Merhaba,
Bir kaç gündür çocukların hastalığı nedeniyle yazamıyorum. Böyle bir yazı yazmak hiç istemezdim. Bu blogun benim için bir amacı da geleceğe anılarımı bırakmak. Keşke tüm anılarım, güzel şeyler olsa... Gözyaşından nefret ediyorum.
Dün gece yine kötü bir haber aldım. Çok sevdiğim bir iş arkadaşımı kaybetmenin derin acısı içindeyim.
Yaşam bazen bizi hiç düşünmediğimiz yerlere sürüklüyor. Bundan yaklaşık 7 sene önce beraber çalıştığım, boş anlarda çay kahve içtiğim, o dönemde üzüntü olduğum anlarda, "S.. et, üzülmene değmez" diyerek bana moral vermeyen çalışan, yeri geldiğinde birlikte aynı masada eğlendiğim, yediğim içtiğim arkadaşımı kaybettim.
Henüz 35 yaşındaydı. Tanısanız mutlaka severdiniz. Hayatı dolu dolu yaşamayı severdi. İyi bir eğitim almıştı, iyi bir aile çocuğuydu. Çok yakışıklıydı, kızlar ona hayranlıkla bakardı. Sonra araya yollar yıllar girdi.
İrtibatımız kesik kesik olsa da bir şekilde devam etti. Ben büyük oğluma sahip olduğum yıl onun da bir oğlu oldu. Oğlu onun yaşam kaynağıydı. Öyle heyecanlıydı ki oğluyla ilgili tüm konularda. Benimkinin dişi çıktı, sizin de var mı? Bizim ki yürüyor sizin ki yürüdü mü? Hep böyle şeyler sorardı. Oğlundan bahsederken sesi ışıl ışıl olurdu.
Sonra, sonra hayat onu nerelere savurdu, ne yaptı bilmiyorum ama bizi dün terk etti. Haberi aldığımda, bir hata olduğunu duymayı çok diledim. Ölümlere ağlamayı yıllar önce bıraktım sanıyordum ama onun ölümü beni çok sarstı.
Sizden ricam onun için dua etmeniz. Rabbim onu cennetine kabul etsin. Allah rahmet eylesin. Geride kalanlara sabır versin
Şafak