en sevdiği tatlılardan biridir sütlaç. Hoş onun sevmediği tek şey koyun eti :) Geçen gün sütlaç mı yapsam diye bir cümle çıktı. Dün akşam eve geldiğinde sütlaç arıyordu :) Efe Deniz'in hastalığı nedeniyle yapamamıştım. Şimdi Efe Deniz'i uyuttum ve mutfağa geçtim. Bir yandan yapıp bir yandan size yazıyorum.

Malzemeler

1 su bardağı pirinç
1 litre süt
2 su bardağı şeker (kendi damak tadınıza uygun azaltıp çoğaltabilirsiniz)

Yapılışı

Pirinci az su ile haşlayın. Suyunu çekip yumuşadığında sütü ekleyin. Süt ve pirinç özleşene kadar beraber kaynatın. Şekerini ekleyerek muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin.

Eğer pirinç az gelir ve süt çok gelirse ve koyulaşmaz ise pirinç unu yada nişasta ekleyebilirsiniz.Bunun için, bir miktar su ile pirinç ununu eritin ve pişirdiğiniz süt ile ılıtarak tencereye ekleyin. Mutlaka sürekli karıştırın ki pirinç unu topaklanmasın.

Fırın kaplarına paylaştırdığınız sütlacı fırın tepsisine dizin ve yarısına gelecek şekilde su koyun tepsiye. 170 derece fırında üst tarafını çalıştırarak orta rafta üstü kızarana kadar fırında tutun.

Afiyet olsun
Şafak

7 Kas 2013

KARTPOSTAL ETKİNLİĞİ

Merhaba,

Blogger arkadaşlar her gün yeni bir etkinlikle karşıma çıkıyor. Hepsine katılmamak için kendimi zor tutuyorum ama sevgili Selen'in paylaştığı, O bir Anne'nin düzenlediği etkinliğe katılmadan edemedim.

Çok eski yıllarda kalmış bir alışkanlığı hatırlattı bana. Özel günlerde kartpostal gönderirdik uzaktaki sevdiklerimize.



Eğer sizde katılmak isterseniz buraya Tık Tık

Sevgiler
Şafak

TATLI PATATESLİ VE DOMATES SOSLU BEBEK MAKARNASI


Merhaba,

Bu tarifi İngiltere'deki manevi kardeşim Aylin göndermiş. Onun çocuklarının çok severek yediklerini söylüyor. Ben henüz deneyemedim. Gerçekten hoş gözüküyor. Orada bebek makarnası diye satılan makarna bizde ki mantı makarnanın küçük haline benziyor. Türkiye'de ben hiç bebek makarnası görmedim bu nedenle  yıldız şehriye ya da minik boncuk makarna ile yapabilirsiniz. Ben Ege çok sevdiği için harfli makarna kullanmayı düşünüyorum

Bu tarifte tatlı patates var. Tatlı patatesi ben bulamadım onun yerine havuç kullanılabilir. Tarifte 9 ay üzeri bebekler için uygun olduğu söyleniyor.

Gelelim yapılışına;

Malzemeler
1 orta boy tatlı patates soyulmuş ve doğranmış
1 1/2 yemek kaşığı bebek makarnası
15g tuzsuz tereyağı
150g domates soyulmuş ve doğranmış
20g rendelenmiş kaşar

Yapılışı
Tatlı patatesleri ya da havuçları 10 dakika yumuşayıncaya kadar haşlıyoruz Bu arada ayrı bir tencere de bebek makarnalarını haşlıyoruz Tereyağını küçük bir tavada yada tencerede eritiyoruz ve domatesi ekleyerek soteliyoruz ve son olarak haşlanmış tatlı patatesleri eğer onu bulamadıysanız rendelenmiş havucu ekleyip 1-2 dakika pişiyoruz. Domates sulu değilse biraz kaynamış su ekleyebiliriz sosa.

Son olarak kaşar peynirini ekleyerek blendırdan geçiriyoruz ve sosumuz hazır.

Haşlanmış makarnanın üzerine dökerek bebeklerimize yediriyoruz. Hatta çok beğenip bir tabakta kendimize koyuyoruz :)

Hazırladığımız bu sosu isterseniz kendi makarnalarınızda da deneyebilirsiniz.

Sevgiler
Şafak

Not: Resmi tarifi öğrendiği siteden göndermiş

6 Kas 2013

CHOCCHIC KONUŞAN ÇİKOLATA HEDİYEMİZ SAHİBİNİ BULDU

Herkese merhaba,

Çekilişimiz sonuçlandı. Bu sefer kimin kazandığını küçük oğlum Efe Deniz belirledi.

Eğer kazanamadıysanız üzülmeyin. Firmanın web sitesinde bir çok hoş ve ilginç ürün var, dilerseniz satın alabilirsiniz.

Firma web sitesi için buraya Tık Tık


Kazananın kim olduğunu öğrenmek mi istiyorsunuz ?



Kazanan arkadaşımın hediyesini alabilmek için bana adres ve hangi ürünü seçtiğiyle ilgili bilgi dönmesini rica ederim.

Başka bir hediye etkinliğinde buluşmak üzere

Beni izlemeye devam edin :)

Sevgiler
Şafak

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR İÇİN METİN SABANCI OKULLARI


Merhaba,

Facebook da tanıtımlarını gördüm. Bir çoğumuzun bilgisi dışında olan okul hakkında hemen kendilerine mail attım bilgi istedim. Sağ olsunlar kırmadılar beni. Bana gönderdikleri basın bültenini sizinle paylaşmak istiyorum.

Türkiye Spastik Çocuklar vakfına ait web sitesini incelemek isterseniz buraya Tık Tık

En çok merak edilebilecek soruları da kendilerine sordum. İşte basın bültenleri ve merak edilebilecek iki soru:

Metin Sabancı’nın bağışı ve Sabancı Vakfı’nın desteği ile kurulan Metin Sabancı Okulları’nda üçüncü eğitim-öğretim yılı için kayıtlar başladı. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı çatısı altında, hafif düzeyde zihinsel engelli çocuklar ile Cerebral Palsy’li çocuklara eğitim veren Metin Sabancı Okulları ve bu yıl eğitim ve öğretime başlayan Metin Sabancı Özel Eğitim ve Uygulama Okulu yeni öğrencilerine kapılarını açtı.


Hafif Düzeyde Zihinsel Engelliler İlkokulu’nda eğitim gören çocuklar, okuma-yazma, fen, matematik ve Türkçe gibi temel derslerdeki bilgileri ve sosyal becerileri kazanarak kaynaştırma eğitimine hazırlanıyor. Metin Sabancı Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda ise; orta ve ağır düzeyde zihinsel engelliler eğitim görüyor. Bu merkezde çocuklara; okuma - yazma, yeme - içme ve tuvalet gibi temel yaşam becerileri ve sosyal beceriler alanlarında eğitim verilerek özbakım ve topluma uyum becerileri kazandırılıyor.


“Zihinsel engelli çocukların toplumla entegre olmalarını hedefliyoruz”

Metin Sabancı Okulları Müdürü Cem Akköse, “Metin Sabancı Okulları olarak bir veya daha fazla engeli olan Cerebral Palsy’li çocuklar ile zihinsel yetersizlik tanısı almış çocuklara, resmi eğitimleri ile birlikte sosyal, duyusal, bilişsel, dil ve motor gelişimi alanlarında eğitim vererek, kendi ihtiyaçlarını karşılamayı, çevresiyle iletişime geçmeyi ve toplumla entegre olmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Okulumuz; binası, sınıfları, sınıf donanımı, uzman eğitim kadrosu, bahçeleri, spor ve oyun alanları ile çok farklı bir profil çiziyor” dedi.

Çocuklar, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına paralel eğitim alıyor

İstanbul Ataşehir’de yaklaşık 4 bin metrekarelik kapalı alanda eğitim ve öğretim hayatına devam eden Metin Sabancı Okulları’nda, bir veya daha fazla engeli olan Cerebral Palsy’li çocuklar ile hafif, orta ve ağır düzey zihinsel yetersizlik tanısı olan çocuklar eğitim alabiliyor. Özel donanımlı sınıflarda, MEB müfredatına paralel olarak bireysel ve grup eğitim programları, konusunda uzman eğitim ve destek hizmetler kadrosu tarafından veriliyor.

Okullarda, eğitim öğretim çalışmalarının yanı sıra, öğrencilere ve ailelerine yönelik psikolojik danışmanlık, gereksinime bağlı destek ve öz bakım desteği hizmeti veriliyor; müzik, resim, sanat ve mutfak atölyeleri düzenleniyor; beden eğitimi ve spor çalışmaları yapılıyor.

Vakfımızla hayata geçirmek istediğiniz Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri için;iletisim@tscv.org.tr adresine kurum/kişi tanıtımınız ile birlikte yapmak istediğiniz çalışmayı içeren bilgilendirme mesajını gönderebilirsiniz.


 Okulunuz ücretli mi?
      Metin Sabancı Okulları özel bir eğitim kurumu olup, yıllık ücreti ilan edilmiştir.

Burs veriyor musunuz?
      Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı tarafından sınırlı burs olanağı vardır.
    Bilgi ve randevu için 0850 220 07 71 - 72

5 Kas 2013

MERCİMEK KÖFTESİ

Merhaba,

Mercimek köftesinin tarifini bilmeyen çok azdır sanırım. Yine de yemek yapmaya yeni başlayanlar için paylaşmak istedim. Geçen gün bir arkadaşımın kızının doğum günü için yapmıştım. Aslında ben ölçüsüz göz kararı yapıyorum. İşte yapılışı



Malzemeler

1 su bardağı mercimek
1 su bardağı ince bulgur
1 soğan
1/2 demet maydanoz
1 yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
tuz, karabiber

Yapılışı

Mercimekleri üstünden 2 parmak fazla olacak şekilde haşlamaya bırakın. Kapağını kapatmayın ve arada sırada karıştırın. Çok çabuk suyunu çektiği için dikkatli olmalısınız. Mercimekler ezilecek kıvama gelene kadar haşlanmalıdır ve ince bulgurun kabarması için bir miktar su kalmalıdır.

Haşlanan mercimeğin içine ince bulguru katın ve ağzı kapalı olarak kabarması için bekletin. Bu arada siz soğanları yarım hilal şeklinde doğrayın ve yaklaşık 1 çay bardağı kadar zeytinyağının içinde tavada kavurun. Kavrulan soğanın üzerine salçaları ekleyin. Tuz ve karabiberi katıp iyice pişirin. İndirmeye yakın ince doğranmış maydanozu da ekleyin ve bir iki çevirmeden sonra ocaktan alın.

Haşlanmış mercimek ve bulgurun içine biraz soğuyunca bu karışımı ekleyin. Aman dikkat eliniz yanabilir. Elinizle özleşmesini sağlayarak, istediğiniz büyüklükte parçalar kopararak marul ve limon eşliğinde servis yapın.

Limonu önceden içine de ekleyebilirsiniz ama hemen tüketmeniz gerekir çünkü hızlı bozulmasına neden olabiliyor. Kuru soğan sevmeyenler yerine yeşil soğanda kullanabilir.

Afiyet olsun
Şafak


4 Kas 2013

YENİ BİR BLOG TANITIM YARIŞMASI

Merhaba,

Blog tanıtımları sayfasını mutlaka duymuşsunuzdur. Yeni bir yarışma ile karşımızda.

En tarz blog yarışması. Eğer sizde katılmak isterseniz,

Buraya Tık Tık 

Yarışma Ödülü; Yarışmada dereceye girecek olan ilk 6 Blog, yarışmayı  düzenleyen blogda, Blog Tanıtımları alanında 1 ay boyunca extra tanıtım hakkı kazanacak.:)

Herkese şimdiden bol şans


Sevgiler
Şafak

2 Kas 2013

Tchibo'da Yağmur Zamanı

Tchibo her hafta yenilenen temaları, modayı kaliteyle bütünleştiren ürünleri ve lezzetli kahveleriyle sevdiğimiz markalardan biri.

Bir Tchibo mağazasına girdiğinizde sizi karşılayan harika bir kahve kokusu duyuyorsunuz. Ürünlere bakmak için sabırsızlansanız bile kahve standının önünden güç bela ayrılıyor ve ürünlere doğru yöneliyorsunuz. Ürünlerin hemen hemen hepsi keyifli renklerde ve tarz ürünler. Üstelik hepsi birbirinden kaliteli ve dayanıklı. Tchibo ürünlerinin kalitesi, alanında uzman kişiler tarafından çok sıkı ve acımasız testlerden geçiyor ve sadece testi geçebilenler satışa sunuluyor.


Gelelim Tchibo’nun bu haftaki temasına; Yağmur Zamanı. Evde battaniye altında bir fincan kahveyle camdan yağmuru izlemek çok zevkli, evet. Peki her dakika dışarıda olmak isteyen çocuklar? Su ve kir geçirmeyen doğayla dost Ecorepel ürünler, su ve kir tutmayan BIONIC FINISH ECO malzemeden kumaşlarla yağmur çamur demeden çocuklarınızla sokağa çıkmaya hazırsınız!


Yağmur Zamanı temasındaki tüm ürünler birbirinden güzel ama yağmur kıyafetlerinde çocuğunuzun sağlığına öncelik veriyorsanız, aradığınız ürünleri bu temada bulacaksınız.





Yağmur Kıyafetleri denince akla ilk gelen yağmurluk oluyor tabii. Siz ve eşiniz için 3’ü 1 arada mesimlik montlar, çocuklarınız için de rengarenk ve kurbağa desenli Termal Çocuk Yağmurluklarına sahipseniz, yağmur sizin için ailece çok keyifli olacak. 3’ü 1 arada montlar, mevsime ve hava durumuna göre kullanılabiliyor. Yağmurlu ama sıcak havalarda yalnız yağmurluğu, daha soğuk havalarda polar ve yağmurluğu bir arada kullanabilirsiniz. Çocuklar için Termal Çocuk Yağmurlukları, mikropolar astarıyla hem sıcak tutuyor hem de yağmur geçirmiyor. Kız ve erkek için pembe ve mavi renklerde yine kurbağa desenli çizmeler ve Termal Çocuk Yağmur Tulumlarıyla bir arada kullanıldığında çocuğunuz yağmurdan tamamen korunacak ve çok şirin görünecek. Tchibo, daha küçük bebekleri de unutmamış ve yağmurlu havalarda bebek arabasıyla gezinirken kullanabileceğiniz, su geçirmeyen bir Termal Uyku Tulumunu bu temaya eklemiş. Bu ürün bebek arabasına sabitlenebiliyor ve bebeğinizi üşütüp ıslatmadan bebek arabasıyla gezdirmenizi sağlıyor.

Yağmur Zamanı temasında bunlardan başka birçok ürün daha bulunuyor. Daha ayrıntılı incelemek için Tchibo.com.tr’ye tıklayıp, keşfe başlayabilirsiniz. Aynı zamanda 444 28 26 numaralı Telefonla Sipariş Hattı’ndan da alışveriş yapabilirsiniz. Şöyle keyifli bir alışveriş yapıp, sonrasında da kahveyle yorgunluk atmak isteyenleri, çalışanlarının yüzünden gülümseme eksik olmayan Tchibo mağazalarına davet ediyor ve ekliyorum yeni temalardan herkesten önce haberdar olmak için Tchibo Facebook (https://www.facebook.com/tchiboturkiye) sayfasını beğenebilirsiniz. Keyifli alışverişler!

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...