Genel olarak blogumda bu tarz yayınlar yapmıyorum biliyorsunuz. Ancak geçen gün sizlere yazdığım gibi artık daha çok araştıracağım geçmişi ve dünya üzerinde olan gelişmeleri. Daha da önemlisi bunu blogumda da paylaşacağım ara ara. Çünkü blogumu kurarken amacım çocuklarıma anılarımı ve duygularımı bırakma isteğimdi. Artık bunu yaparken yazılı da bırakacağım bildiğim, okuduğum , mantığıma yatan ya da yatmayan herşeyi. Ne kadar önemsenir ne kadar ciddiye alınır öğrendiklerim bilmiyorum ama bir kişinin bile hayatına dokunabilirsem ne mutlu bana.
İlk olarak araştırdığım Türklerin geçmiş hayatı ile ilgili ilgimi çeken ayrıntılardan biri ile başlıyorum yazıma. Batıl inançlar, Türklük, Müslümanlık ne alaka demeyin. İnanın yaşadığımız coğrafya ve yapımız açından çok alakalı bugün durduğumuz yer.
Batıl inançlar diye adlandırdığımız davranışlar bir çoğumuz için halen güncelliğini koruyor. Örnek vermek gerekirse, nazar ya da sıkıntılardan kurtulmak için kurşun döktürülmesi, nazar boncuğu veya gözboncuğu takılması, evden ayrılan kişinin arkasından sağ sağlım gelmesi için su dökülmesi, bir mekana sağ ayakla girilip sol ayakla çıkılması, istenmeyen bir şeyin başa gelmemesi için tahtaya elle 3 kere vurulması (ki bazıları tahtaya değil daha sert bir zemine vurulması gerektiğini söylüyor), doğum yapan kadınların başlarına kırmızı kurdela bağlaması ve bunun bebeği ve anneyi kötü ruhlardan koruyacağına inanılması, türbelere ve ağaçlara bez parçası bağlayarak adak adanması, yine türbelere, camii avlularına ya da tekkelere adak adayıp mum yakılması gibi davranışlar.
Oysa bu
tür davranışların İslam dininde yerinin olmadığı, Diyanet işleri tarafından sık
sık tekrarlanıyor.
Peki bu
gelenekler yada batıl inançlar nasıl hayatımıza yerleşti dersiniz? Yukarıda ki
örneklerin tamamı Şamanizm’den gelmiştir ve aslında İslam dininde bunlara
yer yoktur.
Türklerin
İslamiyet öncesi Şamanizmi benimsemiş olmaları ve bu etkileri yüzyıllar boyunca
yaşamaları batıl inançlarımızın oluşmasında en büyük etken.Tarikatçılık ve
tasavvufun temelleri oluşurken de Şamanizm felsefesinden faydalanıldığı
söylenmekte. Şamanizm ucu bucağı olmayan bir deniz. Bu konuda yeterince araştırma yaptığımda da sizlerle paylaşacağım.
Mesela
Arap kültüründe mezar taşı uygulaması olmadığını biliyor musunuz? Arap
kültüründe, ölülerin toprağa hemen gömülerek toprakla karışması onlar için
yeterli. Defin işlemlerinin tören şeklinde yapılması ve mezar taşının dikilerek
süslenmesi bize has bir uygulama ve İslam coğrafyasında sadece Anadolu'da
görülmekte. Ve mezar taşı da Şaman kültürünün bir parçası. Bu kültürde mezar
taşlarının olması, ölen kişilerin ruhlarına edilen dua ve dileklerin GökTengri
inancından gelmekte. Bizim mezarlıklarımızdan bir farkı da var. Şamanizm’de
mezarın etrafı herhangi bir şeyle örülmüyor.
Peki neden biz Müslüman Türkler halen bu
uygulamaları devam ettiriyoruz ? Çünkü okumuyoruz.. Yüzyıllar boyu insanların Kuran-ı Kerim’i
sadece Arapça olarak okumaları bunun nedenlerinin en başında geliyor. Oysa
inandığımız dini en iyi Türkçe anlamlarını okuyarak yaşatabiliriz. Hadis-i
Şerifleri bir çok kaynaktan incelemeliyiz. Tek kaynakdan incelemek yeterli değil bence.
Sizin bildiğiniz ve inandığınız batıl inançlar neler?
Bir başka yazımda tekrar görüşmek üzere
Sevgiler
Sizin bildiğiniz ve inandığınız batıl inançlar neler?
Bir başka yazımda tekrar görüşmek üzere
Sevgiler