Merhaba,
Yokluğumda yeni bir etkinlik başlamış. #blogfirtinasi
Aralık ayı boyunca her gün, konusu önceden belirlenmiş bir yazı yazılacakmış. Ben dünkünü kaçırdım. Ama bu gün başlayacağım. Eğer sizde katılmak isterseniz detaylı bilgi için buraya Tık Tık
Bu gün için Herhangi bir kitabın, herhangi bir sayfasını açın ve bir satır seçin. O satırla yazıya başlayın, gerisi sizden demişler.
Hadi bakalım yazı gelsin o zaman.. Her zaman yaptığım gibi O an aklıma geldiği gibi yazacağım hatalarım olursa affola..
Kendine verdiği cevaplar hiç bir şey ifade etmese bile, o yine tekrar tekrar sormayı sürdürdü.
Nereye kadar hiç bir şey olmamış gibi davranabilirdi ki? Sonuçta gerçekler ortadaydı. Kalbi ile aklı arasında sıkışıp kalmıştı.
Bazen göz ile göremediğimiz şeyleri gönül gözümüzle görebilirdik değil mi? Öyleyse kaybettiğini düşündüğü şey belki de kazancıydı, bunu zamandan başka kim bilebilirdi?
- Ama sevdim ben onu dedi, kendi kendine. Bütün bu olanları hak etmedim. Ne yaptım ki? Bu yaşadığım acı neyin nesi?
Sorulardan kurtulmak için ışığı kapattı. Yatağa girdi. Sanki aklında ki sorulardan kurtulabilecekmiş gibi gözlerini sımsıkı kapattı yorganı başına örttü. Bir kaç dakika böyle hareketsiz yattı. Sonra birden yataktan doğruldu ve doğmamış bebeğine ağlamaya başladı. Aylar sonra ilk defa ağlıyordu.
-Bebeğim yaşasaydı belki evliliğim devam ederdi dedi, ya da doğru bir evlilik yapsaydım bebeğim belki yaşardı. Offf, ne olursa olsun yaşasaydı. Ya hiç bir zaman anne olamazsam..
Yine sorulara boğulmuştu. Kime, ya da neye ağladığını artık o da bilmiyordu. Biten evliliğine mi, doğmamış bebeğine mi yoksa hayallerine mi?
Sonra o evlilikten gerçekte bir bebek asla istemediğini fark etti. Sürekli kavgaların olduğu, mutsuz bir anne ve hayatını kendi doğrularına adamış bir babanın oluşturacağı bu aile de doğacak çocuğun mutlu bir çocuk olamayacağına kanaat getirdi.
Keşke farklı bir insan olsaydım diye düşündü. Ya da keşke farklı biriyle evlenseydim. Gittiği bir falcının söylediği bir cümle aklına geldi.
"Siz kadere karşı gelmişsiniz bu evlilik asla olmamalıymış. Sizin yazgınız başkalarıyla."
İnanmıyordu ama inanmak istedi.
-Belki dedi, belki falcı doğru söylüyordur. Belki kaderim başka biri. Belki ben onunla çok mutlu olacağım. Belki doğacak çocuklarım artık gerçeklerin farkına varmamı bekliyorlar bana gelmek için.
Sonra çok sevdiği bir arkadaşının ona söylediği bir şey aklına geldi. "Sen artık hayal kurmuyorsun" demişti arkadaşı. "Hayal kurmadıkça senliği kaybediyorsun. "
Üniversitedeyken ev arkadaşının ona doğum günü hediyesi olarak aldığı oyuncak bebeği Yağmur'u yanına aldı ve yatağa tekrar uzandı. Sakinleşmişti.
İçinde mutlu olduğu bir hayal kurmaya başladı. Yağmur'a sımsıkı sarılıp, huzur içinde uykuya daldı..
Şafak
02.12.2013