4 Şub 2016

Kadınlar Neden Bu Kadar Mutsuz

Merhaba,

Bir süredir hastalıklarla falan uğraşıyorum. Her ne kadar sosyal medyada takip ediyorsanız beni, her şey güzel, hiç de öyle gözükmüyor diyecek olsanız da maalesef öyle.

Dün de 2 saat bir dişçi koltuğunda oturdum kaldım. Diş konusu benim için yıllardır, büyük bir sorun. Yaklaşık 5 yıl önce bir dişeti ameliyatı geçirmiştim. Evvelsi gün de birden dişetlerim şişmeye başladı. Akşama doğru ağrı o kadar dayanılmaz olmuştu ki, gece doktoru aramak zorunda kaldık. Kısa bir süre önce orada olduğum için de çok şaşırdı, bu kadar kısa sürede böyle dayanılmaz ağrılar pek olmaz yarın görüşelim diye. Bende dün yanına gittim. Gerçekten kısa sürede sorun oluşmuştu ve biraz müdahele yaptı. Önce dedi ki, "diş etlerin çok mutsuz hayırdır?" Laf lafı açtı ve birden derin bir konunun  ortasında bulduk kendimizi. İşte aslında bugün sizlerle bunu paylaşmak istiyorum, yoksa dişetlerimin mutsuzluğu kimin umurunda :)

Bilmem farkında mısınız? Biz kadınlar ile erkekler birbirimizden çok farklı gözüküyoruz. Biz her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünürken onlar oldukça umursamaz. Bizim dağ gibi gördüğümüz sorunlar onlar için sorun bile değil. Bu durumda tartışmalar, hayal kırıklıkları, vazgeçişler kaçınılmaz. Gemileri yakmışlığım olmuştur bu nedenle :)

Sonra işin bir de biyolojik tarafı var. Kadınlarda hormon denilen şey, duygularımızı yönetiyor belli günlerde. Normalde takılmayacağımız şeylere takılıyor, sinirlenmeyeceğimiz olaylarda çok sinirli oluyoruz. O zamanlarda bazen, biz bile kendi kendimizle anlaşamıyoruz :)

Sonra çağımız gereklikleri var. Yani bir yandan çağa uymaya çalışıyoruz, bir yandan genlerden gelen duygularla yaşamaya. Eskiden kadınlar evde oturur, çocuklarına bakar, eşinin, akrabalarının, kendi ailesinin hata eşinin ailesinin isteklerine göre hayatını şekillendirirlerdi. Sonra devir değişti, eğitim arttı, televizyon ve internetle farklı dünyaların kapıları açıldı.  Kadın "dur ya ne oluyor bende bir bireyim benimde bir kişiliğim var" dedi.

İş hayatına girdi, gezdi tozdu, eğlendi, kendi için yaptı ne yapacaksa, sonra bir saat, biyolojik saat çaldı :) Ne kadar doğrudur bilemem ama annelik insanın doğasında var. Doğurmak ve neslin devamını getirmek için yaratılmışız birazda. Saat çaldığından evlenmek istiyor insanlar. Yoksa işin gücün varsa, rahatsan da hayatta, birine yemek pişirmek, çamaşır yıkamak için niye evlenmek isteyesin ki :) Saat haber veriyor, hadi zamanın geçiyor çocuk sahibi olmalısın.

Sonra evleniliyor, çocuk sahibi olunuyor. Bir çok kadın evli ve çocuk sahibi olduğu halde çalışmaya devam ediyor. Kimisi maddi nedenlerden çalışıyor kimisi de çalışmayı veya maddi olarak kendi kendine yetmeyi sevdiği için.

Sonuçta ne oluyor, hooop kadının omuzlarındaki yük her gün biraz daha artıyor. Erkek her ne kadar eşine destek olsa da, olay sadece destek oluyor. Sonuçta herkes ve hatta kadının kendi bile bütün bunları kendi görevi olarak görüyor. Kadınlar, yeni çağ ile gelenek görenekler arasında sıkışıp kalıyor.

Kadın, işte çalışıyor, evde işler onu bekliyor, çocukların okulu, bakımı, iyi yetişsinler kavgası, misafirler, akrabalar ve bazen komşular, yemek, eşi mutlu etmek yani her şey ondan bekleniyor. Gün geliyor ülkenin halini de düşünüyor kadın, aktif siyasete giriyor yada pasif olarak, siyasi fikirlerini başkalarına empoze etmeye çalışanlara dur diyor, sohbet aralarında.

Hele bir de mükemmelletçiyseniz yandığınız resmi oluyor. Yetemiyor hiç bir şeye. Belki günde 4-5 saat uyuyor, tüm gün ayakta kalıyor ama yetişemiyor.

Sakinleştirici kullanan kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor. Çünkü ne kadar istesek de her şeye yetemiyoruz.  Yetemediğimiz için, bunu da dert ediyoruz. Sonuçta mutsuz, orası burası ağrıyan, sakinleştiri kullanan kadınlara dönüşüyoruz.

Peki sizce nasıl olacak? Siz nasıl düşünüyorsunuz, yada nasıl yaşıyorsunuz hayatınızı. Yorumlarınızı mutlaka bekliyorum.

Sevgiler
Şafak

Not: Resimler internetten alıntıdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...