27 Şub 2014

ÇOCUĞU KARDEŞE HAZIRLAMAK VE KARDEŞLER ARASI İLİŞKİLER SEMİNER NOTLARI - TUTUMLU ANNE PEDOGOJİ GÜNLERİ


Merhaba,

Cumartesi günü, Tutumlu Anne'nin düzenlediği pedogoji günleri seminerindeydim. Seminer konusu Çocuğu Kardeşe Hazırlamak ve Kardeşler Arası İlişkilerdi.  Konuşmacılar ise Hassas Anne Ece hanım ve Mavi Aile Danışma Merkezi yöneticisi Uzman Pedagog Belgin Temur'du.

Genel olarak, sohbet havasında geçen seminerde önce herkes kendini tanıttı ve neden orada olduğunu anlattı. Katılımcıların kafasını meşgul eden sorular, seminerimize de yön verdi. Seminerde aldığım notları sizinle de paylaşmak istiyorum.

- Kardeşler arası karşılaştırma yapmak zararlı diye sık sık dile getiriliyor ancak, karşılaştırma yapmamak da imkansız.

- Kardeşler arasında kavga çıktığında iyi bir seyirci olmak lazım. Ama hakkını vererek, dinleyerek, zaman zaman sessiz kalarak seyretmek onların ilişkisinde faydalı olabilecektir. Çözümü çocuklara bırakmalıyız. Bu onların sosyal muhakemelerini arttırır.

- Çocuklukta iyi bir kardeşlik ilişkisi yaşanırsa -ki  bu ilişki de kavga da olabilir, kıskançlıkta. Sonuçta uzlaşmayı öğrenirlerse, gelecekte hayatlarında karşılaşacakları problemleri daha kolay atlatabilirler.Çocuğun ailede gördüğü iletişim büyüdüğünde onun diğer insanlarla yaşayacağı iletişimi belirliyor. Kardeşlerimiz en iyi arkadaşlarımız olmalıdır. Anne-babanın ilişkiyi nasıl yönettiği bunu büyük ölçüde belirleyendir.

- Çocuklar arası yaş farkının 3 yaşa kadar olması biraz daha uygundur. Anne için bu durum zor olsa da, çocuklar kıskançlık duygusunu çok hissetmeden kardeş kardeş büyüyorlar. İkinci çocuklar genellikle biraz daha sosyal oluyorlar.

- İkinci çocuk kararı birinci çocuğa verdirilmemelidir. O bunu çok istemiş olsa da, karar vermemizdeki en önemli neden, onun istemesi ya da onun yalnız kalmaması için verilmiş olsa da bu büyük çocuğa söylenmemelidir. Çocuklar kardeş isterken tam olarak ne istediklerinin farkında olmuyorlar. Kardeşi olursa oyun arkadaşı olacağını düşündüğü için, ya da çevresinde kardeşi olan birine özendiği için istiyor. Kardeş

- Yaşı kaç olursa olsun, hamilelik kesinleştiği ve kaybetme riskinin azaldığı, devam edeceğinden emin olduğunuz zaman büyük çocuğa söylenmelidir.

- Kardeş sahibi olmak harika bir duyguymuş gibi anlatılmamalı, yaşanacak sıkıntılar, diğerinin anlayacağı dilde ve yaşına uygun olarak büyük çocukla paylaşılmalıdır. Bebek doğduğunda, bebekle daha fazla zaman geçirileceği, onu beslemek zorunda olunduğu paylaşılmalıdır. Kendisini ne beklediğini bilmelidir. Soru sormasına izin vermelisiniz. Böylece endişelerini bizimle paylaşabilir.

- Hamilelik esnasında hazırlıkları çocukla beraber yapmalı, bebek doğduğunda size yardımcı olacağını söylemelisiniz. Hamilelik sırasında abi oldun, abla oldun dememeli, bebek doğdunda ona hediye vermeli ve biz verdik demelisiniz.

- Yeni bir çocuk sahibi olunduğunda büyük çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak çok önemlidir. "Biz iki çocuklu bir aile olalım istedik" demeli, Yeni bir çocuk sahibi olunca diğerine ihanet ediyormuş gibi hissetmemeli, böyle bir his içine girilirse, kendimizi telkin ederek bu duygudan kurtarmalıyız.

- Doğum sırasında çocuk annenin hasta ve sıkıntılı olduğunu görmemeli. Bunu gördüğünde anne için endişeleniyor ve kardeşine öfke besleyebiliyor. Anneyi ilk göreceği zaman annenin ağrı hissetmediği, kendini rahat hissettiği zamandır.

- Kardeşi ile ilk karşılaştığında baba yanında olmalıdır. İki kardeş fotoğraflanmalıdır. O günü güzel ve keyifli geçirmesi çok önemlidir.

- Kardeş doğduğunda, anne bebekle çok zaman geçireceği için baba yaklaşık bir ay büyük çocukla ilgilenmelidir.

- Aslında büyük çocuk, annenin kardeşine nasıl baktığına dikkat ediyor. Çünkü kardeşine yapılan şeyler, ona da nasıl bakıldığı ile ilgili kafasında fikir oluşmasını sağlıyor.

- Kardeşi doğduktan sonra, bebeksileşme, gerileme yaşanırsa, ona izin verin. Bebek gibi davranmak istediğinde, "Hadi bebek ol" demeli, biraz öyle davranıp sonra, "hadi artık eskisi gibi oldun" demelidir. Huy değiştirmeler, küsmeler ben tedirginim demektir.

- Kıskançlık önlenemez, yok etmeye çalışılmamalıdır. Karşılaştırma yapmamalı, iki çocuğunda anne babasından sevgi gördüğünden emin olmalısını sağlamalısınız. Neden farklı düşündüğünü, neyi neden yaptığını anlamaya çalışmalısınız.

Seminer notlarım bu kadardı. Böyle faydalı seminerler düzenlediği için, Hem Tutumlu Anneye hemde konuşmacılara teşekkür ediyorum.

Seminerden bir dip not :Annesi mükemmel olma takıntılı çocuklar yıllar geçtikçe kendinde yetersizlik hissedebilir.

Sevgilerimle
Şafak

26 Şub 2014

Vakıf Taşdelen 15 Litre Cam Damacana Artık Mutfaklarda

Hayatımızdaki önemi nedeniyle içeceğimiz suyu seçerken çok titiz davranıyoruz.

Bunun için de suyumuzun özellikle cam ambalajda olmasını tercih ediyoruz.



Uzun yıllardır bu hassasiyetle suyu bize cam şişelerde ulaştıran Vakıf Taşdelen’den beklenen yepyeni ürün işte karşınızda.

Vakıf Taşdelen 3 litrelik cam şişesinin yanısıra şimdi de 15 litre cam damacanada.

Tabii konu sağlık olduğu için Vakıf Taşdelen bu yeni ürününde bütün ayrıntıları da düşündü.

Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı sipariş ettiğinizde, BPA içermeyen sağlıklı pompanızı, cam boru seçeneğiyle tercih edebiliyorsunuz. Kısaca sağlıklı cam damacanayı, sağlıklı cam boru ile kullanabiliyorsunuz.

Cam damacanın diğer bir özelliği de plastik olmayan, özel sağlıklı kapağı…

Ayrıca Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı, gün ışığını kırarak suya olumsuz etkisiniz azaltan özel tasarım koruma ve taşıma kasası ile birlikte kullanabiliyorsunuz.

Siz de sevdikleriniz için Vakıf Taşdelen 15 litre cam damacanayı tercih edin,

hayatınızda sağlıklı suya yer açın.

Vakıf Taşdelen Facebook

Vakıf Taşdelen Twitter

Vakıf Taşdelen Web
Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 Şub 2014

SOSYAL ANNELER İLE BODY SHOP ETKİNLİĞİNDEYDİM

Merhaba,

Beni bilirsiniz, öyle makyaj işlerinden, ürünlerden anlamam. Hatta daha önce bu konuda blogumda yazmak isteyen olursa kapım sonsuza kadar açık demiştim.  Sahi bu konularda misafir yazar olurmusunuz :)

Neyse, cuma gecesi Ege çok hasta oldu ve neredeyse hiç uyumadım. Yine de söz verdiğim için sabah erkenden yollara düşüp Bağdat caddesindeki Body Shop'un yolunu tuttum.  Mağazaya ilk gelen bendim. Öyle ki mağazayı daha yeni açıyorlardı :)

İçeri girdiğimde ilk dikkatimi çeken şey, mağaza personelinin güleryüzü ve ilgisi oldu. Özellikle mağaza müdürü Yılmaz bey, sanki uzun zamandır görmediğim bir arkadaşım gibiydi :) Normal şartlarda insan işe daha yeni başladığında birileri geldiğinde uyku mahmurluğunu atamaz. Yine de kime baksam, kesinlikle yapmacık değillerdi ve gözlerinin içi gülüyordu. Bu da ancak yapılan işten duyulan zevk ile ve firmanızın sizi nasıl hissettirdiği ile ilgili bir şey diye düşünüyorum.

Sonrasında yavaş yavaş diğer arkadaşlar da geldi. Her birimize önce cilt bakımı sonra da makyaj yapıldı. Bazı arkadaşlar hatta çok şanslıydı, onların makyajını Body Shop Ulusal makyörü Tolga Kaya yaptı. Öncesinde de bize firmadan bahsetti.



Makyaj ve bakım malzemelerinden çok bahsedemeyeceğim, inanın BB Krem dışında aklımda pek bir şey tutamadım. BB Kremin ise ilgimi çeken tarafı, 3 ton olsada , beyaz olması ve içindeki moleküllerin hava ile temas ederek, ten renginizi yakalaması.


Öncesinde tonik ve nemlendirici ile cildimi temizlemişlerdi. Bu tonik ve nemlendirici su bazlıymış. O nedenle cildinizde bir ağırlık hissetmiyorsunuz. 




Nar özlü seri ile cildiniz rahatlıyor.



Body shop, İngiliz bir bayanın kurduğu bir mağazalar zinciriymiş. Ulusal bazda distribitörlük ile çalışıyormuş. Yani her ülkede sadece bir sahibi varmış. Ülkemizde sanırım 31 mağazaları var. Mağazaları, çoğunluğu Ankara ve İstanbul olmak üzere, Antalya, İzmir ve Kayseri'de.

Ürünlerinde en önemli şey, hayvanlar üzerinde test edilmesine ve hayvanların ölümüne neden olacak hiç bir hayvansal ürün kullanmamaları. Hatta bunu bir sosyal sorumluluk projesi haline getirmişler. Eğer sizde hayvanlar üzerinde test yapılmasını hayır diyorsanız, Bir imza da sizden bekliyorlar. İmza için Tık Tık

Benim makyajım sırasında eyeliner bir tek bana alerji yaptı. O nedenle mağazada bol miktarda bulunan testerları deneyerek alışverişinizi tamamlayabilirsiniz.


Mağaza içinde bir duvarları var. Savundukları şeyleri çok güzel anlatmışlar 






İşte o günden bazı kareler bunlardı. Mutlaka uğramanızı tavsiye ederim.

Sevgiler
Şafak



NURAYCA TASARIMLAR ÇEKİLİŞ HEDİYELERİM GELDİ

Merhaba,

Sevgili Nuray'ın yaptığı çekilişte şanslı kişi ben olmuşum, gerçekten çok sevindim. İşin ilginç yanı, bu zamana kadar kazandığım çekilişlerin en başında Hobi bloglarının çekilişleri geliyor. Bunun bir işaret olduğuna inanmaya başlıyorum artık. Bir güç bana "Hadi Şafak bu harika şeylerden sende yapabilirsin adım at" der gibi :)

Sevgili Nuray, Nurayca Tasarımlar blogunun sahibi. Kendisi bebek, çocuk kapısı süslerinden, loğusa taçlarına, anı defterlerine kadar bir çok şeyi yapıyor, ve sipariş usulü satıyor. Mutlaka blogunu izlemelisiniz. Bloga gitmek için buraya Tık Tık

Kendisine çok teşekkür ediyorum. Özellikle özenerek hazırladığı hediye paketi ve notu çok hoşuma gitti ve kendimi özel hissettirdi.

İşte hediyelerim.




Fincanları çok beğendim ve hasta olmama rağmen, yakın bir arkadaşımla kahve yapıp içtim. Yanına da kendi yaptığım ev çikolatalarından ekledim. Onu da nasıl yaptığımı biraz daha iyileşince size anlatacağım :)

Herkese sevgiler
Şafak


20 Şub 2014

ÇEKİLİŞ HABERLERİ GRUBUMUZ HAYIRLI OLSUN


Merhaba,

Bugün aklıma gelen bir fikri uygulamaya koydum. Biliyorsunuz facebookda binlerce sayfa var. Bloggerlarında yoğun bir şekilde üye olduğu bu gruplar içinde, çekiliş haberleri ile ilgili bir grup bulamadım. Bende yeni bir grup kurdum. Bu grupta hem çekilişlere yapmak isteyen firma ve bloggerlar duyuru yapabilecek, hem de çekilişlere katılmak isteyen gerçek kişiler çekilişleri takip edebilecek.

Biz bloggerlar için yeni izleyiciler kazanacağımız bu grupta, sizlerden ricam üye olmanız ve ilgilendiğini düşündüğünüz kişi ve kurumları eklemeniz.

Hadi bakalım, benimle gelenler buraya Tık Tık

Sevgilerimle
Şafak

19 Şub 2014

Gazlı Bebek, Anlatılmaz Yaşanır!

Bebeğiniz gazlıysa, kime ne kadar anlatsanız da sizi en iyi, bebeği gazlı olan bir anne anlar. Paylaşılan çareler, anneanne/babaanne önerileri, doktor kontrolleri… Annelerin geçirdikleri o günlerin tarifi yoktur.

Tıpkı anne olduğunuzda, bebeğinizi kucağınızı aldığınız zamanki duygularınızı tarif edemediğiniz gibi…

Uykusuz geceler, insanın kendine ‘acaba sorun ben de mi’ diye sorduğu zamanlar elbette geride kalacak ve o tatlı varlık bir gün en tatlı gülüşüyle size bakacaktır. Peki ama ne zaman?

Dilerseniz biraz neden bebekler gazlı olur bir bakalım, anlamaya çalışalım.

Bebeklerin 55%‘i yaşamlarının ilk aylarında sindirim problemi yaşayabilir çünkü dünyaya geldiklerinde sindirim sistemleri henüz tam olarak gelişmemiştir.

Bebekler için en uygun besin anne sütüdür ve hayata en iyi başlangıcın yapılmasını sağlar.

Bebeğin anne sütü ile beslenmesi için hazırlık yapılması aşamasında ve emzirme esnasında sağlıklı ve dengeli bir diyet uygulamanız önemlidir.

Sütünüzün az olduğunu hissettiğinizde bebeğinizin beslenmesi konusunda her zaman doktorunuza ya da sağlık profesyoneline/uzmanına danışmanız doğru olacaktır.

Doktorunuzun da görüşüyle, gazlı bir bebek için en doğru seçim,

bebeğinizin sindirimi kolay besinlerle beslenmesidir.

Bebelac Nutrikonfor devam sütü, fermentasyon teknolojisi ile üretilmiştir. Fermantasyon, yoğurt ve benzeri ürünlerin üretiminde kullanılır. Fermente ürünler sindirime yardımcıdır.

Bebelac Nutrikonfor 2, 6. aydan itibaren kullanılabilen devam sütüdür. 6. aydan itibaren her gün en az 500 ml anne sütü veya yetersiz ise doktorunuza danışarak devam sütü vermeniz önerilir.

Bebelac Nutrikonfor 2’yi bebeğiniz 1 yaşına gelene kadar kullanabilirsiniz.

Detaylı bilgi için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

18 Şub 2014

#SAGLİKLİCOCUK SEMİNERİ NOTLARI

Merhaba,

Cumartesi Montessori ve Kaynaştırma Eğitimini Geliştirme Derneğinin düzenlemiş olduğu Aile Gelişim Seminerleri dizisinden, 7’den 70’e Taş Devri Diyeti” kitabının yazarı Prof. Dr. Ahmet Aydın ile #sagliklicocuk seminerindeydim. 

Orada almış olduğum notları sizinle de paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim. Anlattığı bazı şeyler, bir çok kişinin yanlış bulduğu benimse annelik içgüdüsüyle insanlara kulaklarımı tıkayarak uyguladığım şeylerdi. Bir-iki konuda tam katılmasam da, hocamızın anlatmaya çalıştığı şeyi sanırım anladım. 

İçerisinde katkı maddesi bulunan, doğal olmayayan ya da doğal yollarla üretilmeyen her şey, zararlıdır. Ve bu zarar sadece, fiziksel olmakla kalmaz, ruhsal sorunları da yanında getirir.



Gelelim notlarımıza,

-Tüm hastalıklar beslenme ile ilgilidir. Özellikle bağırsak sorunları yaşayan kişilerin hastalanma olasılığı oldukça yüksektir.

- Yüz yapısı beslenme ile ilgilidir. Geniz eti, sinüzit sorunları baş gösterebilir.

- İçerisinde katkı maddesi bulunan, doğal olmayayan ya da doğal yollarla üretilmeyen her şey, zararlıdır. Ve bu zarar sadece, fiziksel olmakla kalmaz, ruhsal sorunları da yanında getirir.
Son yıllarda üretilen meyve ve sebzelerde vitamin azalmıştır. Bunun nedeni, topraklar suni gübre ve hormonlar ile verimsizleştirilmiştir. 

-Tüm hastalıklar beslenme ile ilgilidir. Ekmek, makarna, ayçiçek yağı vitamin yönünden eksiktir. Bu nedenle az tüketilmelidir.

-Maymun, insan ve bazı yarasa çeşitleri dışında kalan tüm canlılar C Vitamini kendi üretir. Dışarıdan C vitamini almalısınız.

- Doğal tuz eski denizlerin tuzudur ve bu tuzda 84 adet element mevcuttur. Ancak marketlerden aldığımız tuzlar rafine edildiklerinden, içerisinde sadece sodyum kalır. Rafine tuz yerine, turşu yapımında da kullanılan doğal tuz kullanmak daha sağlıklıdır. Eski medeniyetlerde tuz çok önemli olduğu için tuz yataklarının yakınına kurulmuş, tuz için savaşlar yapılmıştır.

-Her insan yöresinin yiyeceğini tüketmelidir. O insanla ile yöresinin yiyeceği arasında ilişki vardır. Tabi ki günümüzde globalleşme ile bu ne kadar geçerlidir tartışılır. Ayrıca her meyve ve sebze zamanında alınmalı ve tüketilmelidir.

-1940'dan günümüze 80.000 kimyasal madde yiyeceklerimiz ile hayatımıza girmiştir. Kimyasal maddeler beslenmeyle beraber kanser nedenlerinin başındadır.

- Organik ürün kullanımına özen gösterilmelidir. Ancak burada da dikkat edilecek bazı nıktalar vardır. Küçük üretici olmadan organik ürünler elde etmek oldukça zordur. Ancak bunun için gerekli olan sertifika da ücretlidir. Bu da küçük üreticinin üretim yapmasını zorlaştırmaktadır. Devlet teşvikleri ile küçük üretici desteklenmelidir.

-Son yıllarda D vitamini yetersizliği çok yaygındır. Başta kanserler, enfeksiyonlar, şizofreni, Otizm, depresyon, obezite, anemi, kalp yetersizliği, hipertansiyon, romatizmal hastalıklar D vitamini yetersizliği ile ilişkilidir.  Bebeklerde kilosuna göre 1 damla, 4 yaş üstü 6 ayda 1 ampül, 8-10 yaş arası 4 ayda 1 ampül, daha büyükler ve yetişkinlerde ise 2 ayda 1 ampül D vitamini takviyesi yapmak gereklidir. 
En güzel D vitamini edinimi, güneşten olur ancak, güneş kremleri, güneşe çıkıldıktan sonra banyo yapmak, güneşin en dik geldiği saatlerde güneşten kaçınmak D vitamini alımını engellerler. Güneşin son yıllarda ki zararları da göz önüne alındığında, dışarıdan takviye yapmak daha doğrudur.

-Çocuklarda balık yağı kullanılmalı, Çocuklar ve yetişkinlerde B12 vitamin eksikliği kontrol edilmeli takviye yapılmalıdır.

-Son yıllarda Omega6 kullanımı artmış, Omega3 alınımı azalmıştır. Vücut Omega3 üretmez, dışarıdan alır. Hayvani yağ tüketimi ile sağlanır, ancak günümüzde azalmıştır. Özellikle margarinlerden uzak kalınmalıdır.

-YAĞLARIN FONSİYONU :  Lipitler vücudun en önemli enerji kaynağıdır. Membran yapısını oluşturur.

- Büyük balıklarda toksinler fazla olduğundan küçük balıklar tercih edilmelidir.

- Bir diğer önemli konuda Süt ve süt ürünleridir. Günümüzde çiğ veya fermense süt ve süt ürünleri yerine pastörize süt ve süt ürünleri kullanılmaktadır. Oysa ki eskisi gibi çiğ ve fermense süt ve süt ürünleri kullanmak daha sağlıklıdır. Çocuklara süt yerine yoğurt vermek daha sağlıklıdır. Burada dikkat edilecek şey, yoğurtun ev yapımı olmasıdır. Ev yapımı yoğurtlar çabuk ekşidiği için kullanılmak istenmemektedir. Oysa ekşiliği arttıkça içindeki fayda da artar. 

-Probiyotikler yararlı bağırsak mikroplarıdır. Faydaları ise;
  Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  Yiyeceklerin hazmını kolaylaştırır.
  Zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engeller
  Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korur ve bağırsak geçirgenliğini azaltmaz.
  Vitamin sentezi, (K vit, biyotin, niasin vb.) yapar.
  İshali önler ve tedavi eder.

- Süt alerjisi olan çocuklarda probiyotik olarak turşu tükettirilebilir.

GÜNCEL TAŞ DEVRİ DİYETİ

TÜKETİN
Et ve hayvani yağlar
Balık, tavuk
Zeytinyağı
Yumurta
Az şekerli meyveler
Süt ve süt ürünleri, kefir
Kabuklu kuru yemiş
Sebzeler

TÜKETMEYİN
Un
Şeker
Soya

AZ TÜKETİN
Baklagiller

- Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin
- Yeterli Omega3 alın
- Günde 2 diş sarımsak ve ya 1 baş kuru soğan tüketin
- Süt yerine süt ürünlerini tercih edin
- Günde 2 ya da 3 öğün yiyin
- İki öğün yiyecekseniz, sabah kahvaltını atlayın, akşam yemeğini erken yiyin
- Aşırı alkol kullanmayın
- Kızartma ve tütsülerden uzak durun
- İyi uyuyun, stresten uzak durun
- Yiyeceklerin büyük bir kısmını çiğ olarak tüketin, eğer pişirecekseniz yavaş pişirme yöntemlerini tercih edin (Buğulama güveç gibi)
- Mikrodalga fırın yerine turbo fırın kullanın
- Çocuklarınıza flor tableti vermeyin eğer yutuyorlarsa, florlu diş macunu kullanmayın.

Daha fazla bilgi almak isterseniz, hocamızın web sitesini inceleyebilir ya da kitabını okuyabilirsiniz. 

Web sitesi için buraya Tık Tık


Hepimize sağlıklı günler diliyorum.
Sevgiler
Şafak

17 Şub 2014

Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttıgını Biliyor Muydunuz?

Sevgili anneler, anne sütü mucizedir, bebeğiniz ilk doğduğu andan itibaren büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içerir. Eşsiz içeriği ile bağışıklık sistemi gelişimini destekler, antibiyotik kullanımı gerektiren hastalıkları azaltır.

Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.




Detaylı bilgi için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

16 Şub 2014

BEN SENİ HİÇ SEVMEDİM Kİ





ben seni hiç sevmedim ki
yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
bir çiçeğe gülmeni,bir güle benzemeni sevdim
bir de yıldızları sevdim,
eylül akşamlarında gelip gözlerinde durdular

ben seni hiç sevmedim ki...
beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim
kurşunları sevdim beni vurduğunda...
ağlamayı sevdim unuttuğunda
yalnız olduğumu anladığımda ayakta kalmamı sevdim

yıkılmamı sevdim seni her hatırladığımda...
ekmeği sever gibi sevdim sensizliği, 
su gibi özledim temmuz güneşinde sesini
ikindi de yağmur gibi,
geceleyin rüzgar gibi sevdim seni sevdiğimi

ben seni hiç sevmedim ki...
kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim, menekşeyle konuşmanı
nisana hatırlatmanı baharın bir adının da yalnızlık olmadığını

düştüğüm zaman kanayan yanlarımı...
ve tuhaflığımı üşüdüğüm zaman
sakız satan çocukları,yeni çıkan şarkıları,
her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe,
ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte

ben seni hiç sevmedim ki...
Ben sevdim mi adam gibi severim...

bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine
bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde
alemin ortasında kimsesizliğin sesinde
buğusunda sabahın...acımasızlığında bir ahın...
ağlayan yüzünde İSA'nın...Ferahlatan gücüyle duanın...
Korkutan yanıyla narın...İncirin zeytinin ve kalbin üstüne...
Gülün üstüne...Tutunduğum umudun üstüne...korkunun üstüne...senin üstüne...
hep senin üstüne,hep senin üstüne...

ben seni hiç sevmedim ki
gittiğin zaman gitmeni sevdim
evreni sevdim geldiğin zaman
kalmanı sevmedim korkuyordum sana alışmaktan
yine de sevdim gülümsemeyi mendilimi sallarken seni götüren trenin arkasından...
kırlara ilk kar düştüğü zaman,
ölümünün ne güzel olduğunu sevdim seni içimde öldürdüğüm zaman

ben seni hiç sevmedim ki......

İBRAHİM SADRİ

14 Şub 2014

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ HEDİYESİ

Herkese merhaba,

Sevgililer günü çekilişimiz bitti bildiğiniz gibi. Sizler için yeni bir çekiliş düzenledim. Bloğumun takipçisi siz sevgili hanımları  8 Mart Dünya Kadınlar Gününde unutmak olmazdı.

Bu çekişilimizi Cinevim.com ile birlikte hazırladık. Gerçekten oldukça dolu bir site.  Aradığınız bir çok şeyi orada bulabilmeniz mümkün. Açıkçası ben bir çok ürüne bayıldım.

Şartlarımızı yerine getiren bir izleyicimize aşağıda görselleri bulunan ürünlerden seçtiği 1 tanesini hediye edeceğiz.



Ya da aşağıdaki bu çok şık, Bernardo Kapaklı Un Kavanozunu Seçebilirsiniz.


Bu sefer katılım şartlarımız çok kolay

Cinevim.com web sitesine Üye Olmak

Cinevim.com facebook sayfasını Beğenmek

Blogumun izleyicisi olmanız ve beni Google + da takip etmeniz

Çekilişi herhangi bir sosyal medyada paylaşıp linkini benimle paylaşmanız



Şartları tamamladıktan sonra lütfen aşağıdaki formu doldurunuz. Çekilişimiz 4 Mart 2014 tarihinde saat 21:00 de sona erecek. Sponsor firmanın kontrollerinden sonra seçtiği ürün yola çıkacak. Kargo ücreti tarafımıza ait ve yurt dışına ne yazık ki gönderim yapamıyoruz.

Hadi bakalım, bol katılımlı bir çekiliş olur umarım.

Sevgiler
Şafak







12 Şub 2014

BİR YASTIKTA TAM KIRKBİR YIL

Merhaba,

8 Şubat sevgili anne ve babamın evlilik yıldönümüydü. Bizimkiler öyle yıldönümü kutlamaya pek alışık değildir. Aile de en çok ben düşkünüm sanırım böyle özel günlere. Efe Deniz'in doğum günü nedeniyle İstanbul'a gelmişlerdi. Ben de onları biraz daha göndermedim. Yıl dönümünü beraber kutlayıp öyle gitsinler istedim.

Artık evlilikler eskisi gibi değil. İnsanların birbirine katlanma katsayısı düştü. Eskiden, dizini kırsın kocasının bir dilim ekmeğini yesin derlerdi, gelinlikle çıkılan eve ancak kefenle dönebilirsin derlerdi. Bütün bunlar geçmişte kaldı. Kadının (aman yanlış anlamayın), eğitim alması, çalışıp kendi ayakları üzerinde kalabilmeyi başarması daha güçlü olmasını sağlıyor. E durum böyle olunca da kimsenin afrasını tafrasını çekmek zorunda kalmıyorsunuz. İstemediğiniz şeylere daha kolay hayır diyebiliyorsunuz. Tüm bunların sonucunda da ya erkekler kendine dikkat etmek zorunda oluyorlar ya da aile mahkemelerinin yolu tutuluyor.

Konuya nasıl başladım, nereye geldim :) Dönelim asıl konumuza.

İşte bu da ailem. Bir tek kız kardeşim eksik. İnşallah seneye o da yanımızda olabilir. Allah anne babama uzun ömür versin. Zaten babam 50. yıllarında düğün yapacakmış :)


Bizimkilerle hep beraber yemek yedik, sonra da onlar için tasarladığım pastayı.



Dilerim bizde eşimle böyle 41. senemizi kutlayabiliriz.

Hepiniz kendinize iyi bakın
Sevgiler
Şafak

SEVGİLİLER GÜNÜ ÇEKİLİŞİMİZ SONLANDI

Merhaba,

Çekilişi yarın gece sonlandıracaktım ama ani bir kararla bu gece sonlandırdım. Çünkü sevgililer gününe yetişmesini istiyorum.

Katılım azdı bu çekilişime. Sadece 15 kişiydi. Biraz da benden kaynaklandı bu durum. Yoğunluktan sosyal medyada paylaşamadım. Ne demişler az olsun bizim olsun :)

Bu çekilişi videoya çekemedim ne yazık ki. Çünkü telefonum bozuldu ve teslim etmeleri 20 iş gününü bulabilirmiş. Bu kadar uzun süre akıllı telefonum olmadan ne yapacağım bilemiyorum :) Bende bu nedenle internet üzerindeki sitelerden birinde, kuracek.com isimli sitede yaptım.

   ::: Çekiliş Sonuçları :::
   Kazananlar
1. Kazanan: Pınar Aktaş

İşte kurabiyelerimiz


Kurabiyeleri paketleyip, küçük bir kutuya koydum ki yollarda kırılmasın di mi ama?




Adres bilgisi için mail attım, en kısa sürede cevap bekliyorum. Bugün kargoya vermek istiyorum çünkü.

Afiyet olsun sevgili Pınar. Umarım hediye edeceğin kişi de beğenir.

Sevgiler
Şafak


10 Şub 2014

Faber-Castell ‘Renkli Yönetmenler’ Facebook Uygulaması ile her hafta 10 aktivite bileti kazanma fırsatı!

Çocukların eğlenirken yaratıcılıklarını geliştirmesine yardımcı olan Faber-Castell yeni Facebook uygulaması ile çocukların sömestr tatillerine renk katıyor!

25 Ocak Cumartesi günü çocuklar Tepe Nautilus CineMaximum fuaye alanında seans öncesi Faber-Castell'in onlar için hazırladığı süpriz ile karşılaştılar. Faber-Castell "Hayal Gücünün Ürünleri" ile yaratıcılıklarını konuşturdular, birbirinden güzel objeler yaptılar.

Çocuklar filmlerini izlemeye salona girdiklerinde, Faber-Castell ekibi çocukların eğlenceli keçeli kalemler ve değiştirilebilir tablet suluboya ile tasarladıkları nesneleri renkli film afişlerine dönüştürdü. Seans çıkışı kendi tasarımlarını film afişlerinde gören çocukların şaşkınlıkları ve sevinçleri görülmeye değer!




Şimdi bu sürprizi Faber-Castell yeni Facebook uygulamasına taşıdı. Çocuklar Faber-Castell eğlenceli keçeli kalemler ve değiştirilebilir tablet suluboya ile tasarladıkları nesneleri uygulamada yer alan film afişi şablonlarına yerleştirerek kendi filmlerinin yönetmeni ve afiş tasarımcısı oluyorlar.



Hazırlanan film afişleri içerisinden en çok beğenilen, oy alan tasarımların sahibi olan küçük yönetmenler müze veya sinema bileti kazanma fırsatı yakalıyorlar.

Eğlenceyi yakalamak isteyen çocuklar  https://www.facebook.com/FaberCastellTurkiye/app_291525467663299 sayfasından uygulamaya ulaşabiliyor.

Faber-Castell sosyal hesaplardan takip edebilirsiniz:

www.facebook.com/FaberCastellTurkiye

@Faber_CastellTR


Bir boomads advertorial içeriğidir.

EGE İLE ONU DÜNYAYA GETİREN DOKTORUMUZA KURABİYE YAPIYORUZ

Merhaba,

Bir kaç gündür blogdan uzak kaldım. Özlemedim dersem yalan olur. Sizlerle paylaşmaya bu kısa sürede öyle çok alışmışım ki, yazamadığım günler kendime kızıyorum.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere, geçen gün ege ile mutfağa girdik ve Onu dünyaya getiren çok sevgili doktorumuz, abimiz Serhat Sakız'a doğum günü kurabiyeleri yaptık.



Tamamen bizim tasarımıız olan bu kurabiyeleri, onun hayatında önemli olduğuna inandığımız şeyler ve bizim onu nasıl gördüğümüz ile ilgili yapmaya  çalıştık. Kendisi de çok beğendiğini söyledi. Ve bu beni mutlu etti.

İşte kurabiyelerimiz ve bize göre anlamları :)

Dünyaya gelmesine yardım ettiği bir çok kız ve erkek bebek için, maşallah. Sen bizim kalbimizin şampiyonusun :)



Hayatın da önem verdiği şeylerin başında ailesi ve yakın akrabaları geliyor. İnşallah her zaman şeker gibi bir hayatınız olur.



Sevgili köpeğimiz Hero'yu da unutmak olmaz.


Tabi ki en büyük BEŞİKTAŞ. Aşk o aşk!! 


Bu da kurabiyelerimizin toplu hali 
 ve
Sen bir çam ağacı gibi güçlüsün, güç veriyorsun. Fırtına, kar, tipi hiç biri yapraklarını bile dökemez.


Kelebek mi? O sevgili asistanı Bakiye için. Bunca yıldan sonra o da benim için sanki aileden biri gibi.

Siz nasıl buldunuz kurabiyelerimi?

Sevgilerimle
Şafak



9 Şub 2014

ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİMİ VE KEKEMELİK

Merhaba,

Bildiğiniz üzere çocuklar, daha doğdukları andan itibaren sesler çıkararak bizlere isteklerini anlatmaya başlarlar. Öyle ki bir çok anne, çıkardıkları seslerden ne sıkıntıları olduğunu anlarlar. Bu tabi ki zamanla gelişen bir yetenektir. Bir çok zaman duymuşsunuzdur çevrenizde, bu acıkma ağlaması derler, altı kirlenmiş onu haber veriyor derler, bir yeri ağrıyor bu ağlama onu gösteriyor derler.

Zamanla bebekler, çevrede duydukları konuşmalardan kendilerini ifade etmeyi öğrenirler. Önce sesler değişir, sonra heceler, sonra kelimeler eklenir. Genel olarak, ilk önce çıkarması kolay olan, dede, baba, aba gibi kelimelerle başlarlar. Burada en çok dikkat edilmesi gereken şey, çocukla mümkün olduğunca fazla konuşmaktır. O size işaret diliyle anlatsa bile, siz onun ne istediğini anladığınızda bunu kelimelerle tekrarlamalısınız. Mesela suyu işaret ettiğinde, "su içmek istiyorsun" gibi.



Her çocuk farklı olduğu için, konuşma zamanları da farklı olur. Bıkmadan, usanmadan, çevredeki diğer çocuklarla kıyaslamadan, "neden hala konuşmuyor yaşdaşları çokdan cümleler kuruyor" diye kendinize dert etmeden çocuğunuzla konuşmayı sürdürmelisiniz. Sesli hikaye kitapları, bir çoğumuzun akıllı telefonlarına yüklenebilen interaktif masallarla onu destelemelisiniz.

Bazen, her şey güzel giderken çocuğunuz sular seller gibi konuşurken bir şey olur ve kekelemeye, ya da hiç konuşmamaya başlayabilir. Bunun altında ki nedeni anlamaya çalışmalı, eğer tek başınıza çözemiyorsanız bir hekimden yardım almalısınız.

Bizim başımıza büyük oğlumda böyle bir durum geldi. Çok küçük konuşmaya başladı. Daha 2,5 yaşındayken, sanki büyük bir adammış gibi cümleler kurar, ince espriler yapar ve kendine hayran bırakırdı herkesi. Sonra bir gün bir şey oldu ve konuşamamaya, söyleyeceği kelimeleri unutmaya, kekelemeye başladı. O dönemde bu konuyu çok araştırdım, bir çok anne gibi bende çok üzüldüm. Bu durum kalıcı olursa, hayatta yaşayabileceği zorlukları, ergenlikte yaşayabileceklerini falan düşünüp gecelerce ağladım hatta. Sonra bir gün internette bir doktor ismi ile karşılaştım. Veysel Kızılboğa. Kendisi bizi hatırlamaz bile belki ama bizim için minnettar olduğumuz doktorlardan biri. Farklı şehirlerde yaşadığımız için kendisine telefonla ulaştık, sağ olsun bize telefonla destek verdi. Ve söylediklerini uyguladıktan çok kısa bir süre sonra oğlum tekrar eski haline döndü.

Eğer Veysel beye ulaşmak isterseniz Buraya Tık Tık

Kekemelik erkek çocuklarda, kızlara nazaran daha sık görülüyor. 2 - 3.5 yaş aralığında ortaya çıkan kekemelikler geçici oluyor genel olarak. Genetik olduğu da söylenmekte ama bununla ilgili kesin bir bilgi olduğunu sanmıyorum.  Çok hızlı düşünüyorlar ve dilleri düşüncelerine yetişemiyor o nedenle kekeliyorlar.  Nedeni fiziksel yada psikolojik değilse, 6 ay gibi bir sürede iyileşiyorlar. 


  • Burada en çok dikkat edilmesi gereken nokta, çocuğa bu duruma ne kadar üzüldüğünüzü hissettirmemelisiniz. Çocuklar çok zeki varlıklar ve sizin kaygılarınız ona yansıyor. Bu durumda kekemeliğin daha da ilerlemesine yol açabiliyor. Hatta öyle ki bazı çocuklar dikkat çekmek için yalancı kekemelik yaşıyorlar.

  • Çocuk kekelemeye başladığı zaman, sabırla cümlesini bitirmesini beklemelisiniz, asla kelimelerini tamamlayan kişi siz olmamalısınız. Eğer tamamlarsanız kolay iyileşemiyor, ben zaten konuşamıyorum diyerek sizden bekliyor.

  • Çocuğu rencide edecek davranışlardan kaçınmalısınız. Konuşamıyorsun, neden kekeliyorsun, doğru dürüst konuşsana gibi cümleler onu iyileştirmez aksine kekemeliğinin ilerlemesine neden olur.

  • Çevrenizdeki insanlarla şifreli de olsa, çocuğunuzun kekemeliği hakkında, onun yanında konuşmayın. Bu konuşmalar onun kendini çaresiz hissetmesin, utanmasına  neden olacaktır. Nasıl davranmaları gerektiği konusunda çevrenizdekileri uyarın. Asla başkanlarınin yanında bunu sorun olarak anlatmayin baskalarinin da "ay kekeme mi oldu" falan demesine onu tamamlamasina izin vermeyin. Bu tarz davranmakta israr edenlerle iyileşene kadar görüşmeyin :) Sonuçta çocuğumuzun sağlığı daha önemli.

  • Eğer aşırı kuralcı bir aileyseniz, çocuk size kendini beğendirebilmek için sürekli bir baskı altındaysa hemen kendinize dur diyin ve kendinizi bu tutumunuzdan vazgeçiremiyorsanız önce kendiniz psikolojik destek alın. Çocuğa uygulanan baskının giderilmesi tekrar eski haline dönmesine yardımcı olacaktır.

  • O bunun farkinda olursa ben konusamiyorum niye böyle oldu falan diye bunun gecici bir durum olduğunu soyleyin rahatlatin onu Çocuğunuzla kekemeliği hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Sorunu yokmuş gibi davransanız bile çocuk konuşmasında bir sorun olduğunu fark edecektir. Bu durumun geçici olacağına onu inandırın.


Başlangıçta bütün bunları denediniz ama çözüm alamadıysanız, bir konuşma terapisti ile görüşmeniz de fayda var.

Bir çok kekemelik, ergenlik dönemiyle tamamen ortadan kalkıyor. Sabırlı olmanız şart.

Bütün bunlar benim yaşadıklarımdan ortaya çıkan bilgiler. Lütfen böyle bir sorunla karşılaşırsanız siz yine de bir doktora danışın.

Sevgiler,
Şafak


Not: resim webden alıntıdır



3 Şub 2014

KESTANELİ İNCİR TATLISI


Merhaba,

Tavsiye Melekleri ile yaptığımız Tefal Workshopundan son yemekle karşınızdayım. Yaptıktan sonta incir tatlısı hiç bu kadar kolay olmamıştı diyeceksiniz :)

Malzemeler:
10 adet kuru incir
70 gr kaymak
200 gr kestane
200 gr toz şeker
1 adet çubuk tarçın
500 ml süt
200 ml su

Yapılışı:
Kestaneleri yıkayın ve ortasından bıçak ile çizin. Kestaneleri Actifry’ın pişirme haznesine yerleştirip 25 dk pişirin. Rondoda süt ilavesiyle püre haline getirin. Sütü fazla koymamalısınız. 1 kepçe kadar yeterli olur. İncirleri beklettiğiniz sütü kullanabilirsiniz. Çok da hoş olur.
Sütü ve çubuk tarçını tencereye koyun ve kaynama noktasına getirin. İncirlerin saplarını kesin. İncirleri süte ekleyin ve 15 dk bekletin. Sütü süzerek incirleri bir kaba alın ve içine kestane püresi doldurun. İncirleri tencereye dizin ve şekeri üzerine serpin. Su ekleyin. Kaynamaya başladığında altını kısın. 5 dk kaynatın.

Tabağa alıp üzerine kaymak ve fıstık ile servis edebilirsiniz. Kaymak koyacaksanız tatlıyı soğutmalısınız aksi takdirde eriyor.
Afiyet olsun
Şafak

Önceki yemekleri okumak isterseniz eğer aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.

Kestaneli sebze çorbası tarifi için Tık Tık
Kestane soslu tavuk kanat tarifi için Tık Tık

Kestaneli ve Kuru meyveli pilav Tık Tık

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...