Burun
estetiği, ülkemizde ve dünyada en sık yapılan ameliyatlardan birisi. Halk
arasında, bu ameliyat ile ilgili adeta şehir efsanelerine dönüşen birçok kafa
karışıklığı da mevcut. İki sevdiğim arkadaşım farklı zamanlarda burun ameliyatı oldular. Ameliyat denince bir çoğumuzu korku kaplıyor değil mi? İşin aslı benim ödüm kopuyor :) Bazende sağlık ya da güzellik uğruna bu kaçınılmaz oluyor. Ama her iş olduğu gibi bu işi de uzman ellerde yaptırmak lazım. O nedenle hekim ve hastane seçimine çok dikkat etmenizi öneriyorum.
Sevgili Doç. Dr. Seçkin Ulusoy bu konuda yılların verdiği tecrübe ile bizlerle bu konuda ki bilgi ve deneyimini paylaştı.
Buyurun bakalım, doğru bildiğimiz yanlışlar nelermiş:
Burun Estetiği Cerrahisi Doç. Dr. Seçkin
Ulusoy, “Bu planlanırken, mutlaka burun fonksiyonları dikkate alınmalıdır.
Çünkü bu ameliyatın başarısında, hem burun fonksiyonlarının iyileştirilmesi,
hem burun estetiği esastır” diyor.
Burun
estetiği ameliyatlarında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi veren Burun
Estetiği Cerrahisi Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:
1.YANLIŞ:
Çok genç veya ileri yaşlarda, burun estetiği ameliyatı yapılmaz!
1-DOĞRU:
Bu ameliyatlar için alt sınır kızlarda 16, erkeklerde 18 yaştır. Fakat,
burundan havayolu tıkanıklığına bağlı ileri derece zorluğu olan daha küçük
yaşlardaki çocuklarda da bu ameliyatı nadiren de olsa gerçekleştirebiliyoruz.
Ancak çok mecbur kaldığımızda uyguladığımız bu çocukluk çağı burun estetiği
ameliyatlarında, kıkırdak ve kemik büyüme noktalarına dokunmadan bu ameliyatı
gerçekleştirmek mümkün. İleri yaşlarda, bu ameliyatı gerçekleştirmek için bir
üst sınır yoktur. Hastanın genel durumunun iyi olduğu ve anestezi almasında
sakınca olmadığı her yaşta, bu ameliyat uygulanabilir. Bazen de çok ileri
yaşlarda olup, estetik beklentisi olmayan kişilere tıbbi sebeplerle de burun
estetiği ameliyatının tüm aşamalarını aynen uygulayabiliyoruz. Valf, yani
kapakçık cerrahisi dediğimiz bu işlemle, burun kanatlarında nefes alırken
çökme, burun ucundaki aşırı açının düşmesine bağlı nefes alma zorluğu ve orta
çatıdaki zayıflıklara bağlı nefes alma problemlerine müdahale edebiliyoruz.
2.YANLIŞ:
Tüm burun estetiği ameliyatları, aynı yöntemlerle uygulanır!
2-DOĞRU:
Her birey özgün olduğu gibi her burun yapısı da özgündür ve kişiye özel
planlama yapılmalıdır. Bu ameliyat belki de, diğer tüm ameliyatlardan farklı
olarak tamamen cinsiyete ve kişisel anatomik özelliklere göre çok fazla
değişkenleri olan tek ameliyattır diyebiliriz. Değişkenler olarak işine içine;
kıkırdak, kemik, cilt, ciltaltı dokusunun kalınlığı, yüzdeki simetri durumu
gibi pek çok faktör girmektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hiçbir
hastanın ameliyatında uyguladığımız teknikler diğeriyle birebir aynı olmuyor.
Dolayısıyla, bu ameliyatın adeta bir el yapımı sanat eseri gibi her birey için
farklı yapıldığını söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
3.
YANLIŞ: Açık yöntemde yara izi kalır!
3-DOĞRU:
Bu ameliyat, farklı tekniklerle gerçekleştirilmektedir. Bazı cerrahlar sadece
kapalı yöntemi kullanırken, bazıları da açık yöntemi, bazıları da hastanın
burun yapısına göre ikisinden birisi tercih etmektedir. Açık teknikte, tüm
burun anatomik yapılarının ortaya konulması sebebiyle, ameliyat esnasında
cerrahi saha çok daha ayrıntılı değerlendirilebilmekte ve uygun tekniklerle
sorunlar giderilebilmektedir. Hastanın tek problemi, burun kemeri veya kanatlarının
enine genişliği ise, kapalı teknikle bunu düzeltmek yeterli olabilir, ancak
ilaveten başka birçok sorunları da varsa, çoğu zaman kapalı yöntem yetersiz
kalmaktadır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada burun yapıları, Avrupa veya
İskandinav ülkeleri gibi değil, bizde burunlar hem büyük, hem de daha ileri
derecede bozukluklar mevcut olup, aynı anda birçok işlemi de birlikte uygulamak
gerekebiliyor. Ben ameliyatlarımda, %80 açık, %20 kapalı teknik kullanıyorum.
Seçilmiş vakalarda doğru uygulandığında, açık teknik ameliyatın süresini
yaklaşık 1 saat kadar uzatıyor, ama revizyon ihtimalini de büyük oranda
azaltıyor ve başarılı oluyor diye düşünüyorum. Günümüzde uyguladığımız açık
yöntem ile, yara izini 6 ay sonrasında çıplak gözle fark etmek neredeyse
imkansızdır. Kapalı yöntemin ise, çok daha kısa sürede bitmesi en büyük
avantajı olmakla birlikte, dezavantajı ise cilt altından çalışılması ve bazı
sorunlara müdahale edebilmedeki teknik zorluklardır.
4.YANLIŞ:
Burun estetiği sonrası, ağrılı bir süreçtir!
4-DOĞRU:
Bu ameliyatlar büyük oranda ağrısızdır, ameliyattan sonraki 3.günden itibaren
pek çok hastamız ağrı kesici kullanma ihtiyacı hissetmiyorlar. Günümüzde
kullandığımız Ultrasonik Piezo teknolojisiyle, morluk az oranda olabiliyor.
Bahsedilen bu morarma ve şişlik, dışarıdan bakanlara hasta acı çekiyor hissi
uyandırmasına karşın, buna bir nevi illüzyondur demek yanlış olmaz. Ameliyatta
yapılan kemik kesilerinin, hareketli bir bölgede olmaması sürecin ağrısız
olmasının nedenidir. Bu dönemde, hafif ağrılara sebebiyet vermemesi için
hastalarımıza, yüz bölgesini fazla hareketlendirecek sert çiğneme, aşırı gülme
gibi durumlardan 1 hafta kadar uzak kalmalarını ve yumuşak diş fırçası
kullanmalarını öneriyoruz. Böylece, hastanın neredeyse hiç ağrısı olmayacaktır.
5.YANLIŞ:
Burun estetiği sorasında, burun ucu düşer!
5-DOĞRU:
Ameliyat, tecrübeli ellerde yapıldığında, burun ucu düşmez. Modern
rinoplastide, burun ön kısmını mutlaka greft dediğimiz kıkırdaklarla
destekliyoruz. Burun ucunun bu şekilde desteklenmesi, ilerleyen yaşlarda
oluşabilecek fizyolojik burun ucu açısı düşmelerine karşıda dirençli oluyor ve
buna bir nevi anti-ageing katkısı oluyor da diyebiliriz. Nitekim, yaşlanmaya
bağlı kişinin yüzündeki ifadeyi değiştiren burun ucu düşmesi, doğru teknikle
yapılan burun estetiği ameliyatlarında olmaz yada uzun yıllar sonra çok daha
hafif olur diyebiliriz. Bazı meslektaşlarımız buna “evladiyelik bir burnunuz
olacak” diyorlar ki, bu çok doğrudur.
6.YANLIŞ:
Ameliyatın en zor tarafı, burun tamponları ve bunların çıkarılmasıdır!
6-DOĞRU:
Yıllardır, dokuya yapışıp ağrılı bası yapan ve çıkarılırken acı veren uzun
burun tamponlarını kullanmıyoruz. Günümüzde tampon etkisini oluşturmak
amacıyla, dikiş teknikleri, kendiliğinden eriyebilen tamponlar veya silikon
tamponları kullanıyoruz. Bunların tümü de, tamamen ağrısız ve son derece
konforlu uygulamalardır. Ben son yıllarda daha ziyade silikon olup, ortasından
hastanın hava da alabildiği malzemeleri tercih ediyorum. Bu malzemeyi sevmemin
nedeni, burun içindeki mukoza dediğimiz dokuların doğru yerlerine oturmalarını
sağlamak içindir. Çünkü bu ameliyatın başarısında, hem burun fonksiyonlarının
iyileştirilmesi, hem burun estetiği esastır.
7.YANLIŞ:
Burun estetiği dışarıdan yapılırken, nefes alma ameliyatı da dışarıdan yapılır!
7-DOĞRU:
Burun içi ve dışı beraber bir organdır. Bazen, burun içinde bir sorun
olmamasına rağmen, sırf dışındaki aks eğrilikleri sebebiyle hava pazajı
engellenmektedir. Bazen de, burun içindeki kıkırdak eğriliğini düzeltmeden,
dışına yapılacak bir estetik müdahale yetersiz kalabilmektedir. Burun içindeki
septum denen kıkırdağı ve dışındaki estetiği beraber düşünmeliyiz. Bunu ünlü
bir müellif “Nose goes where does septum goes= burnun içindeki septum
denilen kıkırdağı nereye giderse burunda oraya gider” şeklinde ifade etmiştir.
Tek bir kesi ile burnun hem dışına, hem de iki taraflı olarak içine de müdahale
edebiliyoruz.
8.YANLIŞ:
Burun estetiğinde, lazer uygulaması daha başarılı sonuç verir!
8-DOĞRU:
Lazerin, burun estetiği ameliyatlarında yeri yoktur. Lazer, asla kemik ya
da kıkırdak dokuyu şekillendirmez. Ancak çok nadiren de olsa, açık teknik burun
ameliyatlarından sonra, kesi izinin bariz olduğu hastaların bu şikayetini
azaltmak için lazer ile ilgili cildin soyulması yani bir nevi derin peeling
amaçlı lazere hastaları yönlendiriyoruz. Ayrıca, geçmişte burun içindeki konka
dediğimiz etlerin lazerle küçültülmesi kullanılmıştır, ama günümüzde
terkedilmiştir. Günümüzde bu amaçla radyofrekans dediğimiz, lazer benzeri
küçültme yapan teknolojileri yoğun bir şekilde kullanmaktayız.
9.YANLIŞ:
Burun estetiği sorunları, sadece cerrahi müdahale ile düzeltilir!
9-DOĞRU:
10 yıl öncesine kadar burun şeklindeki sorunların düzeltilmesinde, ameliyat
dışında alternatif bir yöntem yoktu. Fakat günümüzde, gelişen dokuya uyumlu dolgu
maddeleri teknolojileriyle, az sayıdaki seçilmiş olgularda ameliyatsız da burun
estetiği mümkündür. Fakat, tüm burun şekil bozukluklarının da
“Ameliyatsız burun estetiği” olarak da tabir edilen dolgu, botoks veya cilt
germe ile düzeltilebileceği konusunda yanlış bir algı vardır ve bu da doğru
değildir. Çünkü bu yöntemleri, ancak çok küçük belli sorunları olan seçilmiş
hastalarda uyguluyoruz.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bir başka yazıda görüşmek üzere
Sevgiler