12 Eyl 2014

EGE'NİN OKULDAKİ İLK GÜNÜNDEKİ HAYAL KIRIKLIĞIM VE SONRASI -2

Merhaba,

Okul ile ilgili yazıma devam ediyorum. Çocuklar bu hafta okulda birer saat kaldılar. Çok fazla alışamayan, ağlayan çocuk yok. Neredeyse bir tek Ege var. 15 aylıktan beri annesi ile sadece bir yıl kalabilmiş bir çocuk için şaşılacak şey. Beni bir dakika görmese paniğe kapılıyor ve başlıyor ağlamaya. Yalnız ikimiz olsak, belki daha kolay halledebileceğim ama Efe Deniz de bizimle geliyor mecburen. Ne yazık ki O da orada durmak istemiyor ve sürekli gidelim diye ağlıyor. Zaman zaman, ana okulunun içine giriyoruz, oradaki oyun bölümünde oyuncaklarla oynuyor. Bir tek o zaman sessizleşiyor. Bu sefer de Ege seni dışarıda göremiyorum diye mızırdanıyor. Ne yazık ki ikisine de nasıl yetişeceğimi bilemiyorum. Anne olmak gerçekten zor zanaat.

Bir ara başka bir velinin çocuğu ile bir araya geldik. İkisinin eline de birer erik verdim. Böylece beş dakika huzur buldum diyebilirim.


İlk gün eve gidince hissettiklerimi dün anlatmıştım. Evin içinde gezinip durdum ne yapabilirim diye. Çok zengin insanlar da değiliz ki, hemen işçileri malzemeleri ayarlayıp gönderelim. 

Benim bilgisayar genelde hep açıktır. Beylikdüzü Belediyesi resmi twitter adresine twit attım. Favorilere eklendi ama dönüş olmadı. Tam bu sırada bir baktım, hiç tanımadığım halde, bir şekilde arkadaş listeme eklenen Beylikdüzü Belediyesi Meclis Üyelerinden Deniz Çakıroğlu mobilde gözüküyor. Hemen ona durumu anlatan bir mesaj attım. Okundusu geldi ama cevap dönmedi. Yine hayalkırıklığı. 

Bu arada ben hep düşünüp duruyorum. Tanıdığı olabilecek arkadaşlarıma mesaj atıyorum ama yok kimseyi bulamıyorum.  Gece artık saat neredeyse 01;00 sıralarında yatmak için hazırlanmaya başladım. Tam bilgisayarımı kapatacakken, Deniz Çakıroğlu'ndan bir mesaj. 

"Şafak Hanım mesajınızı gördüm, gün içinde çok yoğundum dönemedim. İlçemizdeki tüm okulların badana boya işleri belediyemiz tarafından yaptırıldı. Bundan başka elimizden geldiğince eksikliklerini gidermeye çalıştık. Yarın beni .... numaradan arayın konuşalım"

Aaaa. şaşırdım. Boşuna mı strese girdim acaba diye düşündüm. Ertesi sabah okula gidince hemen müdürümüzü buldum. Gördüğüm eksiklikleri anlattım. Ne yapılacak diye sordum. Okul ana binasının badanasının yapıldığını, ancak ana sınıfı binasının okuldan ayrı bir yermiş gibi göründüğü için boyacılar tarafından boyanmadığını, boyatmak için aradığını ama oyalandığını anlattı, hatta yanımda tekrar konuştu. Çatı ve diğer tamiratlar için de kaynak bulmaya çalıştığını, bulur bulmaz halledeceğini söyledi.

Bunun üzerine Deniz hanımı tekrar aradım ve Ana okulu  ile ilgili durumu anlattım. Şaşırdı ve hemen ilgileneceğini söyledi. Eve geldiğimde, yine bir meclis üyesi olan Fuat Beyazıt'a da mesaj attım. Kendisi bizim mahallede sevilen ve sayılan bir kişi. Ona boya işinin hallolduğunu ama çatı ve diğer tamiratların da yapılması için bize destek vermesini, bu işler hallolmazsa çocukların kışın hasta olabileceklerini söyledim.  O da ilgileneceğini söyledi ve günün ilerleyen saatlerinde mesaj atarak, Belediye Başkanımızla konuyu görüştüğünü ve tadilat işinin de belediye tarafından karşılanacağını söyledi.

Ertesi gün okula gittiğimde müdür beyin yanına çıktım. Gerçekten de ilgilenmişler bizimle. Hatta Deniz hanım, İnşaat bölümünden birilerini ve bir meclis üyesini daha yanına alarak, okulu ziyarete gelmiş, eksiklikleri görmüş, notlar aldırmış, müdür beye inşaatla ilgili başka talepleri olup olmadığını sormuş. O da bazı eksiklikleri daha söylemiş. En kısa sürede halledeceklerinin sözünü vermişler.

Biz bugün okula gitmedik. Çünkü okulda boya ve tadilat başladı. Çatının akan kısmını tamir etmek yerine tamamını sökerek yeni bir çatı yapıyorlar. Hafta sonu tamamlanacak.  Yuppi :)

Ben hala parke için sponsor arıyorum. Büyük firmalara mail attım ama bu saate kadar olumlu ya da olumsuz geri dönen olmadı. Parke malzemesi bulunur bulunmaz yine okulumuzdan bir veli, işçiliğini yapacak. Altı üstü 65 m2 parke malzemesi için debelenip duruyoruz. Parkecilerden fiyat alıyorum ama okul için olduğunu söylememe karşın kimse maliyetine bile vermiyor. Keşke bir elli yıl önce dünyaya gelseydim!

Yarın sizinle bazı velilerin bu olaylara yaklaşımını ve tavırlarını yazacağım. Dünkü yazıma bir arkadaşım hakkımızı aramayı ve tepki vermeyi bilmiyoruz diye böyle oluyor demiş. Biraz doğru biraz yanlış. Niye böyle düşündüğümü yarın yazdıklarımdan sonra daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

Dünkü yazımı okumak isterseniz Tık Tık

Sevgiler
Şafak

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...