Küçük
kusurlar için bıçak altına yatmadan önce, hayata daha fazla gülümseyin!
Charlie
Chaplin “Gülmek hayatın en güzel eylemidir ve her ne varsa sizi bundan
alıkoyan, onları yoke edin” demiştir. Daha güzel görünmek için sık sık
gülümsememiz gerekiyor, nedeni psikolojik değil, tamamen mekanik. Şöyle ki;
insan içten bir şekilde gülümsediğinde tüm yüz hatları altın orana olabilecek
en yakın haline geliyor. Tüm duyguları yansıtan mimikler için farklı oranlar
oluşuyor ve mükemmele en yakın göründüğümüz zamanda gülümsemek. Bu sebeple, daha
sık ve sıcak gülümseyen insanlar, varolduklarından daha güzel algılanıyorlar.
Leonardo Da Vinci, ömrünü ‘altın oranı’
bulmaya harcadı
Leonardo
Da Vinci’nin ömrünü ‘altın oranı’ bulmaya harcadığını kaydeden Kolan International Hospital KBB ve Baş
Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:
“Louvre müzesine
ilk gittiğimde, Mona Lisa’nın sergilendiği özel galeride tabloda ilk dikkatimi
çeken şey gizem idi. Gidenler bilir, Louvre dünyadaki resim konusunda açık ara
en zengin müzedir ve orada başka pek çok ünlü ressamın başyapıtları da vardı,
ama Mona Lisa farklıydı bence, ebat olarak da emsallerinden çok daha küçük bu
resmin pek çok insanı neden bu kadar etkilediğini ve ünlü olduğunu çok
düşündüm. Portredeki kadına baktığınızda asla tek başına güzel diyemeyiz, ama
altın oranlara göre yapıldığından beynimizde bir farkındalık uyandırdığını düşünüyorum.
Matematikçiler, yıllarca güzelliğin formülünü yazmaya çalıştılar. Pek çok
sanatçı mimariden, tasarıma kadar altın oran formülleri uyguladılar ve bir
ideal belirlenmeye çalıştılar. Böylelikle, altın oran kriterleriyle matematik
kusursuzluğa ulaşmada yol arkadaşımız haline geldi. İnsan bedeninde ve yüzünde
pek çok altın oran belirlendi. Yüz
bölgesindeki altın oranların başlıcaları, burun genişliği ile burun delikleri,
ağız boyu ile burun genişliği, burunun kaşlar ile birleşim yerinin saçlı deri
ile çene uzaklığı, yüzün boyu ile genişliği, ön dişlerin boyu ile genişliği, ön
dişler ile yanındaki dişlerin boyları gibi pek çok matematiksel oranlara altın
oran uygulanmış ve bulunan değer pek çok kişi tarafından ideal güzellik olarak
gösterilmiştir” dedi.
“Simetrik” yüz, genellikle güzel olarak
algılanmıyor
Simetrik
yüzlerin, yapay ve robot gibi algılanabileceğini ifade eden KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr.
Seçkin Ulusoy, konuşmasına söyle devam etti:
“Yüz
güzelliği ile yapılan istatistik çalışmalarda ortaya çıkan bir ilginç noktada “simetrik” yüzlerin genellikle güzel
olarak algılanmamasıdır. Başka bir deyişle, çok güzel olarak algılanan yüzlerin,
genelde sağ ve sol bölgeleri tam simetrik değildir ama bu doğallık katıyor.
Hatta çok simetrik yüzler, yapay ve robot gibi algılanabiliyor. Yani, altın
oran ile simetri arasında herhangi bir ilişki yok, ama her iki yüz yarısını
ayrı ayrı düşündüğümüzde altın orana sahip yüzleri güzel olarak algılıyoruz”
diye konuştu.
Yüz
estetik cerrahisi, gözlerin belirgin olmasını hedefliyor
KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları
anlattı:
“Tüm yüz
estetik cerrahisi ameliyatlarının amacı yüze bakıldığında gözlerden daha
belirgin bir bölge olmamasıdır, ikinci dikkat çekmesini istediğimiz bölge ise çenedir.
Biz burun estetiği ameliyatlarında aslında burunu dikkat çekmeyeceği bir hale
getirmeye çalışıyoruz bazen de küçük çene olgularında implantlarla çeneyi biraz
daha belirgin hale getirmeye çalışıyoruz. Bende ameliyatlarımda bu ideal
oranları uygulamaya çalışıyorum fakat bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Doğru
hasta bilgilendirilmesi ve gerçekçi beklentilerin oluşması koşuluyla büyük
çoğunlukla hastalar başta burun olmak üzere tüm yüz estetiği ameliyatlarından oldukça
memnun oluyorlar ama mükemmel cerrahi diye bir şeyinde olmadığını burada
içtenlikle belirtmeliyim. Dahası insanı ameliyat etmek bir mimari çizim gibi
değil çünkü her bireyin cilt, kıırdak, kemik ve yumuşak dokuları vede cerrahiye
verdikleri cevapda aynı değil” dedi.
Küçük
kusurlar için bıçak altına yatmadan önce, hayata daha fazla gülümseyelim
Kusurlu
güzelliğin dayanılmaz çekiciliği ve farklılığının da olduğunu söyleyerek,
konuşmasını sürdüren KBB ve Baş
Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti:
“Erwin
Yalom kusurlu güzelliklerden hoşlandığını söylemişti ünlü “Niche ağladığında”
kitabında. Bazen burun veya yüzdeki küçük bir kusur gibi görünen şey kişiye
olağanüstü karekter ve çekicilik de katabiliyor. Mesela, Barbra Streisand’ın
burnunu fındık burun yapın ve altın oranlara getirin hala hayran olacak mısınız?
Bu örnekleri çok fazla çeşitlendirebilirim, bazı yüzleri altın orana sahip
olmadıkları için ayrı ve daha çekici buluruz bunun nedeni küçük kusurların
farkındalık ve karekter belirlemesidir. Evet, matematiğin ideal kabul ettiği
bir altın oran var, ama güzelliğin bir metafiziği de var, yani kusurlu
güzelliklerin dayanılmaz çekiciliğini ve yarattığı farkındalıkları kastediyorum.
Tabiiki, yüzde belirgin bir kusur varsa ve kişide bu mutsuzluk yaratıyorsa düzeltilebilir,
ama ideal yüz, çekicilik ve karekter kavramlarının arasındaki tripod
mekanizmasını da bozmadan. Toparlayacak olursak, çok küçük kusurlar için bıçak
altına yatmadan önce hayata biraz daha fazla gülümsemeyi deneyelim, olmuyorsa
ameliyat olma seçeneği her zaman elimizin altında…” diyerek sözlerini
tamamladı.