Herkese merhaba, mutlu haftalar,
Uzun zamandır yazmak istediğim bir konu bu "Kim bu emeklilikte yaşa takılanlar" konusu. Bazılarımızın , özellikle de benim yaş grubumda olanların çok iyi bildiği, otuz yaş altı gençlerin pek bilmediği, 1999 'da çıkan yasadan zarara uğramadan emekli olan bir çok kişinin de pek fazla ilgisini çekmeyen bir konu. Oysa hayatımızda, ailemizde, akrabalarımızda en az bir kişi Emeklilikte Yaşa Takılan mağdurlardan.
Emeklilikte yaşa takılanlara kısaca EYT deniyor.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Anıtkabir'de |
Emeklilikte yaşa takılanlar, Pazar günü Ankara'da saat 09:00 'da Anıtkabir'de buluştu, ardından EYT’liler, öğle saatlerinde de Yenimahalle’deki Nazım Hizmet Kültür Merkezi’nde toplandı. Ben bunları facebook EYT grubundan takip edebildim. Sosyal medyadan öğrendim, çünkü toplantı günü hiçbir kanalın haber programlarında bu buluşmaya yer verilmedi. Ertesi sabah bir kaç kanalda çıkmış ama ne yazık ki, bu konu gündeme geldiğinden beri, gerçekten EYT'nin dertlerini tam anlamı ile anlatan, olaya insani açıdan empati kurarak yaklaşan programlar bir elin parmaklarını geçmez. Bu sabah da internette mesnetsiz iddialarla insanların midesini bulandırmaya çalışan tv programı ve gazete haberi okudum. İnanılmaz.. Dün orada olan kişiler ne yapıp edip, oraya gelebilen yada Ankara'da yaşayan kişilerdi eminim. Bazı partiler diyelim destek verdi. E ne olacak? Sonuçta partiler zaten bu halk için değil mi? Hala anlamak istemiyorlar. O insanlar bu ülkenin halkı. İçinde her partiden insan var. İçinde her kökenden halk var. Yani onlar Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı ve yıllardır bu ülkeye vergi ödüyorlar.
Bir çok haber programı yada gazete yazarı bilinçli yada bilinçsiz olarak erken emeklilik isteyenler diye olayı nitelendiriyor. Oysa hiç biri erken emeklilik istemiyor.
Peki emeklilikte yaşa takılanlar ne istiyor?
Onlar işe girdikleri tarihte geçerli olan kanunla emekli olmak ve 1999 kanunu ile ellerinden alınan haklarının geri verilmesini istiyorlar. Yani ben işe 1999 yılında girdiysem, o zaman geçerli olan 25 (kadınlarda 20) yıl ve günümü doldurduğumda emekli olayım istiyorlar.
2012 yılında facebook da bir grup kurdular. İşe girdikleri tarihte geçerli olan şartlarla, Emeklilik haklarını geri almak istediklerini o kadar çok dile getirdiler ki, facebook da üye sayıları büyüdükçe büyüdü. Her şehirden, farklı farklı siyasi görüşleri olan yaklaşık 727 bin kişiyi buldu. 2015 yılında ise dernekleştiler.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği |
Siyasi partilerin seçim vaadleri içinde yer aldıklarını da görünce, haklarını geri alacaklarına daha da inandılar. Bazı şehirlerde toplantılar düzenlediler. Bir parti dışında tüm partilerin kanun teklifi hazırlandı. Kimisi reddedildi kimisi görüşülmeyi bekliyor, bir partide ülke ekonomisinin bozulacağını bahane ederek yan çizdi. Çünkü sayının çok fazla olduğu ve ekonomiye yıllık ilave maliyetin 26 milyar lira olduğu söyleniyor. İşin en üzücü yanlarından biri ise haklarını geri alırlarsa, kimse gerçek emekli olacak kişinin sayısını ve maliyetini tam olarak bilmiyor. Bu konuda SGK tarafından yapılmış resmi bir bilgilendirme mevcut değil.
EYT Ankara Buluşması |
İsterseniz bilmeyenler için ETY mağdurlarının durumu şöyle özetleyeyim.
Ülkemizde , memurlar, işverenler ve özel banka sandığı ile hizmet veren bankalar dışında çalışan herkes Sosyal Sigortalar Kurumu'na bağlı olarak çeşitli yıllarda farklı şartlarda, maaşlarından ssk primi kesilerek çalıştılar. Benim tanık olduğum en yakın dönem, yani 8 Eylül 1999 tarihinde çıkartılan kanundan önce, işleyiş şu şekildeydi.
Erkeksen 25 yıl, kadınsan 20 yıl sigortalık süreni ve bu süre zarfında 5000 iş gününü doldurunca emekli oluyordun. Örneğin kendimden bilgi vereyim.
1974 doğumluyum. Sigorta girişim 1991. Ancak o tarihte, 18 yaşında olmadığım için benim giriş yılımı 1992 kabul ediyorlardı. 20 yılı doldurduğum 2012 yılında eğer 5000 iş gününü de doldurduysam emekli olacaktım. Yani 38 yaşında. Tabi çocuk sahibi olmak istediğimde, çocuğumu kendim büyütmek istersem emekli olma yaşım artacaktı yada çocuğumun büyüdüğünü göremeden çalışmaya devam edecektim. Eğer birde üniversite falan okumak istersem, işe giriş yılım artacağından yine yaşım bu durumdan etkilenecekti.
( 18 yaşındaki birinin küçük yaşta çalışması aslında bir ülke için çok üzücü. Kaldı ki çalışma hayatına 1988 yılında staj sigortası ile başladım. Okul bitti çalışmaya devam ettim, ancak o zamanlar böyle bilgisayardan falan çalışma süremi göremediğimden sigorta girişimi yapmayan şirkete de hakkımı helal etmiyorum)
Eğer ben erkek olsaydım, o zaman da emeklilik yaşım 5 yıl artarak, 43 yaşında emekli olacaktım. Liseden mezun olup çalışma hayatına atıldığımı farz edersek, henüz ergenken yaşıtlarım gezip tozarken ben çalışacaktım. Ya da askere gidecek, ( o zamanlar böyle herkes bedelli askerlik yapamıyordu) Askerlik borçlanması yaparak 43 yaşında emekli olacaktım. Ya da 45 yaşında emekli olacaktım.
Şimdi, "Ama çok da erkenmiş canım!" diyenler olacaktır eminim. O zaman yazımı okumaya devam edin. Çünkü yazı sonunda eminim fikriniz değişecektir.
Ardından 8 Eylül 1999'da apar topar, kademeli emeklilik kanunlaştı. Bu kanun büyük 1999 Ağustos depreminden çok kısa süre sonra çıkartıldığından kimse tam olarak ne olduğunu, nasıl etkileneceğini anlamadı.
Bu kanun 1999 öncesi işe girenler için kademeli yaş ve gün şartını getirdi. Öyle ki işe giriş gününüz 1 gün farklı olursa bu sizin bir yıl geç emekli olmanız demek.
Ne zaman Emekli Olurum |
Peki ya ben erkek olsaydım ( Burada cinsiyet ayrımcılığı yapmıyorum, yalnış anlaşılmasın, bugünkü ekonomik durumda zaten kadınlarda çalışmak zorunda çünkü, 2.000 TL olan asgari ücretin iki katı da maaş alsanız, çoluk çocuğunuz da varsa geçinmek çok ama çok zor) o zaman mutlaka ama mutlaka çalışmaya devam etmeliydim.
Hürriyet gazetesi haberine göre ; Türk-İş'in araştırmasına göre, kasım 20198 tarihinde 4 kişilik ailenin açlık sınırı bin 943, yoksulluk sınırı 6 bin 328 lira hesaplandı.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4-kisilik-ailenin-aclik-siniri-bin-943-tl-41032445
Ama 1998 yılında işe giren bir kişi kadınsa, 55 , erkekse 60 yaşında emekli oluyor.
Ve işin daha da kötüsü, eğer maaşım SSK bildirimlerinde asgari ücretten ise, ya da düşükse benim maaşım, Emekli maaşım prim sayım arttıkça düşmeye başlıyor. Bunun nedeni de yine kademeli olarak düşürülen, Aylık Bağlama Oranları (ABO). Çünkü emekli olurken Aylık şu şekilde hesaplanıyor.
Emekli Maaşı: Ortalama Aylık Kazanç (X) Aylık Bağlama Oranı (ABO)
Bu konu ile ilgili hazırlamaya başladığım yazıyı da ilerleyen günlerde paylaşacağım.
Ancak kısaca şöyle soyleyeyim;
Biz eskiler için yıllar farklı farklı oranlarla, en eski çalışmalar en yüksek , en yeni çalışmalar da en düşük şekilde değerlendirildiğinden dönemsel olarak emekli maaşına etkisi değişiyor ve maaş eğer asgari yada asgeri ucretin biraz üzerinden ssk primi olarak yatırlıyorsa bu durumdan olumsuz etkileniyor.
Yani ; çalışmayıp yaşını bekleyen daha fazla maaş alırken, çalışmaya devam eden, prim gün sayısı ve ödediği prim artmasına rağmen maaşı düşükse her ay alacağı maaş daha da düşüyor.
Peki çalışmadan yaş beklemek bu ekonomik durumda mümkün mü? Tabi ki hayır.
Gelelim işin bir de duygusal ve reel boyutuna;
Benim babam 1999 öncesi kanunla emekli olanlardan. Küçük yaşlarda çalışmaya başlamış. Ama çalıştığı hiç bir yer sigortasını yapmamış. Ta ki askere gidip gelip bir fabrikada asgari ücretten işçi statüsünde çalışmaya başlayana kadar. Tam 18 yıl o fabrikada üç vardiye çalıştı. Haftada bir gün izin kullandı.
Sonra bir gün, fabrika küçülmeye gitti ve babamın çalıştığı bölüm kapandı. babama tazminatı verdiler. Verilen tazminat hesaplama tabi ki asgari maaş üzerinden. Babam parasını aldı geldi. İş aramaya başladı. Bu arada yaş olmuş 43. Firmalar yeni mezun yada vasıfsız eleman çalıştırmayı daha çok sever. Çünkü onlara daha az maaş verir ve genç olduğundan daha sağlıklı olur. Uzun süre iş arayışı devam etti. Ne yazık ki iş bulamadı. Bu arada ben lisedeyim kardeşim ortaokul. Bir diğer kardeşim ise neredeyse bebek. Allahtan evimiz kira değildi ve annemde tutumlu bir kadın. Verdikleri tazminat bir süre idare etti. Sonra para da bitme noktasına geldi. 3 çocuk, bir eş. Nasıl olacaktı?
Babam evde oturmadı tabi, gitti bir arkadaşının tezgahında ona küçük bir bölüm vermesi üzerine pazarda limon sattı. Ya o arkadaşı olmasaydı? Ben o arada satılan limon parası ile liseyi bitirdim. Üniversiteye gitmek isterdim belki ama üniversite demek masraf demek, aileme bu yükü omuzlatmak istemedim ve çalışmaya başladım.
Şimdi birileri gelmiş diyor ki, "neden 38 yaşında emekli olsunlar ki canım. Bu millete yük." Yaşıtlarım gezip tozup, okula giderken ben o yaşta çalışıyordum. İşte tam da bu yüzden emekli olmayı hak ettim.
O zaman sen beni (bizi) okut 22 yaşına kadar çalışmak zorunda kalmayalım, sonra bana de ki 25 yıl sigortalı olarak çalışacaksın. Sonra yaşın dolmadıysa, ve eğer işsiz kalırsan ben sana işsizlik maaşı bağlayacağım. O süre zarfında iş bulamazsan da iş bulup seni yerleştireceğim. Hiç bir zaman beş parasız kalmaman için elimden geleni yapacağım.
Endüstri meslek lisesi olduğum halde mesleğime uygun iş bulamadım. Muhasebe kursları, daktilo kursları, bilgisayar kursları vs. derken kendimi bambaşka bir sektör içinde buldum. Babam, emeklilik şartlarını tamamladığında da emekli oldu. Ben bir süre daha çalışmaya devam ettim.
Okula ara verdikten 6 yıl sonra da tekrar üniversite sınavlarına girdim ve üniversiteyi kazandım. O zaman ailemin şartları da değşmişti. Gelirlerinde artış olmuştu ve ben bu sayede üniversiteye gittim. Geliri artmasaydı yine yapamayacaktım.
Şimdi sizlere de soruyorum, bu insanlar ne yapsın? Sadece faturalara, -hele ki kış aylarında- 700 TL den fazla harcanıyorsa , emekli olsalar dahi tabi ki çalışacaklar. Çünkü bir emekli maaşı ile çocuk mu okutacaklar, yoksa yaşları gelince evlendirecekler mi? Torunlarına bir kazak bir ayakkabı alamayacaklar mı? Mesela ömürlerinde bir kere bir yere gidip tatil yapamayacaklar mı? Yurt dışından gelen yaşlı turistleri görünce içim burkuluyor. Uçağa binip bambaşka bir ülkeye geliyorlar ama 3 gün ama 10 gün tatil yapıp, gezip tozup gidiyorlar. Tamam belki bazı ülkelerde 65 yaşına kadar çalışıyorlar ama her daim insanca şartlarda yaşıyorlar, işsiz kalırsam ne yaparım diye düşünmüyorlar. Emeklilkte yaşa takılanlar, gezmek tozmak değil, sadece yaşamlarını devam ettirmek istiyorlar.
Emeklilikte yaşa takılanların durumu buyken, çocuklarımızın durumu daha da vahim. Gerekli düzenlemeler yapılmazsa 2008 sonrası işe girenler ne yazık ki mezarda emekli olacak.
2008 Sonrası İşe Girenler Emeklilik Tablosu |
Birde son bilgi olarak, aklınıza takılan sorularda nasıl cevap bulabileceğiniz konusu ile ilgili SGK İŞLEMLERİNİZ İÇİN GEREKLİ BAĞLANTILARı buraya bırakayım. Bunların bir çoğuna kişisel e-devlet şifrenizle de ulaşabilirsiniz. NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM ?
SSK: http://uyg.sgk.gov.tr/nezaman/ BAĞ KUR: http://uyg.sgk.gov.tr/EMEKTARWEB/hakKazanma.do EMEKLİ SANDIĞI: http://uyg.sgk.gov.tr/HizmetHesabi4c/default.jsp NE KADAR MAAŞ ALIRIM ?
SSK: http://uyg.sgk.gov.tr/AylikHesap/
EMEKLİ SANDIĞI: ttp://http://uyg.sgk.gov.tr/IkramiyeMaasHesapla4c/Welcome.do
BAĞKUR:
http://uyg.sgk.gov.tr/WS_EMEKTAR_AYLIKGELIRHESAPLAMA4B/AylikHesaplaAction.do?dispatcherMethod=aylikHesaplaSayfa
DOĞUM BORÇLANMASI HESAPLAMA http://www.ssk.biz.tr/2013-dogum-borclanmasi-hesaplam/ SİGORTA TESCİL VE HİZMET DÖKÜMÜ: https://esgm.sgk.gov.tr/Esgm/ EVRAK TAKİBİ: http://uyg.sgk.gov.tr/EvrakArama/ SGK BORÇ SORGULAMA VE ÖDEME: https://onlinetahsilat.sgk.gov.tr/WebTahsilat/index.jsf NOT 1: Yapacağınız bütün bu işlemler hiçbir ücrete tabi değildir. NOT 2: Linkler devletin resmi sayfalarından olduğundan güvenlidir.
Not: Fotograflar internetten alıntıdır. Kaldırılmasını istediğiniz fotograf olursa bana mail adresimden ulaşabilirsiniz. safakkrdnz@gmail.com
Kaynak :
http://iskanunu.com/sizin-sorduklariniz/emekli-maaslari-giderek-dusuk-baglanacak/
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/emeklilik-hesabinda-1-gun--1-yil-fark-ettirir-1841193/
Emeklilikte yaşa Takılanlar Facebook Grubu