Merhaba,
Bir süredir hastalıklarla falan uğraşıyorum. Her ne kadar sosyal medyada takip ediyorsanız beni, her şey güzel, hiç de öyle gözükmüyor diyecek olsanız da maalesef öyle.
Dün de 2 saat bir dişçi koltuğunda oturdum kaldım. Diş konusu benim için yıllardır, büyük bir sorun. Yaklaşık 5 yıl önce bir dişeti ameliyatı geçirmiştim. Evvelsi gün de birden dişetlerim şişmeye başladı. Akşama doğru ağrı o kadar dayanılmaz olmuştu ki, gece doktoru aramak zorunda kaldık. Kısa bir süre önce orada olduğum için de çok şaşırdı, bu kadar kısa sürede böyle dayanılmaz ağrılar pek olmaz yarın görüşelim diye. Bende dün yanına gittim. Gerçekten kısa sürede sorun oluşmuştu ve biraz müdahele yaptı. Önce dedi ki, "diş etlerin çok mutsuz hayırdır?" Laf lafı açtı ve birden derin bir konunun ortasında bulduk kendimizi. İşte aslında bugün sizlerle bunu paylaşmak istiyorum, yoksa dişetlerimin mutsuzluğu kimin umurunda :)
Bilmem farkında mısınız? Biz kadınlar ile erkekler birbirimizden çok farklı gözüküyoruz. Biz her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünürken onlar oldukça umursamaz. Bizim dağ gibi gördüğümüz sorunlar onlar için sorun bile değil. Bu durumda tartışmalar, hayal kırıklıkları, vazgeçişler kaçınılmaz. Gemileri yakmışlığım olmuştur bu nedenle :)
Sonra işin bir de biyolojik tarafı var. Kadınlarda hormon denilen şey, duygularımızı yönetiyor belli günlerde. Normalde takılmayacağımız şeylere takılıyor, sinirlenmeyeceğimiz olaylarda çok sinirli oluyoruz. O zamanlarda bazen, biz bile kendi kendimizle anlaşamıyoruz :)
Sonra çağımız gereklikleri var. Yani bir yandan çağa uymaya çalışıyoruz, bir yandan genlerden gelen duygularla yaşamaya. Eskiden kadınlar evde oturur, çocuklarına bakar, eşinin, akrabalarının, kendi ailesinin hata eşinin ailesinin isteklerine göre hayatını şekillendirirlerdi. Sonra devir değişti, eğitim arttı, televizyon ve internetle farklı dünyaların kapıları açıldı. Kadın "dur ya ne oluyor bende bir bireyim benimde bir kişiliğim var" dedi.
İş hayatına girdi, gezdi tozdu, eğlendi, kendi için yaptı ne yapacaksa, sonra bir saat, biyolojik saat çaldı :) Ne kadar doğrudur bilemem ama annelik insanın doğasında var. Doğurmak ve neslin devamını getirmek için yaratılmışız birazda. Saat çaldığından evlenmek istiyor insanlar. Yoksa işin gücün varsa, rahatsan da hayatta, birine yemek pişirmek, çamaşır yıkamak için niye evlenmek isteyesin ki :) Saat haber veriyor, hadi zamanın geçiyor çocuk sahibi olmalısın.
Sonra evleniliyor, çocuk sahibi olunuyor. Bir çok kadın evli ve çocuk sahibi olduğu halde çalışmaya devam ediyor. Kimisi maddi nedenlerden çalışıyor kimisi de çalışmayı veya maddi olarak kendi kendine yetmeyi sevdiği için.
Sonuçta ne oluyor, hooop kadının omuzlarındaki yük her gün biraz daha artıyor. Erkek her ne kadar eşine destek olsa da, olay sadece destek oluyor. Sonuçta herkes ve hatta kadının kendi bile bütün bunları kendi görevi olarak görüyor. Kadınlar, yeni çağ ile gelenek görenekler arasında sıkışıp kalıyor.
Kadın, işte çalışıyor, evde işler onu bekliyor, çocukların okulu, bakımı, iyi yetişsinler kavgası, misafirler, akrabalar ve bazen komşular, yemek, eşi mutlu etmek yani her şey ondan bekleniyor. Gün geliyor ülkenin halini de düşünüyor kadın, aktif siyasete giriyor yada pasif olarak, siyasi fikirlerini başkalarına empoze etmeye çalışanlara dur diyor, sohbet aralarında.
Hele bir de mükemmelletçiyseniz yandığınız resmi oluyor. Yetemiyor hiç bir şeye. Belki günde 4-5 saat uyuyor, tüm gün ayakta kalıyor ama yetişemiyor.
Sakinleştirici kullanan kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor. Çünkü ne kadar istesek de her şeye yetemiyoruz. Yetemediğimiz için, bunu da dert ediyoruz. Sonuçta mutsuz, orası burası ağrıyan, sakinleştiri kullanan kadınlara dönüşüyoruz.
Peki sizce nasıl olacak? Siz nasıl düşünüyorsunuz, yada nasıl yaşıyorsunuz hayatınızı. Yorumlarınızı mutlaka bekliyorum.
Sevgiler
Şafak
Not: Resimler internetten alıntıdır.
Hem calisip hem eve hem cocuklara yetişmeye calışıyorum yeri geliyor isyan ediyorum ama çözümü daha cok arada birde olsa kendime vakit ayirmakta buldum hafta da birgun cocuklari babaya birakip kendim için birseyler yapiyorum sadece üst komsuya cocuksuz cıkmak bile nefes alma biçimidir ;)
YanıtlaSilaynı fikirdeyim. Blog yazmak bile bizim için kendimize at bir yaşam gibi. Hoş bazen o bile stres nedeni olabiliyor. yazı giremedim vs.
Silsevgilerimle
Şafak
Öncelikle çok geçmiş olsun diliyorum.. Bir dişim var yıllardır beni zorlar durur o da :( İki kez dolgu değiştirdim ve 3.ye gitmekteyim.. Yazı şahane noktasından virgülüne katılıyorum kesinlikle mükemmelliyetçilik bir noktada bilenmezse yandığımızın resmi oluyor cidden :)
YanıtlaSilEge ve Efe'yi öperim :)
çok teşekkür ederim Dilek'cim. aman dişini ihmal etme.
Silsevgiler
Ah kuzum günlerdir savaşıyorsun şu dişlerinle umarım en kısa sürede geçer :( yazın ayrıca bir harika olmuş sevdim...Kadın olmak zor zanaat ...
YanıtlaSilinşallah, şu an bile öyle ağrıyor ki, yatsam uyusam diyorum
SilSonuna kadar katılıyorum sana . Hayat şartları kadınlar için gün geçtikçe dahada zorlaşıyor. Herşeye yetmediğim için stres oluyorum ve öncelik listesi yapıyorum. Ama bazen tukenmislik sendromu yaşıyorum.
YanıtlaSilen büyük sıkıntı işte. Nasıl olacak bilemiyorum. Bazen herşeyden elimi ayağımı çekip sadece eve odaklanayım demiyorum değil
Silsevgiler
geçmiş olsun tatlım
YanıtlaSilkesinlikle katılıyorum sana biz çok plancı çok mükemmel olmaya çalıştıkça onlar daha bir rahatlıyorlar çünkü nasılsa herşeyi düşünen birileri var :)) bende de gündüz atamadığım stresi gece dişlerimi sıkarak atma gibi kötü bir huy var ve bu yüzden diş ağrısı ve kırılması yaşıyorum :(
sanırım bu gidişle bizi anca yeşil minik haplar adam eder :P
bende de var o diş gıcırdatması. zaten dişe en büyük zararı da o veriyor. aman dikkat
Silçok doğru yazmıssın hepsi doğru. kadınlar neden mutsuz erkekler yuzunden :) cevap cok net bence
YanıtlaSilyok aslında erkekler yüzünden değil, arada sıkışıp kalınmışlıktan bence.
Silöpüyorum
beni soracak olursan bende saatim geldi kocamı bulmam lazım artık biricitinkınagecesi etkinliği yapıcam vaktim daraldı:)
YanıtlaSilGeçmiş olsun. Yazınıza tamamen katılıyorum. Gerçekten öyle. Evliliğe ve çocuk fikrine hayli uzak duran ben gün geçtikçe uzaklaşıyorum
YanıtlaSilteşekkür ederim.
Silevlilik ve çocuk güzel aslında, hani baştan yazabilme şansım olsa yine öyle olsun isterdim. Sadece biraz daha değişik yaşardım bazı şeyleri
O kadar uzun yıllar didikledim ki şu konuları. Boşa koydum dolmadı doluya koydum almadı. Hep "niye-neden" dedim. Bulduğum hiç bir cevap çözüm olmadı. Baktım ki bu şekilde mutsuzluk azalacağına artıp, yıpratıyor vazgeçtim cevap aramaktan çözmeye çalışmaktan.
YanıtlaSilŞimdi; saldım çayıra mevlam kayıra:)))
cevap var aslında ama çözüm yok sanırım :) yani herşeyi yapmaya çalıştıkça herşey daha çok birbirine giriyor. Çevremde bakıyorum, en mutlu kadınlar hiç birşeyle ilgilenmeyen kocam düşünsün , çocuklar kendi bilir diyen kadınlar
Silöpüyorum canım
biraz salması lazım kadının. her şeye yetişmeye çalışmak yıpratır ki :((
YanıtlaSilah evet salmas lazım. Lazımda sonra toparlamak kadına düşüyorsa o zaman ne yapacağız :)
Silişte böyle diyerek boş veremiyor kadın. ''sonra her şey yine bana kalacak'' düşüncesi. oysa düşünmese kendine ruhuna zaman harcasa daha mutlu olur.
Silcnm geçmiş olsun,inş bir an önce düzelir dişetlerin.. ben de doğumdan sonra bakıma gireceğim inş :)
YanıtlaSilçoğumuz için yazdıkların o kadar doğru ki.. ve tabii ki bzıları da rahat ve geniş yapıda.. ister ev kadını ol,ister çalışan her türlü yük omuzlarında.ayrıntıları sen düşünmek zorundasın çünkü bizden başka o kadar düşünen yok,olmuyor.. bazen dediğin gibi gün yetmiyor,yatarken ertesi günün işlerini hatta genelde ajanda gibi diğer günleri düşünürken kaçta uyuyorum bilmiyorum,sabahta kurulu saat gibi erkenden kalk :) arada kendimize de vakit ayırmak bir nebze çare sanırım.. geçen yıldan beri diyorum,gel kaçalım 2 günlüğüne bir yerlere :))
kaçalım diyorsun bebek yapıyorsun :))))
Silumutla çocukların büyüyeceği, emekli oluncak ve istanbuldan kaçılacak zamanları hayal ediyorum :) inşallah
Çok doğru bir tespit yapmışsın canım.Kendim içinde çevremdeki kadınlar içinde 24 saatin yetmediği bir dönemdeyiz.Özellikle çalışanlar için nefes alınacak zamanlar çocukların uyuduğu zamanlara kalıp kafayı dinlendirirken vücudu yoruyor.Son zamanlarda bende ''yapmalıyım'' kelimesine çok takılmayıp yapabildiklerimle idare etmeye verdim kendimi :))
YanıtlaSilen doğrusu bu sanırım, aşırı titiz ve dağınıklığa asla dayanamayan bir arkadaşım var, rahatlığına şaşıyorum diyor bana :) Eğer öyle olsam, hayatım daha da korkunç olurdu sanırım malum oğlanlar çok fena benim :)
Silyorumların için teşekkürler
öpüyorum
Çook zor...tam o resimdeki kadın gibiyim. Her şeyim yarım ama herşeyim. Çalışmak kadınları yıpratıyor. Çok isterdim iki yardımcım olsun ben spor o gideyim, sosyal çalışmalara katılayım cool olayım eve geleyim çocuklarla oyun oynayım, yemek temizlik olmasın...amaaa olmuyor çalışmam lazım. Herkes depresif dediğiniz gibi, herkes yorgunnn
YanıtlaSilKim istemez ki yalnız değilsin :) Herşeyi yapmak zorund abiz olunca maaledef hayat zor oluyor. Evde ufaklıkla ilgilesi için bi ablamız olduğu halde, benimkiler benden ayrılamıyor :) Yani her türlü zor bize.
Silgerçekten çok yerinde tespitler yapmışsınız , evdeyim ama yetemiyorum takıntısı var hala üzerimizde , çalışmak lazım ama o zaman hiç bir şey yapamayacağımı çok iyi biliyorum ya da hiç bir şeyi iyi yapamayacağımı demeliyim sanırım , haa şimdi ne yapıyorum sanki yaptığım hiç bir şey yok , oysa bazen çalışsam daha çok dinlenecekmişim gibi ...
YanıtlaSilEY AKIL.
YanıtlaSilBir Nida!
Cılızda olsa haykırmakta.
Binlerceye varan koşuşturmalar arasında,
Yolun başındakilere de, ortasında ve sonundakilerede,
Önününe bak ve gör.
Yürüdüğün zemin seni alıp götürmekte
İstesende, istemesende.
Nasıl yaşarsan öyle oleceksin.
Nasıl ölürsen öyle olacaksın.
Neredesin, ey akıl
Yol göster bana.
Sevilmek sevmekte ister gönül
Güç ister güçlü olmak ister.
Belli etmek ister varlığını,
Yıkıp dökmek ister,
Ağlatmakta ister ağlamakta.
Yol göster bana,
Bir yolda yürüsen;
Diğer yoldakiler,
Aklın yokmuydu ? Aklın.
Neredeydi? Demektedirler,
Habire yolunu değiştir durursun
Lakin,
Yine yaranamamaktasın.
Ne kendine, nede diğer yoldakilere
Kendileri sanki yol almamakta
Zemin üstünde.
Yine baş başa kaldık ey akıl
Yol göster bana.
Fena yakalandın.
Geldiğin zamanda,
Zamana ve mekana bakarken,
Demekteydin kendi kendine,
Hem dindar olmak istersin
Hemde günahkar.