13 May 2013

TİK TAK, TİK TAK, TİK TAK.... YAŞAMAK MI? ÖLMEK Mİ?


Saatler hızla ilerliyor. Tik tak, tik tak, tik tak.... Ömür her tik takta biraz daha azalıyor. Farkında mıyız olup bitenin? Hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz. Bir an geliyor ki dünya sona erecek her şey bitti gibi hissediyoruz. Bütün bu karışıklık neden??

Yıl 1999. Sanki hayat bitmiş gibi. Pırıl pırıl bir Ağustos gecesi. Gökyüzü yıldız dolu. Yıldızlar öyle çok ki. Saat nerdeyse gecenin üçü. Ve ağlamaktan şişmiş gözler. Son bir sigara daha içip uyumalı. Uyuyunca belki bu acı diner. Ve dudaktan dökülen bir dua.

"Bu akşam benim için her şey bitsin. Lütfen... Bu acı dinmiyor"

Gözler kapanmak üzere. Birden bir gürültü. Sanki yerin altından birileri vuruyor. Sonra sallantılar. Evde herkes uyanmış. Dualar ediliyor. Galiba kıyamet kopuyor. Bu şiddetli sallantının başka açıklaması olamaz. Dakikalar sürmüş gibi gelen o saniyeler. Ve yine o ses.

"Yok artık duam kabul olmuş olamaz dimi? Ben sadece kendim için istedim. Kardeşim daha küçük"

Sonra derken sessizlik... Herkes evinden çıkmış sokaklarda. Kimin için ne kıymetli ise o var yanında. Kiminin paraları, kiminin yastık altı altınları. Kiminin sigarası, telefonu. Kiminin de sadece canı, çoluğu çocuğu....

Telefonlar çekmiyor. Kimse kimse ile haberleşemiyor. Bir el radyosu bulunmuş, o an orda bulunan DJ haber yapmaya çalışıyor. Haberler kulaktan kulağa yayılıyor. İstanbul yerle bir oldu diyorlar, İzmit sulara gömülmüş diyorlar. Korku çoğalıyor. Herkes yakınlarına ulaşmaya çalışıyor. Ama nafile.

İlk eniştem ulaşıyor bize. Biraz araba ile biraz yürüyerek biraz da başka araçlarla ancak öğlene doğru geliyor. Bir süre yolların açılması bekleniyor. Sonra bizim araçla çıkıyoruz yola. Önce bir akrabamıza uğruyoruz, Allah'tan sapa sağlamlar. Sonra teyzemlere doğru yola devam ediyoruz. Avcılar'dan geçerken ağlıyorum. Her yer yıkılmış, herkes bir yerlere koşuşturuyor. Bazılarının kıyameti kopmuş. Ertesi gün geri dönerken hala arama kurtarma çalışmaları devam ediyordu. Ve Ağustos sıcağının da etkisiyle ortalık fena halde kokuyor. İlk o zaman anlıyorum insan ölünce neden toprağa, yerin oldukça altına gömülüyordu.

Sonra saatler, günler geçiyor. Tik tak, tik tak, tik tak.. Bir sürü ölü, bir sürü yaralı var. Her kafadan bir ses çıkıyor. Kimileri bu deprem ABD ve İsrail bir deney yaptı o yüzden oldu diyor, kimileri İzmit'te askeri gazinolarda çok içki içildi Allah bizi cezalandırdı diyor.

Oysa ben biliyorum. İnsanoğlu Yaradan'ın işine ne kadar karışırsa karışsın, yaradan ne isterse o olur. Deneyde yapsan, duada etsen yazılan yaşanıyor.

Ve günler sonra.... Bir yatakta oturmuş düşünüyorum. Sadece saatin tik takları var odada. Tik tak, tik tak, tik tak... Kalkıyorum yerimden.

Kaldığım yerden yaşama soyunuyorum.....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...