31 Ara 2015

Çamaşır Yıkamanın Keyifli Hali


Ev işleri arasında her hanımın farklı favorileri vardır. Mesela kimi ütü yapmayı sever , bazıları ise yemek yapmayı. Sevdiğiniz işlerin size verdiği keyif ise bambaşkadır ve terapik etkileri vardır. Başka dünyalara gider, hayaller kurar, güzel anları hatırlar, planlar yaparsınız.

Size harika bir haberimiz var. Artık bu keyfi size yaşatan favorileriniz arasına çamaşırı da ekleyebilirsiniz :) Çünkü Rinso bunu mümkün kılıyor.

Rengarenk paketleri ile raflarda dururken bile enerjisini yansıtan Rinso, çamaşır yıkamayı kolay ve eğlenceli bir hale getiriyor. Rinso’nun Kır Bahcesi (Yeşil), Çiçek Bahcesi (Pembe) ve Büyülü Bahçe (Mor) şişeli sıvı deterjanları hem beyaz hem de renklileriniz için tortu bırakmayan bir temizlik vaad ediyor.


Rinso’nun gerçek eğlencesi, yıkama sonrası çamaşır makineninizi açtığınız anda başlıyor. Öyle ki kapağı açtığınız anda tertemiz çamaşırlarınıza eşlik eden muhteşem çiçek kokuları tüm banyoya yayıyor. İşte o an, hissettiğiniz duygular tarif edilmez. Sanki bir anda sevdiğiniz bir melodi çalmaya başlıyor ve o koku sizi alıp bambaşka bir yerlere götürüyor.

Bu kokular o kadar kalıcı ki tertemiz çamaşırlarınızı asarken, kuruturken, ütülerken ve tabii ki giyerken makineyi açtığınız o andaki duygular size kendini hatırlatmaya devam ediyor. Rinso kalıcı bahar kokuları ile çamaşır yıkamayı keyfe dönüştürüyor.

Mutluluk ve keyif zaten anlık değil midir? Mühim olan o anlara hayatınızda yer açmak. İşte Rinso bunu mümkün kılıyor.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Ara 2015

Kliksa Blogger Buluşması 1


Merhaba,

Cumartesi benim için oldukça yoğun bir gündü. Sabahtan Kliksa.com un Yeni Sahra'daki yılbaşı brunchına davetliydim. Sabah erken saatteki buluşmaya gidebilmek için çok erken evden çıkmak zorunda kaldım. Uzun süredir mail ortamında tanımış olduğum insanlarla yüz yüze tanışmak için kaçırılmaz bir fırsattı benim için.

Kliksa.com blogger dostu bir firma. Neredeyse tüm etkinliklere katılıyor, kimseyi kırmıyor. Benimde ilk tanışmam 23 Nisanda ortak düzenlediğim etkinlikte olmuştu. Hem çocuklara hemde annelere güzel hediyeler göndermişti. O zaman ilk dikkatimi çeken şey, çocuklara ne uygun olur diye düşünerek, karşılıklı fikir alışverişi ile karar vermiştik. Hem de olayı sadece blogger bazında düşünmemiş, birden fazla çocuğu olan annelerin diğer çocuklarını da düşünerek çocuk sayısı kadar hediye göndermişti. İnce düşünen ve olayları insani yönden değerlendirerek sonuçlandıran firmaları seviyorum.

Neyse güne dönecek olursak, ben gittiğimde bir çok blogger arkadaşım gelmişti. Birlikte sohbet ederek kahvaltımızı tamamladık ardından da toplantı odasına geçtik.



Toplantıya kliksa.com 'un genel müdürü Nevgül hanımın konuşması ile başlandı. Hem kendini tanıttı hem de firma hakkında genel bilgiler verdi. Kliksa'da 250.000 den fazla ürün çeşidi varmış. Müşteri hizmetleri her konuda ve her mecrada, kendilerine iletilen sorun veya önerilerle ilgili mutlaka geri dönüş yapıyorlarmış.


Sonrasında Müşteri hizmetleri müdürü Julide hanım ve Kurumsal İletişim müdürü Kübra hanım bölümleri ile ilgili konuşmalar yaptılar. Srularımıza cevap verdiler. Hatta bir ara Kliksa ile ilgili 3 soru sordular ve en yakın cevabı veren 3 kişiye tablet hediyeleri oldu. Şanslılarından biri de bendim. Çok mutlu oldum diyebilirim :) Yeni tablet ileri ki günlerde duyuracağım yeni projemin adım adım adım harekete geçireleceği alet olacak. Belki kliksa bana şans getirir.


Bu güzel günden bu kareler hatıra kaldı bana.





Davet eden ve gelen herkese bu güzel gün için tekrar teşekkür ediyorum. Ogün bize sordukları bir soruyu bende size sormak istiyorum.

Zamanı unutun, imkansız bile görünse, bir online e-ticaret sitesinde bu da olsun dediğiniz neler var. Cevaplarınızı bekliyorum. 

Hepinize sevgiler

Şafak






21 Ara 2015

KAHVE BAHANE 3. BLOGGER BULUŞMASI



Merhaba,

Cumartesi günü 3.sünü gerçekleştirdiğimiz Kahve Bahane Blogger Etkinliğindeydim. Gerçekten çok keyifli bir gün geçirdik. Diğer iki etkinliğe katılanlarla birlikte, ilk defa katılan arkadaşlarda vardı.

Herşey sevgili Aslı'nın MyReal, hadi yine toplanalım demesiyle başladı :) Sonra herkes kendi sosyal medya hesaplarında etkinliği paylaştı. Güzel bir ortamda , güzel insanlarla  bir arada olduk.

Sponsorsuz bir etkinlikti ama yine de oldukça kalabalıktı. Katılanlardan sevgili Hamiyet hanım, hepimiz için kendi ellerinde kitap ayracı ve herkese farklı olarak hazırlanmış, arkasında güzel dilekler ve şiir olan kartpostal hediye etti. Bu zarif davranış karşısında çok mutlu oldum.


Ayrıca sevgili Aslı'nın komşusu Esma Anne bizlere hazırladığı kokulu taşları göndermişti.

                                                 

Şimdi bu güzel günden kareler ile sizleri başbaşa bırakıyorum :) Ne yazık ki arka taraf çok ışık olduğundan bir çok resim güzel çıkmadı, parladı.. 

                                                   




Bir sonraki etkinliğe belki siz okuyan blog yazarlarımızdan da gelen olur ne dersiniz? Bekleriz :)

16 Ara 2015

Mars Kurabiyesi


Merhaba,

Biraz önce bir kurabiye yaptım, sizlerle paylaşmadan edemedim. Genelde kurabiyelerde pudra şekeri kullanırım ama evde kalmamıştı. Bende toz şeker kullandım. Sonrada aklıma gelen, içine yakışacağını düşündüğüm malzemeleri ekledim. Oldukça sağlıklı oldu bence. Kısacası, acaba olur mu olmaz mı diye düşünerek, kendimce bir kurabiye tarifi tutturdum :) Önceki deneyimlerime ve sağda solda okuyup da yapamadığım kurabiyelerin şerefine gelsin bu kurabiye :)

Malzemeler:

250 gr. margarin
1 yumurta
1 çay bardağı yoğurt suyu
1.5 su bardağı şeker
1 çay bardağı damla çikolata
1 çay bardağı kuru üzüm
1 silme yemek kaşığı tarçın
1 paket kabartma tozu
4-5 bardak un

Yapılışı :


Tüm malzemeleri şekeri 1 bardak koyarak, bir araya getirip yoğurun. Un az gelirse bir miktar daha ekleyebilirsiniz. Kalan yarım bardak şekeri de ekleyip tekrar yoğurun. Orta yumuşaklıkta bir hamur olması gerekiyor.

Ardından bir parça koparıp, yuvarlayın ve elinizle bastırın. Ne çok ince ne de çok kalın olmalı. Yaklaşık 170 derecede önceden ısıtılmış fırında çekene kadar pişirin ve fırınınızı kapatıp içinde soğuyana kadar bekletin.



Kıyır kıyır bir kurabiye. Sizde deneyecek olursanız yorumlarınızı beklerim. İsim için çok düşündük, sonra da bu isme karar verdik :)

Sevgilerimle

Şafak

14 Ara 2015

Aslı Gibi Değil Aslı Yaşayan Hacı Şakirler Konağı



Merhaba,

Bugün sizlere yaz tatilinde gittiğimiz Mudurnu'da bulunan bir konağın, Hacı Şakirler Konağının hikayesini sahibinin ağzından dinleteceğim. Burası oldukça farklı bir yer. Bildiğiniz tatil yerlerine hiç benzemiyor. Mesela yemekleri konağın hanımı yapıyor, alışverişi beyi :) Amaç sadece para kazanmak değil, eski günleri yaşatmak.



Bilindik tatil hizmetleri yok burada. Spa, Türk hamamı, onlarca çeşit yemek pişmiyor ve çöpe atılmıyor. Şimdi bazılarınız burun kıvırdınız belki de :) Ama bu konak bir çok otel puanlaması verilen bir çok sitede çok yüksek puanda. Gelen herkes memnun ayrılmış. Kimseden tek bir şikayet bile yazılmamış herhangi bir yere :)
İşte Mehmet beyin kalemiminden konağın hikayesi

            Aslı gibi değil aslı yaşayan Hacı Şakirler Konağı
         
            Mudurnu’nun tarihi ahşap konakları geçmiş tarihi, ticari ve kültürel birikimin bir göstergesidir. Hacı Şakirler Konağı’da Mudurnu’nun hatırı sayılır “ağa” konaklarından biridir. Zira o yıllarda “beylik”değil “ağalık”ön plandadır.” 1830 lu yıllar Osmanlı devletin padişahı Sultan II Mahmud dönemidir. Sultan II. Mahmud dönemi, Osmanlı tarihinde batılılaşma süreci içerisinde büyük öneme sahiptir. Sultan II. Mahmud, Osmanlı Devleti’ne yeniden bir düzen verilmesi amacıyla, bütün işlerinde batı teknik ve kültüründen faydalanma yolunu tuttu. Yayınladığı Kıyafet Nizamnamesi ile sarık, kavuk ve biniş giyilmesini yasaklayıp, ceket, pantolon ve fes giyilmesi kuralını getirdi ve kendi de sakalını kısa keserek modern kıyafetler ile halkın içine çıktı. Portrelerini yaptırarak devlet dairelerine astırdı. Devlet ve saray teşkilatında geniş ölçüde değişiklik yaparak Modern anlamda ilk nüfus sayımını gerçekleştirdi, ilk posta teşkilatını kurdurdu Sultan II. Mahmud, yapmakta olduğu reformların kalıcılığını bunların manasını kavrayacak nesillerin yetiştirilmesi ile mümkün görüyordu. Bunun için de, eğitime çok önem verdi. İlköğretimi zorunlu hale getirerek bugünkü ilkokula denk rüşdiye okullarını kurdu.



        İmparatorluğun sınırlarında bu gelişmeler yaşanırken Şakir ağa tahminen 40 yaşındadır Doğumu “Hicri 1206 Miladi 1790 “Mudurnu’da deri”debbağ” ve baharat toptancılığı ile iştigal etmekte ve alışveriş için İstanbul dâhil ürün alıp sattığı her bölgeye seyahat etmektedir. “Eskiden halk arasında Mudurnulunun ve Beypazarılının mezar taşı olmaz diye bir söz söylenirmiş” Mudurnu esnafı İpek ve baharat yolunun ve Ahilik kültürünün birikimiyle gittiği yerde yeniliklerin öncüsü olur davranışıyla o topluma örnek ve bir cemiyette ilk söz verilen olurmuş. Anadolu'daki ilk sivil toplum örneği sayılan Ahilikle örgütlenen Mudurnulular arasında varlıklı hale gelen kasaba eşrafı oluşur. Şakir ağada kasaba eşrafının önde gelenlerdendir.


           Mudurnu’da zenginleşen kasaba eşrafı göçer kültürden henüz yerleşik kültüre yeni geçmeye başlayan Anadolu’da yerleşik kültüre geçmesine de öncülük ederler ve günümüz teknolojik imkânlarıyla bile zor yapılabilecek”bu gün çokta değerini bilmediğimiz” iki üç katlı konakları yapmaya başlarlar...

,

           Yeri gelmişken o günün konak yapma anlayışına dair bilgiler paylaşmakta fayda var... O zamanlarda işler parayı verdim şöyle iş isterim, yâda parayı aldım istediğim gibi yaparım şeklinde değil iş yaptıracak olanında işi yapacak olanında bir  “iş ahlakı” varmış. Her iki tarafta işe kendi açısından ustalığını, bilgisini, cömertliğini, emeğini ve sevgisini katarmış. Bu gün bile ilk yapıldığı görkemiyle ayakta kalan Hacı Şakirler Konağı bu anlayışın eseridir. Konak yaptırmaya karar veren Şakir ağa bir işinin ehli bir usta ile buluşur usta öncelikle konak yapılacak yeri inceler yön tayinini yapar sonra Şakir ağaya aile seçersini sorar baba, anne sağmı,  çocuk varmı, kaç kız kaç erkek vb.”zira o devirde bu günlerdeki gibi tüketim ve gösteriş meraklısı olmak değil mütevazı olmak ihtiyaca göre konut yapmaya daha çok önem verilirmiş.” Söz artık Şakir ağa ile her konuda anlaşan ustanındır ...Ustalığını, zanaatının inceliklerini göstermeye gelmiştir..ve işe başlar arazinin durumuna göre eni bir metre yüksekliği üç metreye vara duvarları örmeye ...temel otursun diye inşaata bir müddet ara verilir ve o arada kuturlu ve boyu on sekiz metreye varan ağaçlar ayarlanır..plan ustanın kafasının içindedir...giriş katı günlük kullanıma uygun”hayat” kiler”ambar”ve Şakir ağanın şanına yakışır kendinin ve  misafirinin atlarının bağlanacağı bir ahır üst katları kışlık gelin damat odası,dede nine odası kışlık misafir odası şeklinde yapar..üst katları misafir odası,Şakir ağanın odası ve kızının odasını yapar..ayrıca üst kata geleneksel ailenin sosyalleşmesini ve geçmişten geleceğe geleneği, yaşamı ve yaşanmışlığı aktaran iki adet cumba yapar . Konağın yapımında her odanın, köşenin ayrı bir anlamı vardır.Gelin damat odası onların mahremiyetine uygun iki kapılı..dede nine odası yola bakan camlı..kuzeye bakan oda küçük camlı..misafir odası ceviz ve çam ağacından özel tavan işlemeli ve beş camlı..misafirin havlu asacağından,silahını koyacağı yere odunluğa kadar en ince ayrıntılar düşünülmüş her odaya yapılan raf”sergen”misafir odasına yapılmamış raflara konan objeler  misafire gösteriş olmasın diye..cumbaların bahçeye bakanı bayanların yola bakanı erkeklerin oturmasına göre ayarlanmış..Şakir ağanın büyük bir konak oda ve kapılarını ceviz ağacından özel süslemeler yaptıracak ekonomik gücü varken kızının odasına tavan süslemesi yaptırmamasının ayrı bir anlamı vardır..Şakir ağa kızını izdivaç çağı geldiğinde evlenip gidince kendinden daha az gelirli bir aileye gelin giderse kanaatkar olsun diye abartılı gösteriş severlikten ve şımarıklıktan imtina ederek yetiştir.!


          Konakta Şakir ağanın torunu 1995 li yıllara kadar yaşar konak mahallede yapılan kınalara ve bir iki siyah beyaz Türk filminin çekiminde mekân olur. Konakta yaşayan ninemiz vefat edince ev mirasçıları tarafından 2003 yılında satışa çıkarılar ve burada isimlerini anmadan geçemeyeceğim Sayın Tunca Bökesoy ve Sayın Burak Yakupoğlu isimli İstanbullu iki sanayici sosyal sorumluluk duyarak konağı satın alıp EKO turizm projesi kapsamında hiçbir kurumdan katkı almadan restore ederler”yenileme değil”İnsanların doğduğu yeri, atasının dedesinin evini çürümeye terk edip gittiği ortamda bu iki cevahir yürekli insanı anmamak olmaz... Mudurnu kültürüne sahip çıkmaları da ayrıca saygı duyulması gereken bir tutumdur. Ayrıca Hüsamettindere eko köy projesi, Armutcular taş binasını restore edip halkın hizmetine sunarlar, Hızırfakı mahallesinde bir konağı satın alıp restore ederler. Çağdaş kütüphane kurarlar. Geçen zaman içinde Tunca beyin Mudurnu ile ilgisi kalmadı ise de Burak Bey daha yeşil bir Mudurnu için sosyal sorumluluk projelerine devam etmektedir.


Zaman içinde Şakir ağa konağı Hacı Şakirler Konağı olarak anılmaya başlamış 2006 yılında restorasyonu bitince ev pansiyonculuğu yapılmak üzere hizmete açılmıştır. Amacı doğal dokusu gereği geleneksel kültür taşmacılığı yapmaktır. Konaklama ve gezi amaçlı gelen konuklar müşteri, turist değil misafir kabul edilmekte soba başında yapılan sohbetlerle, yöresel lezzetler sunulmakta, doğa yürüyüşleri, kültür gezileriyle konukların belleklerinde Mudurnu’yu bir daha unutamayacakları hoş sedalar bırakılmakta, hayatın her alanında insanı strese sokak her objeden arınmış hali ve doğal dokusuyla hizmet vermektedir.


          Hacı Şakirler Konağı bundan sonrada yanında bulunan anıt Çınar ağacı gibi yaşanmışlıkların taşıyıcısı olmaya ve gelecek kuşaklara “endüstriyel yaşam tarzının hayatımıza getirdiği kolaylıkların yanında aslında neleri kaybettirdiğini anlatmaya” devam edecektir.


                                                                                                                           Mehmet Cantürk  

Not: Resimlerin bazıları internetten alıntıdır

13 Ara 2015

PİŞMİŞ KIRMIZI LAHANA SALATASI




Merhaba,

Bugün sizlerle geçen gün televizyonda gördüğüm bir tarifi paylaşmak istiyorum. Malum bizler kırmızı lahanayı genellikle salatalarda çiğ olarak kullanıyoruz ama bu tarifte, pişirilerek tüketiliyor.

Malzemeler

1 küçük kırmızı lahana (10-15 yaprak)
1 soğan
1 yeşil elma
1 yemek kaşığı elma sirkesi
Tuz

Yapılışı

Kırmızı lahananın ilk yapraklarını ayırararak işe başlayabilirsiniz.  İlk yaprakları genellikle kullanmıyorum ben. Ardından ay şeklinde doğradığınız soğanları bir miktar zeytinyağ ile kavurun. Yıkayıp ince ince doğradığınız kırmızı lahanaları da içine katın. İyice yumuşayana kadar kavurmaya devam edin.

O arada yeşil bir elmanın kabuklarını soyup onu da ay şeklinde ince doğrayın. Kırmızı lahanaların yumuşadığından emin olunca elmaları katın. Elmalar çok fazla yumuşamayacak şekilde pişmiş olmalı. Ardından sirkenizi ve tuzunuzu da ekleyip biraz daha pişirdikten sonra altını kapatın.


Servis tabağına alarak soğuyunca sofraya getirebilirsiniz :) Ben evde olmadığı için sirke yerine nar ekşisi kullandım fena da olmadı :)

Afiyet olsun

Şafak

8 Ara 2015

Çocuklara Doğruyu Öğretmek



Merhaba,

Yukarıda ki resmi görünce bu yazıyı yazmadan edemedim bir türlü. Ben her zaman, bazı şeylerin ailede öğretildiğine inanırım. Tabi ki çocuklar, çevreden, başka çocuklardan ve görsel medyadan bir çok şey öğreniyor ve bunu zaman zaman hayatlarında uyguluyorlar. Ama ne kadar sık bıkmadan usanmadan, iyi insan olmanın incelikleri tekrarlanırsa, bu da bilinç altlarına işliyor ve mantıklarını kullanabilecekleri dönem geldiğinde, doğru yolu seçiyorlar. 

Geçen gün okulda bir grup çocuk kilolu bir arkadaşlarına çoğunuzun bildiği malum tekerlemeyi söylüyordu o da onlara el işareti yapıyordu. Dayanamadım yanlarına gittim yaptıkları davranışın doğru olmadığını farklılıklarımızla dalga geçmememiz gerektiğini söyledim. Onlarda hemen itiraz etti tâbi, o da bize hareket yapıyor diye. Hangi taraf önce başlattı bilmediğim için bir şey demedim ama şu bir gerçek etki tepkiyi doğuruyor ve taraflardan biri içe kapanık değilse bu işler karşılıklı oluyor. Biz annelere düşen görev tartışmaların olabileceğini kabul etmek ve çocuklarımıza farklılıklarla ilgili dalga geçmememiz gerektiğini öğretmek. Çünkü yaş ilerlediğinde çocuklar birbirini iteklediklerini hatırlamıyor ama kendilerinle geçilen dalgaları hiç unutmuyorlar.

Birde bir çok anne de son zamanlarda en sık fark ettiğim şey ise, kendi çocuklarında ki davranış hatalarını görmeyerek, başka çocuklardakini sık dile getirmek. Hele benim gibi kendisi bunu itiraf eden bir anneyseniz, bazen amaç uyarmak değil, akıl vermeye kadar gidebiliyor ve siz kendinizi zor tutuyorsunuz ama seninki de şunu şunu yapıyor diye söylememek için :)  Mesela arkadaşını şikayet eden çocuğa kimse sormuyor, peki sen ne yaptın, yada öncesinde sen bir şey yaptın mı diye. 

Geçtiğimiz günlerde, bir olay daha yaşadım ve çocukları getirdiğimiz noktayı hayretle fark ettim. Ege normalde hiç yapmadığı bir şeyi yapmış ve gitmiş sınıfta yeri öpmüş. Okula perdeleri yıkamaya almak için uğradığımda öğretmen de sınıfa geldi tenefüste. Ege sınıfta yoktu. Kız öğrencilerden biri, öğretmeni görünce hemen "Öğretmenimmm Ege yerleri öpüyor" dedi. Ağlasam mı gülsem mi yoksa olaya müdahale etsem mi bilemedim. "Kızım yemedin içmedin bunu nasıl için de sakladın öğretmeni ilk gördüğünde söylemek için nasıl dakikalarca beklemeyi başardın :)" dememek için kendimi zor tuttum ;)  

Konu nereden nereye geldi. Hepimiz çocuğumuz iyi olsun diye uğraşıyoruz ama bunu yaparken bazen onlara en iyi olmayı değil, en iyisine sahip olmayı verebiliyoruz. 

Sevgilerimle

Şafak

4 Ara 2015

Kleopatra Blogger Buluşması Sponsorları

Merhaba,

Geçtiğimiz günlerde katıldığım Kleopatra Blogger Buluşması ile ilgili yazımı geçen hafta yayınlamıştım. Tık Tık.

Bugün sizlere o yazıda bahsetmediğim sponsor firmalarımızdan bahsetmek istiyorum.

Redist ürünlerini profesyonel kuaförlerde rahatlıkla bulabilirsiniz. Saç parfümü yeni ve farklı bir ürün. Kokusu da çok hoş. Tekrar teşekkür ediyoruz.


Fresh'n Soft etkinlikte, makyaj temizleme mendillerinden, asetona, pamuğa geniş ürün grubu ile bizimleydi. Günlük makyaj temizliği için güvenilir ve işe yarar ürünleri var. Teşekkür ederim.


Daha önce online alışveriş yaptığım ve blogumda bahsettiğim Kliksa.com her bir katılımcı için şık kolyeler göndermişti. Benim şansıma da bu kolye çıktı. Çok beğendim teşekkür ederim. 


Bulgur dendiğinde bir çoğumuzun aklına gelen ilk isim, Duru bulgur, hem klasik bulgur çeşitlerinden hemde Nohutlu, mantarlı, mercimekli ve şehriyeli bulgurları ile bizimleydi. Her çeşidini daha da önce de denediğim markayı rahatlıkla önerebilirim. 


Tim kozmetik, Ayak kokusu önleyici serumlarından göndermiş. İçeriğinde Tahiti adalarının tropikal bitkilerinden elde edilen baharatli kokusuyla zenginleştirilmiş özel içerik varmış. 


Hediyemucidi.com özel günlere özel hediyeler bulabileceğiniz bir yer ve emoloji yastıkları ile bizlerleydi. Sitede, sevgiliye hediye, emoloji tshirt ve tasarım hediye bulabilirsiniz.


Narın koruyucu ve iyileştirici etkisini bilmeyen yoktur. Dimes "Hayatı Sıkmadan Yaşa" diyor ve bize yeni ürünleri olan Nar Sularından göndermişti. Teşekkür ederim.


Rituel de Beaute burun bantları ve diş temizleme yardımcı pratik mendiller ile bizlerleydi. Kendilerine teşekkür ediyorum.


Calve'nin yeni ürünlerine tüm aile bireyleri olarak bayıldık. BBO sos ve Ranch sosu denemenizi özellikle tavsiye ediyorum.


Leb demeden leblebiyi anlayanlara gelsin Chocoleb.com dan gelen bu leblebiler :) Teşekkürlerimle tabiki



Dermokil'in hazırladığı bu hediyelere bayıldım. Kendilerine çok teşekkür ederim. 


Kış geldi ve artık cildimiz kurumaya, çatlamaya başlayacak. Dermodolin ürünlerini gönül rahatlığı ile önerebilirim. Etkinlikte bizlerle oldukları için teşekkürler.


Natracare markası da etkinlikte bizlerleydi. Kendilerine teşekkür ediyorum.


Tuğba Kuruyemiş, her daim taze ve özenle seçilmiş ürünler satıyor . Ne zaman alsak yada hediye gelse, hep tazecik. Teşekkür ediyorum.



Moroccanoil markası şampuan, saç kremi ve saç bakım yağları ile bizlerleydi. Türkiye'ye yeni gelen ürün Onc Kozmetik'te satılıyor. Farmako ise deneme ürünleri,  Alessandro oje ve el kremleri ile bizlerleydi. Teşekkürler.



İncir kolonyasınin korkusunu çok beğendim. Parfüm niyetine bile kullanılabilir. 1962 den beri varolan Kertil Çam markasına çok teşekkürler. Parfüm sevmeyenler için alternatif olarak da değerlendirebilirsiniz. 



Çiziktirik Atölye birbirinden esprili fincanları ile bizimleydi. İnstagram hesabına bir göz atın :)


 Saloon kopük el sabunları ile bizlerleydi. Daha öncede kullanıp sizlere yorumlamıştım. Teşekkür ediyorum. 


Senscience markası saç ürünlerinden göndermişti. İlerleyen günlerde deneyimlerimi paylaşacağım. Teşekkür ederiz.


Cecile Shop'a gönderdiği bu güzel ürünler için çok teşekkür ediyorum. Güzel günlerde kullanırım inşallah. 


Daha öncede defalarca paylaştığım marka, bu güzel ürünlerle bizlerleydi. Bebak ürünlerini sevdiğim doğrudur. Acı badem sütüne olan sevdamı bilmeyen kalmasın ;)



Orkide hareketi 3 cilt bakım ürünü, güneş koruyucu sprey ve İkbal Gürpınar'ın kitabı ile bizlerleydi.Teşekkür ediyoruz. 


Mediwell ürünleri severek ve güvenerek kullanıyorum, özellikle dudak koruycuları gerçekten çok iyi, yakında Bloggerlar Paylaşıyor web sitemizde deneyimlerimi yayınlayacağım. Kendi kendime manikür yapamasam da, bu seti gördüğüme ayrıca çok sevindim.


İroni Teksitil sevgili Yasemin'in elbisesini göndermişti ve diğer katılımcılara da 30 TL lik indirim çeki göndermişlerdi. İlerleyen günlerde, online alışveriş yapıp deneyimimi paylaşacağım. Teşekkürler. 



Alfabatik sıra ile sponsor listemizi sizlerle paylaşıyorum. Firmalarımıza ve Yasemin'e bu güzel gün için ayrıca teşekkür ediyorum. 


Sevgilerimle

Şafak
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...